2000 yılının sonbahar ya da ilkbahar aylarıydı, tam hatırlamıyorum... Eskişehir'de aylak aylak dolanıyordum. Telefonum çaldı. Arayan kadim dostum Değer. "Yakınlarında kitapçı var mı?" diye sordu. Araması bile öylesine şaşırtıcıydı ki, sorusuna şaşırmaya fırsat bulamadım. Yanlış hatırlamıyorsam, o yıl arayıp doğum günümü bile kutlamıştı... Yok, yok, asıl hayırsız benim, dostumu itham altında bırakmak istemem. Karşılıklı olarak, vefanın arayıp sormak değil, gönülde kalıcı olmak olduğuna inanırız...
"Var." dedim.
"Altay Öktem'in Şeytan Aletleri diye bir kitabı çıkmış. Gidip şu sayfasını aç..." dedi.
Gidip açtım. Değer'in Kybele'de yayınlanmış bir şiiri vardı. 'Hava atıyor pezeveng!..' dedim kendi kendime. O baskısı elimde olmadığı için tam emin değilim ama muhtemelen arka sayfada ya da karşı sayfada da benim Kırışık'ta yayınlanmış metnim vardı. Altay Öktem Kybele ve Kırışık'tan eski iki sıra arkadaşını (orta-1'de aynı sırada oturuyorduk Değer'le) almış... Hoş bir duyguydu. Kitabı alıp bol bol hava atmıştım... Sonra o kitap kayboldu...
Vaktiyle sevgilim, şimdiyse nişanlım, doğum günümde bana o kitapla beraber yüzük takmam için parmağını da uzattı... Yeni bir aile ve taptaze umutlar verdi...
İşbu sebeple epeydir yoktum. Artık varım...
** Yeni baskıda, bizim Eskişehir hatırası Kayra da var... Bu da başka bir sürpriz oldu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder