31 Ağustos 2009 Pazartesi

Ara Toplam

Aslında oturup İki Eylül günlerinden dem vuracaktım ama öylesine geçiştirmek istemedim üzerimize yapışan o yazı. Yavaş yavaş sıkıntılarımı geçmişin tozlu raflarına sıkıştırmaya başladığım şu günlerde, keyifle yorularak, umutla yoğrularak geçirdiğim zamanıma geçmişin lanetinden damlamasın diye bu konuyu bir süre daha ertelemeye karar verdim.

Gün aşırı yeni gelinlik modelleri, porselen takımlar, çatal-bıçak takımları, perdeler, halılar, yemek masaları&sandalyeler seçtirile durayım, dört nala evlilik yolunda ilerliyorum. Çok kalmadı, en geç 5-6 ay içinde bir evlilik cüzdanım olacak ve önümüzdeki yazdan itibaren de eve gitmek için çok geçerli bir nedene sahip olacağım...

Yaşımdan son bir iki rakamı almadan önce, oldukça yaşlı hissetmeye başlamıştım kendimi, artık her gün gençleştiğimi hissediyorum... Göbeğimi de akan zamana kurban edebilirsem... İşte o zaman, yıllar önceki filintayı yeniden aynada görmeye başlayabilirim...

15 Ağustos 2009 Cumartesi

KAMONDO MERDİVENLERİ'nin arkasındaki adam: AVRAM KAMONDO


* Avram Kamondo Osmanlı Devleti'nde gayrimenkul edinme izni alan ilk yabancı uyruklu kişidir.

* 19. yy'ın ilk yarısında Osmanlı Yahudileri o denli kara taassup ve cehalet içinde idilerdi ki dil-din ayrımı yapamıyor, bir yabancı dil öğreneni dahi başka bir dine geçmiş gibi görüyorlardı. Kamondo bu cehalete son vermek için; Islahat Fermanı ile başlayan reform hareketinden de cesaret alarak Türkçe, Fransızca ve İbranicenin okutulacağı modern bir ilkokul fikrini ortaya attı. Hayalini kısa zamanda gerçekleştirdi ama bazı tutucu hahamlarca kötü karşılandı. Bu tutucu hahamlar cemaat içinde öyle bir yaygara kopardılar ki sonunda onlara tavizler vermek zorunda kaldı.

* Kamondo Türkiye'de o denli sevilen ve sayılan bir kişi idi ki cenaze töreni günü (Paris'te ölmüştür, vasiyeti üzerine cenazesi İstanbul'a getirilir ve onun için hazırlanan bir anıt mezara gömülür) İstanbul'daki Yahudiler yas tutarken borsa ve finans kuruluşları işlerini tatil etti, Galata ve Haliç esnafı dükkanlarını kapattı.

Daha fazla bilgi için İstanbul Ansiklopedisi, Avram Kamondo maddesine bakınız...


14 Ağustos 2009 Cuma

Cam Perisi ( Bir zamanlar Kybele)

Kupa Galipleri Kupası (Bir zamanların Kupa 2'si)

Geçtiğimiz yıl; İstanbul, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaki son finalle Uefa Kupası'na veda ettik. Bundan böyle Uefa Avrupa Ligi ile yola devam ediyoruz. Bu veda, dostlarımla sık sık yad ettiğim Kupa Galipleri Kupası'nı hatırlattı bana. Her ligin kupa galibinin mücadele ettiği o centilmen günleri...

Son Kupa Galipleri Kupası finali hatıralardan silineli epey olmuş. Son final 1998-1999 sezonunda Lazio ile Mallorca arasında oynanmıştı. Eminim Mallorca'yı duyar duymaz, o günler, bazılarının zihinlerinde yeniden canlanmaya başlamıştır.

TRT 3'ün zaman zaman yayınladığı "Unutulmaz Finaller"de o maçı bekleyip duruyorum ama bir türlü yayınlanmıyor. (Yoksa Show Tv. mi yayınlamıştı o finali?..)

O maçın kadrosunu ve ondan önceki birkaç finali daha listeleyeyim de isteyenler nostaljilerini yapsınlar:

Villa Park, Birmingham,

Lazio: 2 - RCD Mallorca: 1

7' 1-0 L:Vieri
11' 1-1 M:Dani
81' 2-1 L:Nedved


Lazio
1-Luca Marchegiani;
5-Giuseppe Favalli,
9-Marcelo Salas,
10-Roberto Mancini(24-Fernando Couto 90),
11-Sinisa Mihajlovic,
13-Alessandro Nesta,
15-Giuseppe Pancaro,
18-Pavel Nedved (7-Attillo Lombardo 84),
20-Dejan Stankovic (14-Sergio Conceição 56),
25-Matias Almeyda,
32-Christian Vieri

RCD Mallorca
13-Carlos Roa;
3-Miquel Soler,
4-Gustavo Siviero,
5-Marcelino,
9-Dani,
10-Ariel Ibagaza,
11-Jovan Stankovic,
12-Lauren,
14-Javier Olaizola,
22-Leonardo Biagini (21-Veljko Paunovic 73),
23-Vicente Engonga


1990-91:
Manchester United 2 - 1 Barcelona
De Kuip, Rotterdam
1991-92:
Werder Bremen 2 - 0 AS Monaco
Estádio da Luz,Lisbon
1992-93:
Parma 3 - 1 Royal Antwerp
Wembley Stadium,London
1993-94:
Arsenal 1 - 0 Parma
Parken Stadium,Copenhagen
1994-95:
Real Zaragoza 2 - 1 Arsenal
Parc des Princes,Paris
1995-96:
Paris Saint-Germain 1 - 0 Rapid Vienna
King Baudouin Stadium,Brussels
1996-97:
Barcelona 1 - 0 Paris Saint-Germain
De Kuip,Rotterdam
1997-98:
Chelsea 1 - 0 Stuttgart
Råsunda Stadium,Stockholm

6 Ağustos 2009 Perşembe

Unutmadım, unutamam...




