25 Mart 2008 Salı

HAYATTA KALMA GÜDÜSÜ

Hayatımın ana politikaları belli dönemlerde, bazı şeylere çekilmiş isyan bayraklarından ibarettir. Mesela mantık... Aklın sınırları içinde heyecan duyabileceğim şeylere rastlamadığım, daha doğrusu vaktiyle aklın sınırlarının beni epey germesi yüzünden, hep aklın dışında seyretmeye çalıştım. Bu politikalarda tutarlı olmaya başlayınca, seçmenler bana ilgilerini arttırmasalar da, dikkate değer azınlıklar listesinde kendime yer edinebildim.

Akla en temel karşı çıkış hayatta kalma güdüsünü bir kenara bırakmaktır. Daha uzun, daha iyi, daha mutlu, daha konformist bir yaşam için kılını bile kıpırdatmamaktır. Bu hiçbir -izm'le kan kardeşliği yapmamaktır aynı zamanda. Yani, kılını bile kıpırdatmadan eline gelenleri, o anki tercihin ne ise, ister tutar yaşarsın bir yerinden ya da tutar çöp kutusuna atarsın...

Hayatta kalma güdüsünden kurtulduğunda her rüzgar senin rüzgarındır. Bu rüzgar nereye esiyor, nereye kadar esecek diye düşünmezsin. Hafifleşmek derler buna genelde ama tam tersidir. Ağırlaşırsın. Zaman sabit bir akış göstermez senin için. Beş dakika önce yüzlerce yıl öncesinde yaşar, beş dakika sonra yüzlerce yıl sonrasına sürüklenirsin. Hayır! Zaman yolculuğu değil...

Birilerinden olmaya doymalısın ey canımın içi insanoğlu. Düşmanın olmaması nasıl bir şey, hayal edebilir misin bunu? Yarın var olacaklar iki numaralı kuyruğa girsinler lütfen! Başvurularını yapsınlar ve noter huzurunda yapılacak çekilişte yarın da var olma hakkını dilerim ki kazansınlar...

Ben şuralarda bir yerde olacağım. Cennetten gayrımenkul satışlarını, sigaramı tüttüre tüttüre şuradan seyre dalacağım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder