2 Ekim 2008 Perşembe

TERK-İ TAHT

Büyük büyük sevdalarda kendini şımartmış bir çocuktum. Şüphesiz, her şeyi gözümde büyütmüştüm. Büyüttüğüm her şeyi vakitsizce öldürdüm.

Sevmekten ibaretti önce. Sonra, acıdan. Şimdi, yalnız bana aitti. Kim ne yaparsa yapsın, bir tek ben veriyordum şimdinin hükmünü. Şımarık bir çocuktum; sevmem beklendiğinde sevmiyor, özlemem beklendiğinde özlemiyordum. Sevmemem için dualar edilirken, adaklar dikilirken, deli divane oluyordum. Divanelik lüzumsuz geliveriyordu hemen, yalnızca deliriyordum. Kim ve ne için olduğu önemsizdi. Tedavisi olup olmadığı da... Şimdinin hükmünü yalnız ben geçersiz kılabiliyordum. Şimdinin Kral'ıydım ben, bunu adım gibi biliyordum...

Kadere inanmasaydım, bu, böyle sürüp gidecekti. Ne dersin ey kader! Bu, böyle sürüp gidecek mi?..

- Şu tahttan vazgeçme olayının özel bir adı vardı diye hatırlıyordum ama bulamadım. Varsa gerçekten ve benim başlığım karşılamıyorsa aynı şeyi, özensizliğimden dolayı özür dilerim.-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder