Hasretcan'a ve tüm bizim çocuklara;
Şimdi kalkıp tanrıya hesap soruyordur uzaklarda bir çocuk. Oysa acımıyordur hiçbir yeri ve bilmez komşunun güvercinlerini nasıl kendi yuvasına getireceğini, bunun bir hırsızlık olmadığını, maharet gerektirdiğini.
Aç kalınca, kuşların kafalarını koparıp tüylerini yolup, pişirip yemeyi bilmelidir ve tabii ki en az bir orospunun kollarında uyanıp, tanımadığı kadının güzelliğine değil sıcaklığına vurulmayı tecrübe etmelidir.
Alkolden uykuya seyahat eden babaların, ağabeylerin arasına karışıp; rakı masalarında, kadından çokça laf açmanın bedeninde delikler açılmasına sebep olacağını, kan kaybederek öğrenmelidir.
Karakollardan toplanarak ya da karakollardan toplanacağının farkında olarak girişmelidir ilk hevesli suçlarına… Ve aidiyetinin farkına varmalıdır; hangi kadına, hangi sokağa, hangi babaya?
Uysal yanlarını susturmalıdır şimdi o çocuk, hesap sormayı bırakıp hesap vermeye başlamalıdır hayata… Hangi hükmün hangi firarla biteceğini bilemezsin, bu yüzden a benim hevesli serserim, itiraftan değil inkardan yana boz yeminlerini…
Kışkırt ama kızdırma paranın tanrılarını, kızıştır ama doyurma bedenin iflah olmaz yaralarını…
***
28 Şubat 2010 Pazar
A Benim Hevesli Serserim!
22 Şubat 2010 Pazartesi
MESUL
"derimize işleyecek
bir gerçeğimiz olmadı "
yusuf ziya
icat ettiğim, eder etmez adet edindiğim onca şeyin zamanla raflarda tozlanacağını bilmek ve bu bilinçli eskiyişe herhangi bir duygunun temas etmemesi... gerçek!
'ben senin kadar güzel değilim'den 'ben sensiz yeterince gerçek değilim'e geçişi şarkının, şarkımın, şarkımızın... tekrarların eksikliğini hissetmeden, her günün bir başka yerden, her günün kara gözlerinden başlaması senin, sevgilim ve tabii ki tabiatımızla tanışmak en nihayet!..
infazımı yakmadan, adam gibi çektim cezamı ve tahliye ederek on para etmez budalalıkları sindim ve tutundum kasırgalarına inat bir kök zakkuma, duyuyor musun beni ey hayat!.. isyan bekleme törpülediğim öfkemden! mesul tutulamam sicilime işlenmiş, çekilmiş ve bitmiş elemlerimden...
bu renk körünü yeterince oyaladı o trafik ışıkları... sağıma baktım, soluma baktım ve geçtim. bu kadar basitmiş bu sorunun cevabı!
artık var
tüm soruların cevabı...
bir gerçeğimiz olmadı "
yusuf ziya
icat ettiğim, eder etmez adet edindiğim onca şeyin zamanla raflarda tozlanacağını bilmek ve bu bilinçli eskiyişe herhangi bir duygunun temas etmemesi... gerçek!
'ben senin kadar güzel değilim'den 'ben sensiz yeterince gerçek değilim'e geçişi şarkının, şarkımın, şarkımızın... tekrarların eksikliğini hissetmeden, her günün bir başka yerden, her günün kara gözlerinden başlaması senin, sevgilim ve tabii ki tabiatımızla tanışmak en nihayet!..
infazımı yakmadan, adam gibi çektim cezamı ve tahliye ederek on para etmez budalalıkları sindim ve tutundum kasırgalarına inat bir kök zakkuma, duyuyor musun beni ey hayat!.. isyan bekleme törpülediğim öfkemden! mesul tutulamam sicilime işlenmiş, çekilmiş ve bitmiş elemlerimden...
bu renk körünü yeterince oyaladı o trafik ışıkları... sağıma baktım, soluma baktım ve geçtim. bu kadar basitmiş bu sorunun cevabı!
artık var
tüm soruların cevabı...
Etiketler:
Metinler
16 Şubat 2010 Salı
ALIŞMAK SEVMEKTEN DAHA ZOR GELİYOR
tanıdığım herkesten yavaşım. herkesten yavaş uzuyor saçlarım ve sakallarım. son yıllarda, üzerime yapışan ya da bana teğet geçen tüm sıfatları seviyorum. geçenlerde bununla ilgili bir şeyler yazdım ama sanki sıfat koleksiyonu yapıyormuşum gibi durunca sildim ve yayınlamadım. evet, artık kesinlikle eminim: ben sevilesi bir adamım... yeryüzünde seni sallayan biri olmasından daha güzel bir şey yok! hele ki o kişi bir de karınsa... evet, artık kesinlikle eminim: ben evli bir adamım...
kadınlar için nasıl oluyor bilmiyorum ama biz avcı toplayıcı topluluk için bir yere yerleşmek öyle kolayca alışılabilen bir şey değil... alışmak sevmekten hakkaten daha zor geliyormuş... bilgeliğe gözümüz hep böyle kapalı mı kalacak?!
kadınlar için nasıl oluyor bilmiyorum ama biz avcı toplayıcı topluluk için bir yere yerleşmek öyle kolayca alışılabilen bir şey değil... alışmak sevmekten hakkaten daha zor geliyormuş... bilgeliğe gözümüz hep böyle kapalı mı kalacak?!
9 Şubat 2010 Salı
ÇİFT KİŞİLİK
- bu kadar tenha olması,
güzelmiş gerçekten...
Dünümden bugünüme ulaşmak o kadar oyaladı ki beni, hiç vaktim olmadı yarınlar için uykulara yatacak... Yinede olması gerektiği yerde oluyor illa da insan! Yani, ne kadar çabalasan... Yani ne kadar budala olabildiğine dair bahislere bulaşsan... Oluyor olması gereken yerde canlı, illa da tüm kış uykusuna yatmış rüyalar... Yalan değil, yalansa taş olsun tüm insanlar! Seni sevmeyi bekledim ve seni sevmeye hazır olabilmek için bunca kirlendi şu masum gülüşüm...
Yoksa deli miyim, bir imzayla her şeyimi tek bir kişiye vereyim?!
----------------------------
BIRAK KONUŞSUNLAR
Bırak insanlar konuşsunlar
aramızdaki garipliği
Yani ikimizin de birbirinin
kocası olma ihtimalini
Aslında çok klasik olduğumuzu
bilmediklerini
Bırak insanlar konuşsunlar
aramızdaki sessizliği
Sen Latin gerginliğin
İngiliz centilmenliğinle
Ben Yahudi kurnazlığım ve uzaylı
saflığımla
Bir Greta Garbo efsanesi
oluşturduğumuzu
bırak öğrenmesinler
Ah bırak konuşsunlar, gülsünler
heryerde heryerde heryerde
bizi koruyan bir güç olduğunu
bilmiyor ki onlar
Merak etme yakında bunu
anlayıp susacaklar
Lale Müldür
güzelmiş gerçekten...
Dünümden bugünüme ulaşmak o kadar oyaladı ki beni, hiç vaktim olmadı yarınlar için uykulara yatacak... Yinede olması gerektiği yerde oluyor illa da insan! Yani, ne kadar çabalasan... Yani ne kadar budala olabildiğine dair bahislere bulaşsan... Oluyor olması gereken yerde canlı, illa da tüm kış uykusuna yatmış rüyalar... Yalan değil, yalansa taş olsun tüm insanlar! Seni sevmeyi bekledim ve seni sevmeye hazır olabilmek için bunca kirlendi şu masum gülüşüm...
Yoksa deli miyim, bir imzayla her şeyimi tek bir kişiye vereyim?!
----------------------------
BIRAK KONUŞSUNLAR
Bırak insanlar konuşsunlar
aramızdaki garipliği
Yani ikimizin de birbirinin
kocası olma ihtimalini
Aslında çok klasik olduğumuzu
bilmediklerini
Bırak insanlar konuşsunlar
aramızdaki sessizliği
Sen Latin gerginliğin
İngiliz centilmenliğinle
Ben Yahudi kurnazlığım ve uzaylı
saflığımla
Bir Greta Garbo efsanesi
oluşturduğumuzu
bırak öğrenmesinler
Ah bırak konuşsunlar, gülsünler
heryerde heryerde heryerde
bizi koruyan bir güç olduğunu
bilmiyor ki onlar
Merak etme yakında bunu
anlayıp susacaklar
Lale Müldür
Etiketler:
Günlükler,
Lale Müldür,
Şiir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)