Seni beklerken içime doluşunu izledim hayatın. Yanılgılarım birer ikişer patlayan balonlardı ve balolara hiç çağrılmadım. Küf tutsun diye yağmura bıraktım gençliğimi. Tanınmasın istedim, bilinmesin istedim değeri. Gerçekleşmeyecek hayaller sandım dudaklarından dudaklarıma dökülen mucizeleri.
Kışları neden öylesine sadakatle seviyordum?.. Karı ve kapanan yolları... Dışımdaki tenhalığı kader mi sanıyordum?.. En eğlenceli hastalığımdı cevaplara sorular aramak. En çok bunun için karıştıyordum kitapları. Masalları da böyle buldum, tüm mutluluklarım gibi hasbelkader...
Seni ararken sona erdireceğimi sanıyordum kendimi. Seni bulunca, seninle... Sonları ne çok seviyoruz ahh!.. Masallar bile öğretemiyor demek ki bazı şeyleri...
23 Şubat 2009 Pazartesi
SENİ ÖĞRENMEYİ SEVİYORUM... ( Ne yazık ki hala haylaz bir öğrenciyim... Ama söz, tatilde çalışıp kırıklarımı düzelteceğim...)
Etiketler:
Günlükler
11 Şubat 2009 Çarşamba
SÖZ UÇAR YAZI KALIR
2000 yılının sonbahar ya da ilkbahar aylarıydı, tam hatırlamıyorum... Eskişehir'de aylak aylak dolanıyordum. Telefonum çaldı. Arayan kadim dostum Değer. "Yakınlarında kitapçı var mı?" diye sordu. Araması bile öylesine şaşırtıcıydı ki, sorusuna şaşırmaya fırsat bulamadım. Yanlış hatırlamıyorsam, o yıl arayıp doğum günümü bile kutlamıştı... Yok, yok, asıl hayırsız benim, dostumu itham altında bırakmak istemem. Karşılıklı olarak, vefanın arayıp sormak değil, gönülde kalıcı olmak olduğuna inanırız...
"Var." dedim.
"Altay Öktem'in Şeytan Aletleri diye bir kitabı çıkmış. Gidip şu sayfasını aç..." dedi.
Gidip açtım. Değer'in Kybele'de yayınlanmış bir şiiri vardı. 'Hava atıyor pezeveng!..' dedim kendi kendime. O baskısı elimde olmadığı için tam emin değilim ama muhtemelen arka sayfada ya da karşı sayfada da benim Kırışık'ta yayınlanmış metnim vardı. Altay Öktem Kybele ve Kırışık'tan eski iki sıra arkadaşını (orta-1'de aynı sırada oturuyorduk Değer'le) almış... Hoş bir duyguydu. Kitabı alıp bol bol hava atmıştım... Sonra o kitap kayboldu...
Vaktiyle sevgilim, şimdiyse nişanlım, doğum günümde bana o kitapla beraber yüzük takmam için parmağını da uzattı... Yeni bir aile ve taptaze umutlar verdi...
İşbu sebeple epeydir yoktum. Artık varım...
** Yeni baskıda, bizim Eskişehir hatırası Kayra da var... Bu da başka bir sürpriz oldu...
"Var." dedim.
"Altay Öktem'in Şeytan Aletleri diye bir kitabı çıkmış. Gidip şu sayfasını aç..." dedi.
Gidip açtım. Değer'in Kybele'de yayınlanmış bir şiiri vardı. 'Hava atıyor pezeveng!..' dedim kendi kendime. O baskısı elimde olmadığı için tam emin değilim ama muhtemelen arka sayfada ya da karşı sayfada da benim Kırışık'ta yayınlanmış metnim vardı. Altay Öktem Kybele ve Kırışık'tan eski iki sıra arkadaşını (orta-1'de aynı sırada oturuyorduk Değer'le) almış... Hoş bir duyguydu. Kitabı alıp bol bol hava atmıştım... Sonra o kitap kayboldu...
Vaktiyle sevgilim, şimdiyse nişanlım, doğum günümde bana o kitapla beraber yüzük takmam için parmağını da uzattı... Yeni bir aile ve taptaze umutlar verdi...
İşbu sebeple epeydir yoktum. Artık varım...
** Yeni baskıda, bizim Eskişehir hatırası Kayra da var... Bu da başka bir sürpriz oldu...
Etiketler:
Günlükler,
Otobiyografi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)