1998-1999 Season Squad

Name GP Pts Birth Date Height Nationality

Mahmoud Abdul-Rauf 5 75 09.03.1969 1.85 United States

Mustafa Abi 30 135 02.01.1979 1.97 Turkiye

Serdar Apaydin 32 275 21.10.1966 1.95 Turkiye

Zaza Enden 29 46 28.05.1976 2.04 Turkiye

George Gilmore 22 329 1967 1.80 United States

Ermal Kuqo 22 37 12.02.1980 2.07 Turkiye

Ibrahim Kutluay 33 819 07.01.1974 1.98 Turkiye

Conrad McRae 20 216 11.01.1971 2.06 United States

Marko Milic 7 92 07.05.1977 2.00 Slovenia
Tamer Oyguc 21 77 11.01.1966 2.10 Turkiye

Reha Oz 10 5 03.04.1978 2.02 Turkiye

Baris Suer 4 2 08.04.1981 2.04 Turkiye

Zan Tabak 32 416 15.07.1970 2.14 Croatia

Levent Topsakal 6 46 09.06.1966 1.90 Turkiye

Tyson Wheeler 6 48 1975 1.78 United State

3 Ağustos 2009 Pazartesi

BANT KAYITLARI

Kalplerinin beyinlerinin babalarının
söz dinlemez çocuklarıydı

bu şehrin her tarafı delikti
ki dünya zaten delikti
fena halde yenilgi sızıyordu

dec'i mic'i dağıtan spikerler
bant çözücüleri tombalacılar
bir tek o çocukları muaf tuttular
tarihi yazarken
son kullanma tarihi çoktan geçmiş
-ki onların tarihe ihtiyaçları yoktu-

sümüğü akan ışıklı çocuklardı
kızılmaske din öğretmenlerinden
kurukafa damgaları yiyen

kokulu silgi kokulu kalem kokulu notlarla
gelmediler okula
takdir teşekkür tevekkül de
getirmedi hiçbiri
-hepsi sapanlıydı
hepsinin yakasında martı kanı
sapanlarla barışmadı-

yaşamın coşkusuna kapılan
yüzmetreciler kuka oynardı
maratoncular körebe

güneşi tutan o çocuklar
ki çivi oyunlarında yenik düştüler
bozuk zamanlara düştüler
ve bir daha hiçkimsenin telli arabası olmadı
ve bir daha hiçkimsenin uçurtması
ağaçlara takılmadı

güneş üşürdü campanella


Uğur Yıldırım

1 Ağustos 2009 Cumartesi

MÜSVETTE AŞKLAR

I

Ah benim yaka cebim
Yaka cebimde kaybettiklerim
Şiir müsvetteleri
müsvette aşklar
Ve köstekli bir saatin kurma kollarına mecbur edilen
zamanın arşı endam yüzü
Endamına kurban olup
yaylı keman diline düşürdüğümün gecesi
gecesi ayaz sevgili
Ey sevgili
İçimdeki köşelerine kırmızı mumlar dikip
yakıyorum geceleri
Geceler ateş müsvettesi

Bizim akşamcıya
ama hiç bir akşamcıya
kumkapı meyhanelerinde
balıkla rakı içmedi denilemez
İçti de denilemez tabi
Ama bilseniz
bir bilseniz
Ekmek arası balık
balık arası rakıyla
iki tek çatılan çadır aleminin keyfini
kimler
ah kimler kaçırdı
kaçan balık büyüklüğünde kendini

İşte kumkapıdasın
meyhanedesin
Ve balıkla rakı içiyorsun
Kapı açık
kapı azıcık açık
Bir küçük nokta giriyor içeri
koca bir dizenin sonunda
Ardında büyük bir harf
Bir sıkıntının baş harfi
Sonra çekimser hayat
ve sıkıntılar
Bizlik
bize göre
bizden yana sıkıntılar

Örneğin
sıkıntıdan öptüğün bir kadın
bakarsın aşık olur sana
bakarsın rüya gibi kayar ellerinden
O senin
sen rüyanın sıkıntısı olursun birden
Ve şaşarsın bu işe (...)

Uğur Kaynar

(Şiirin tamamı değil ama etkilenmek ve peşinden gitmek için bu kadarı kafi gelmişti bana)


"Rahatına düşkün kişilerin işi değil edebiyat" *



Yazının yetenek ve yaratıcılıkla ilişkisini, sanki başka hiçbir şeyle ilişkisi yokmuşçasına öne çıkarır kimileri. Yazmak; karşılığında para kazanın ya da kazanmayın; ister keyif için yazın, ister yazın denize atın; nasıl bakarsanız bakın, nasıl yazarsanız yazın bir meslektir. Zanaat da gerektirir, hamallık da...


Yazın; okurken de, yazarken de büyük bir yanılgıdır. Gözlere ve yüreklere perde çeker önce; sonra, doğum günlerini, yıl dönümlerini unutmaz, arada bir ona çiçek alırsanız; sofrayı beraber kurar, beraber kaldırırsanız yavaş yavaş aralar perdeleri. Bunları gerçekten, tüm yüreğinizle yapmayı öğrendiğinizde, tamamen kaldırır tüm engelleri. İlk fark ettiğiniz, bir deha olmadığınızdır. Yaşayan, yaşamış en iyi şair / yazar siz değilsinizdir...

Bu, bir yıkım ya da kırgınlık yaratmaz sizde. Hafifler, rahatlar ve yola devam edersiniz...


*: Nermi Uygur