8 Temmuz 2009 Çarşamba



Düşlerimin ve heveslerimin akla uygunsuzluklarına gülüp geçti hep tanıdıklarım. Düşler ve hevesler... Yani küçücük şeyler... Miniminnacık kehanetler...


Kaderimin peşinden koşuşumun her türlü gülünçlüğünü kabul ediyorum. Başkaları ne derse desin de; ben, onları, üstüme epey yakıştırıyorum.

Bu 'aşk' ilk ne zaman düştü yüreğime? Yıllardan '92, aylardan aralık. Öyle üşümüştüm ki, asla unutamadım. 16 yıllık bekleyişim -aptalca peşinden koşmaları bir kenara bırakırsak- ve nihayetinde, rastlantının o harikulade güzelliğiyle varılan, vurulan, yüz sürülen o sakin kıyı... Ahh! Biliyordum onca acının bir sebebi olduğunu...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder