7 Mayıs 2006 Pazar

-I-

yazayım diyorum. sonra, yok! yok! en iyisi yazmamak diyorum. gidiyorum. geliyorum. gidiyorum. gelmek gelmiyor içimden. dur! çay demlenmiştir. bir bardak çay iç önce. içiyorum. balkondan sokağa bakıyorum. çocuklar oynamıyor. garip değil mi? neredeler ki? gidip bir çocuklara bakıp geleyim sonra yazarım. hava biraz serin sanki. hırkamı yanıma alıyorum. sokağa çıkıyorum. yıllardır şu bakkala girer çıkarım da, yıllardır selam eder selam alırım da ondan adını bilmem mesela. o da hiç adımla seslenmemiştir bana. sahi neydi bu adamın adı? neyse. iyi akşamlar! diyorum. iyi akşamlar! diyor. buralarda bir yerde bitiyor olmalı mahallem. ama ben hiç bu mahallenin çocuğu olmadım. bakkaldan, bir de berberden başka kimse tanımaz beni. komşularımın bile adımı bildiğinden şüpheliyim. seviyorum ama onları. onlar da bana hep sevgi dolu bakıyorlar. tereddüt etmiyorum mahallemden çıkarken. almanyadaki gurbetçi türkler gibiyim. geliyorum. gidiyorum. ama en çok gideceğimi bilerek gelmeyi seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder