22 Ekim 2007 Pazartesi

ÇOK ESKİ BİR TANIDIK GİBİ HATIRLIYORUM KENDİMİ

‘Sen’ deyince, bütün sevdalarımın tek bir yüzü oluyor ve hiçbirinin yüzü değil bu!.. Ah! Kadınlar…Kalmıyor; hafızamda, gözümün önünde, ellerimde, öpüşlerimde yüzleri ve ne de adları. Aslında dürüst olmam gerek. Çok kolay bir adamım ben. Sırf ince bilekleri için sevebilirim bir kadını, yahut utanınca kızaran yanaklarından ötürü, ya da selülitleri için veyahut yanakları, tombiş tombiş. Bu değil miydi zaten hikayemin başı? Sınıfın en tombiş yanaklısını seçmemiş miydim? Hatta abisinin adı Teoman olmasa, sıkıştırıp öpebilirdim bile o yanakları. Böyle işte! Hep korkak bir adamdım ben.

‘Siz’ demek istesem de yapamıyorum. Tek tek sayamıyorum heybemdekileri. Onlar heybemdekiler ve ben açıp bakmayacağım için tekrar, birilerine vermeyeceğimden, tek bir şeyler benim için. Kısaca “ S e v g i ”m…

Hiç eski sevgili olmadım sanki. Yani kim gittiyse, dönüp ardına bakmadı. Tıpkı, benim asla önüme bakmadığım gibi. F-Disk yapılmış bir belleksizlikten ibaretim.

O kadar çok kişiyi bağışladım ki, pek çok Papa yanıma bile yaklaşamaz bu konuda. Ben kim oluyorum ki bağışlıyorum!? Yanlış dillendirdim yine. Düşünmeden yazmam, bunların sebebi. O kadar çok kişiye ‘umurumda değilsiniz’ demedim ki!...................................Bu oldu galiba…Bak gamzelerim çıktı. Demek ki olmuş…

Siz iyisi mi bana aldırış etmeyin. Her gece en az 10-15 kişiyi öldüren biriyim ben. Hem de hiçbir sebebi yokken. Hiçbir şey sebepsiz değildir demeyin. Dönüp önce eski sevdalarınıza bir göz atın. Mesela kendinize. Tabii yeterince eskiyebilmişseniz kendiniz için…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder