6 Ekim 2007 Cumartesi

BEN O YAZDAN SAĞ ÇIKTIM

Yazmak üzerine düşünsem de zaman zaman, yazacağım şeyler üstüne düşünmem pek. Yazarım, ondan sonra üzerine düşünürüm. İlhamla sezginin garip bir kesişmesi vuku bulur sık sık yazdıklarımda.

Acıkır’da uzaklara bakarken dilimden dökülen “Ben o yazdan sağ çıktım” cümlesi şimdilerde vücut buluyor yavaş yavaş hayatımda. Dirilip ayağa kalkıyor.

Bir şeylerin ters gittiği kesindi. Yani onca mucize olası olamazdı. Hiç de azim göstermeden başardığım ya da özel bir azim göstermeksizin başardığım onca şeyin, bir şeylerin bedeli olması olasılığı aklımdan geçmedi değil. Hayatımın özel ve geri dönüşü olmayan bir noktasına yuvarlandığımın da farkındaydım. Yinede biraz fazla zalimceydi her şey. Belki de zalimliğin ne olduğunu daha önce görmediğimden böyle düşünüyorum.

Ben o yazdan sağ çıktım. Bunu başarmam gerekiyordu ki yaptım. Çölün hayatımdan alıp götürdükleri hayati kayıplar mı? Buna cevap veremem şu an. O kum fırtınalarında aldığım hasarın, adına kalp dedikleri organımı şekle mi soktuğunu yoksa iyice hırpaladığını mı anlamam için yeniden sezginin ilhamla buluştuğu bir noktada dilimden dökülecek kelimelere ihtiyacım olacak gibi…

Bir gün bir şey isterim diye umuyordum. Bunun olmasını çok istiyordum. Ama istemek, başaramadığım tek eylem belki de. Bu kadar iddialı söylememin nedeni bu cümleyi, o kum fırtınalarından da sert fırtınalardan geçtiğim içindir. Aslında kaybolmak ve bir daha asla canlı ele geçmemek için peşinden koştuğum o fırtınalar beni yaşamaya mahkum etmişti ve ben o zamanlar buna da zalimlik demiştim. Ah! O kadar güzel çocuktum ki o zamanlar…Hatta haksızlığa uğradığımı bile düşünürdüm o günlerde.

-Şimdi?

-Şimdi, çok sessiz ve akla ziyan bir kabullenişim. Yabancı dile umarsız diye bile çevirebilirsiniz. Neremi çevirirseniz çevirin sıkılır atarsınız beni. Çünkü ben çok şekilsiz bir oyuncağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder