Sen şiirleri sevmedin. Sana şiirleri sev demedim. Beni sev de demedim. Beni terket de demedim. Beni affet dedim. Her erkek der bunu, bu yüzden gocunmadım.
Bilmediğim bir haritada kalakaldım. Dilini bilmem, saatinden anlamam; neresinde ne yenir, neresinde ne içilir, neresinde kimle sevişilir, bütün bunları yeniden öğrenmem gerekti. Öğrendim.
Sen gitmeyişimi anlamadın. Gitseydim, onu da anlamazdın. Anla diye kalmadım. Kalmam lazımdı. Biletim üç vakit sonrayaydı. Baştan öyle planlamıştım. Başka bilet alacak param yoktu. Aslında param vardı ama bu yolculuğa üç bilet parası vermek istemiyordum. Gişe memuru ısrarla bileti değiştirmiyordu.
Sokaklarda yatmadım, aç kalmadım. Arkadaşlarım vardı benim. İyi ki de vardı. Onlara sığındım. Sonra sana geldim; sokaklarda yatıyorum dedim, açım dedim, bir çorba içecek param yok dedim. Hepsi yalandı. Sen de biliyordun. Gerçekleri duymak istemediğinde yalanlarıma koşuyordun. Bir orta oyunudur gidiyordu. Orta vardı, gol yoktu. Sürekli ofsaytta bekliyordum. Ofsayt çalacak hakem yoktu. Ama yinede top ayağıma gelmedi hiç.
Sonra, üç vakit doldu. Sana, ‘şiirleri sev diyecektim’ giderken, diyemedim. Elim kolum doluydu. Nasıl bahane? Güzel değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder