"derimize işleyecek
bir gerçeğimiz olmadı "
yusuf ziya
icat ettiğim, eder etmez adet edindiğim onca şeyin zamanla raflarda tozlanacağını bilmek ve bu bilinçli eskiyişe herhangi bir duygunun temas etmemesi... gerçek!
'ben senin kadar güzel değilim'den 'ben sensiz yeterince gerçek değilim'e geçişi şarkının, şarkımın, şarkımızın... tekrarların eksikliğini hissetmeden, her günün bir başka yerden, her günün kara gözlerinden başlaması senin, sevgilim ve tabii ki tabiatımızla tanışmak en nihayet!..
infazımı yakmadan, adam gibi çektim cezamı ve tahliye ederek on para etmez budalalıkları sindim ve tutundum kasırgalarına inat bir kök zakkuma, duyuyor musun beni ey hayat!.. isyan bekleme törpülediğim öfkemden! mesul tutulamam sicilime işlenmiş, çekilmiş ve bitmiş elemlerimden...
bu renk körünü yeterince oyaladı o trafik ışıkları... sağıma baktım, soluma baktım ve geçtim. bu kadar basitmiş bu sorunun cevabı!
artık var
tüm soruların cevabı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder