Bu yazıdaki ve bu yazıdaki karakterler gerçekti ama ben öyle duyumsansınlar istememiştim pek ve aslında tam olarak da anlatıldıkları gibi değildiler ama delikanlı oldukları gerçekti.
Bazılarının isimleri gerçekti, mesela Sali. Beş para etmez adamın biri de derler onun için ama hasbelkader bitirdiği liseden sonra üniversite sınavına girerek herkesi şaşırtmıştı. Okeyde çetele bile yazamayan bu abimiz nasıl olduysa Hacettepe Üniversitesi'ni kazanmıştı. Bölümü tam hatırlamıyorum, o sıralarda ben 10-12 yaşlarındaydım, yinede üniversiteyi kazanmak hayaliyle o sınava girenleri hasetten çatlatan bir bölüm olduğunu hatırlıyorum . Hatta Ankara'ya bile gitmişti herkesi şaşırtarak. "Acaba?" demeye başlamıştı insanlar artık Sali için ama üniversite öğrenim hayatına başladıktan bir ay sonra tası tarağı toplayıp geri dönmüştü. "Ankara çok sıkıcı" demekle yetindi sadece. Sonra da köyümüzün kahvelerinden birinde garsonluk yapmaya başladı. Uzunköprü'yü Ankara'dan daha eğlenceli bulan bir adam için ne denebilir:Güzel adamdı! Hala öyle midir bilmiyorum. 10 senedir falan köye uğramışlığım yok. Şimdiye evlenmiş, çoluk çocuk sahibi bile olmuştur.
Sinoplu Sabri, Piç Metin, Baba Hakkı ve tabii ki İsa hakkındaki bazı gerçekleri de önümüzdeki günlerde açıklayacağım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder