22 Haziran 2007 Cuma

YENİDEN BAŞLAYANLAR İÇİN BİSİKLET SÜRME TEKNİKLERİ

Yazmaya zaman aramaktan vazgeçince artık neredeyse ağzına kadar dolduğunu farkettim sürahinin. Dökülsün, taşsın hatta kırılsın diyordum ki içim el vermedi. Ben de biraz da ağırdan alan sevgili edasıyla sadece yanağımdan öpmesine izin veriyorum şimdilik. Tabi çoğunluk mecburiyetten böyle, yoksa çoktan altına yatardım kuytu bir köşede. Şimdilik seviyeli beraberliğe devam. Nişanı atmazsa nazımdan bıkıp hayırlı bir yuva da kurarız belki.

Çocukken, anneannemin bahçesindeki fırının damından karşı tepelere bakardım. O tepeler yunanistan sınırları içinde, yunanistan da dünyanın sonu gibi bir şeydi benim gözümde. Oraya gitmek gelirdi de içimden, tam ters yöne bakıp uçsuz bucaksız ovaları gördüğümde "biz ayrı dünyaların insanlarıyız" derdim. Zamanla aynı şeyi Anadolu için de düşünür oldum. Sonunda da ait olamamak duygusu/burukluğu/acısı hayatımın gerçeği oluverdi. Çocukluğumun, dolayısıyla hayatımın % 99'unu geçirdiğim yerlerin şimdiki haline bakınca ait olamamak mutluluğa dönüşüyor. İstanbul'lu olduğumu da(daha doğrusu kendime bula bula bir burayı o da kağıt üstünde vatan ilan etmek zorunda kalışımdan) ancak askere gelince farkettim. Ancak buradaki çoğunluğun nüfus cüzdanlarındaki memleketlerini neredeyse hiç görmemiş olduklarını fark edince içimden tekmilimi "Güray ONOK, İTHAKA" diye vermek geçiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder