Yazmak eylemi okumak eylemi olmaksızın hiçbir işe yaramaz. Okumak eylemi ise yazmak eyleminden yoksun olduğu zaman daha değerli gelir bana. Stanislaw J. Lec’in aforizmalarına bayılırım, hemen yapıştırıvereyim buraya bir tanesini: “binicisiz at yinede bir attır, atsız binici ise sadece bir insan.”
Gerçeğin pek çok yüzü, estetiğin pek çok aroması vardır. Anlam bir yerde durmaz, hal içinde değildir. Anlam bulunur, her zaman bir keşiftir. Kişinin apoletleri ve madalyaları olmaksızın daha değerli olduğu ‘yanılgısı’ ile yaşarım. Başkalarının doğrularının karşısında kendi yanlışımı itinayla(inatla değil) sevmemin açıklamasını yaparım yapmasına da çok zaman ve onlarca paragraf gerektirir bu durum. Sizi keşif peşine salmakla yetineyim şimdilik.
Fikir önderlerinin yerlerini sanki bir köşe kapma oyunundaymış gibi çocukça bir kabalık ve küstahlıkla kapan, işgal eden, üstelik imar planını tamamıyla değiştirip arazi değerini düşüren kişiler; çocuklarının oyun oynayamayacağı, dostlar edinemeyeceği, gülümseyemeyeceği hatta nefes bile alamayacağı bir dünyayı müjdelediklerinin farkında değiller sanırım. Hiçbir insan hiçbir insana bile bile böyle bir şey yapamaz çünkü!
Köşe taşı köşede yaraşırmış bir zamanlar, şimdiki ‘küresel’ dünyada köşe taşlarının yok farz edilmesi şekil itibariyle doğru. Oysa “şekillerdir şeklimizi bozan”(S.J.Lec). Doğaya uyumla ya da doğallıkla ilişkilendirilen şeylerin en yapay göründüğü(hatta komik) bir zamanda biri çıkıp artık şunu itiraf ve ilan etmelidir: Hepiniz yanılıyorsunuz. İnsan doğanın bir parçası değildir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder