O bir paket Marlboro aldı, ben bakkaldan kola aşırdım. Ceviz ağaçlarının yanından geçip, çamurlu patikaya daldık. Kalabalık bir kaz sürüsü havada daireler çizip göle indi. İki adet silah sesi duyuldu ve kazlar havalandılar... Manzaraya kanaat getirip yaşlı bir meşenin gölgesine oturduk. Ben kolayı açtım, o bir sigara uzattı. Karşılıklı sigara tüttürüp kola içerken street fighter üzerine konuştuk... Ben hiç anlamazdım da, o, yeni keşfettiği bir özelliği uzun uzun anlattı... Sonrasında iki el silah sesi geldi, ilerideki elma bahçesinden kargalar havalandı... Sustuk...
Hiç konuşmadan ikinci sigaralarımızı da yaktık...
"Hiç telefon sapıklığı yaptın mı sen?" diye sordu.
"Nasıl yani?" dedim...
"Bir süredir A.'yı arıyorum ben." dedi.
"Neden?" dedim, duymadı...
"Anne babası evde olsa da o açıyor telefonu." dedi, "Ama bir kaç kez üstüste ararsam... O zaman babası açıyor..."
"Saat kaçta arıyorsun?" diye sordum...
"8-8,5... Değişiyor.... Daha çok akşamları..."
"Nasıl bir şey?.."
"Sesini duyunca... Yani, genellikle sadece 'Alo' diyor ama, onu bile duymak ağzından... Çok güzel bir şey..."
O.; A.'yı seviyordu. Uzun zamandır... Bunun çok yakından tanığıydım. Hiç kız arkadaşım olmamıştı ama sürekli O.'ya nasihatler verip duruyordum. Onun da olmamıştı gerçi... Daha 10 yaşındaydık... Dar bir çevrenin çocuklarıydık ve sevgili olabileceğimiz çok da fazla kişi yoktu açıkçası... O. A.'yı seviyordu, ben T.'yi... Neden bilmem, o günden sonra ben de A.'yı aramaya başladım. Sesi, O.'nun söylediği etkilerin aynısını bana da yapıyordu... Neden T.'yi aramamıştım da A.'yı aramıştım?.. Bilmiyorum...
***
Henüz hiçbir kızı öpmemiştim.
"Hiç öpüştün mü?" diye sordu.
"Hayır!" dedim.
"Öpüşmek ister misin?"
"Hayır!"
Neden istememiştim ki?! 'Beni öper misin?' dese, öperdim. 'Seni öpebilir miyim?' dese, izin verirdim. O saniye, an öpüşmek istememiştim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder