3 Kasım 2009 Salı

ZALİM YILLAR

Bir süre önce çocukluk arkadaşlarımın birinden bir mektup aldım. "Büyük bir yazar oldun mu?" diye soruyordu. Bundan onbeş yıl önceydi. O zamanlar, çoktan büyük bir yazar olmuştum da devasa bir yazar olmayı bekliyordum ortaya çıkmak için. "Kaç kitabın var şimdi?" diye soruyor. Hayır, dalga geçmiyor. Kitaplarla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur onun. Cevap yazsam ve sıralasam olmayan kitaplarımı, farkına bile varmaz. Merak edip gidip almaya kalkmaz. Neyse... Zaten mektup da değildi yazdığı. Ben öyle olmasını isterdim. İstedim ve öyle oldu...

Birilerinin aklına gelmiş olmak bile güzel aslında. "Neden kitap yazmadım?" başlıklı bir manifesto yazdım ama hemen yırtıp attım. Otursak, iki kadeh tokuştursak karşılıklı; neden yazmadığımı mı anlatacağım sanki ona. 15 sene önce, burnumun dibini bile göremezken, ne kadar da küstah olduğumu mu anlatacağım... Hayır! Muhtemelen gece boyunca Fenerbahçe, Galatasaray, Türkiye Süper Ligi konuşacağız. Arada ekonomiden bahsedecek o. Sonra, çakırın yanına keyf denk düşünce, gidip taze ithal mallarla düşüp kalkacağız. Bizimle yattıktan aylar sonra, Kanada ya da Amerika'daki erkeklerle düşüp kalkıyor olacaklar onlar. Yıllar sonra, doğu blokunun yeni iş kadınları olarak geçecekler gözümüzün önünden... Amaaan sen de!...

Cevap olarak şöyle dedim: "Ben büyüdüm, içimdeki yazar küçüldü..."

Daha orta okuldayken, gazetelerin magazin eklerindeki bazı kadınlarla düşüp kalktığını söyler, fiyat listesi çıkarırdı. O kadar paraya değiyor mu diye sormuştum. Büyük paraydı gerçekten. Aslında sallıyor da olabilirdi.


Mail bile değil. İnternetin bize sunduğu bir hediyenin - ki birine faydası olduğunu da görmüş değilim, bu sebeple hediye midir gerçekten, emin değilim- sayesinde yazdığı bir kaç cümle yalnızca... Büyük bir yazar oldum mu? Yazar oldum mu?.. Bunlar önemsiz konular... Olmaya çalışsaydım, belki birkaç adım atardım ama yeltenmedim hiç. Ayağıma gelmesini bekledim fırsatların. Bak! Yine yalan söylüyorsun... Denedim ama beceremedim. Olmadı... N'apalım... Dünyanın sonu değil ya...

Neden yazar olmak istedim? Yani öylesine değil, büyük hatta devasa bir yazar... Bir kızı seviyordum ve onu elde edemememin en garanti yolu buydu... Mucizeler mucizeleri kovalasa bile zalim yıllar çok çok uzaklara savuracaktı zaten bizi... Ona kavuşamamanın tek yoluydu o zamanlar bu... Kıt bir hayal gücüm vardı ve aklıma sadece bu geldi... "Ben sizi çok sevmiştim bayan..." diyebilmek için bir gün umuma açık bir yayında; büyük, devasa bir yazar olacaktım. Adına ithaf edecektim en büyük yapıtımı ama içinde o olmayacaktı. Adı da değil ve ne de adının baş harfi... İlk ve son harfleri atıp kalanlardan birini seçecektim ve "G'ye..." diyecektim mesela ya da "Ü'ye..." Elime fırsat geçerse, herkesin gözünün önünde gözyaşlarımı akıtarak anlatacaktım aşkımı ama hiçbir kitabımda bahsetmeyecektim. "Bunları neden yazmadınız, yazmıyorsunuz?" diyenlere gülümseyecektim "Yazmalı mıyım sizce?.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder