I...
Kimin adını 'aşk' koysam;
"kara sevda" diye, düzeltiyor kader,
"Deva'n yok!" diyor, "O halde, devam."
yola koyuluyorum ben de, yeniden...
Sevdiğim onca kadını düşününce, yanlış giden şeyin bende olması olasılığı epeyce baskın bir düşünce haline geliyor. Aynaya baktığımda, yanlış giden şeyi göremiyorum. Tek gördüğüm, sevdiğim bir adam! İlk ve çok çok büyük ihtimalle son eşcinsel sevgilim...Sıkmayın kendinizi canım, sırıtabilirsiniz rahat rahat...Ama kahkaha yasak! Beni o kadar hafife almayın.
Şu ruh ikizi, 'özel kişi' ya da 'hayat arkadaşı' kavramları aklımı bulandırıyor. Çünkü, tek tanrılı semavi dinlerde bundan bahsedilmiyor. Aksine; tek kişilik, bireysel bir hayat ve öte hayat olduğu, üstüne defalarca basılarak vurgulanıyor. Bu kadar üstüne basıldığından olsa gerek, en sık işlediğimiz günah haline geliyor bu. Aslında tam olarak 'günah' olarak adlandırılamaz ama allahın yolundan azıcık bir çıkış da o yoldan çıkıştır değil mi?..
Peki bunlar nereden geliyor? Aklıma ilk uzak doğu kökenli olabileceği düşüncesi geliyor. Bilmiyorum...Biliyorsanız lütfen beni aydınlatın...
Geriye dönüp baktığımda; ruh ikizim olmaya en çok yaklaşanların kalbimi bir kez olsun titretmeyenler olduklarını görünce, kafam iyice karışıyor. Peki, kendime nasıl tahammül edebiliyorum öyleyse? Belki de her zaman elimin altında bir köle olduğu içindir...Hımm, bu aklıma yatabilir...
Zıt yaradılışlı, benzer yaradılışlı, alakasız yaradılışlı vs. vs. Her türlüsünü denedim, her türlüsü de beni denedi ama kendimi türünün tek örneği ve çiftleşme zamanı gelmiş zavallı, çaresiz bir yaratık gibi hissediyorum...Her türlü baş döndürücü çiftleşme çağrısının peşine takılıyorum ama kendi türümden birini bulamıyorum bir türlü...Vah! Vah! Vah! Yapılacak tek şey, tek çaresi bu zavallının derhal şu çiftleşme döneminin geçmesi ve bir sonraki çiftleşme dönemi gelene değin de karnını doyurmak, av olmamak gibi hayati meselerle oyalanması...
Zaman geçer nasılsa, değil mi? İşte hayatımın en güzel tesellisi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder