MEHMET AKİF ERSOY - SAFAHAT

15 Temmuz 2012 Pazar

Şairler



Popüler Şairler
Necip Fazıl Kısakürek
Mehmet Akif Ersoy
Yahya Kemal Beyatlı
Arif Nihat Asya
Yavuz Bülent Bakiler
Abdurrahim Karakoç
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Haşim
Ömer Lütfi METE

Atilla İlhan
Ahmet Muhip Dranas
Cahit Sıtkı Tarancı
Can Yücel
Cemal Safi
Erdem Beyazıt
Faruk Nafız Çamlıbel
Fazıl Hüsnü Dağlarca
İbrahim Sadri
Kahraman Tazeoğlu
Mevlana Celaleddin Rumi
Mevlana İdris
Nazım Hikmet
Neyzen Tevfik
Nurullah Genç
Ozan Ünsal Nükredit
Orhan Veli Kanık
Sezai Karakoç
Tevfik Fikret
Ümit Yaşar Oğuzcan

Yayınlayan Microsoft Ignite Studio zaman: Pazar, Temmuz 15, 2012
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
Etiketler: seslisiirvakti, Şairler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Pages

  • Ana Sayfa

Sample Text

Theme Download

Li10.NeT

Sayfalar

  • Ana Sayfa

Web Site Translate

Etiketler.

Hayatı Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı e-Posta Yazdır PDF Mehmet Âkif Ersoy Zamansırası (kronoloji) Hazırlayan: D. Mehmet Doğan Mehmet Âkif’in hayatı ile ilgili bilgiler tarih sırasına göre düzenlenmiş, tarihin akışı içinde ancak şairimizi yakından ilgilendiren olaylara yer verilmiş, vefatından sonraki bazı olaylar da ilgisi sebebiyle kaydedilmiştir. 1873 “Mehmed Ragif” doğdu (22 kasım-20 aralık), İstanbul, Fatih, Sarıgüzel, Sarı Nasuh Mahallesi 12 numaralı ev. (Hicri, şevval 1290, ebced hesabıyla “ragif”) “Ragif”, bir nevi ekmek, “Âkif”, ibadet eden. Nüfus kağıdı daha sonra ziyaret için gidilen Bayramiç’te çıkarıldı. 1878 Şubat. 4 yıl 4 ay 4 günlük iken Emir Buharî Mahalle Mektebi’ne başladı. 1879 Fatih İbtidaisi’ne ve babasından arapça öğretmeye başladı. 1882 Fatih Merkez Rüştiyesi’ne başladı. Şiir merakının uyanması. Leylâ ve Mecnun’u okuması, Esad Dede’nin Mesnevî ve Gülistan derslerini takib etmesi. 1886 Mülkiye İdadisi’ne girdi. (Mülkiye Mektebi’nin hazırlık okulu, 1888’de bitirdi). 1888 Babası Temiz Tahir Efendi’nin ölümü. 1826 doğumlu Tahir Efendi, Kosova’da İpek (Peç) kazası, Şuşisa köyünden. Küçük yaşında istanbul’a geldi. Âkif onun için “hem babam, hem hocamdır. Ne biliyorsam kendisinden öğrendim” der. (Safahat, Hakkın Sesleri dipnot). *Âkif, babasının vefatı üzerine, geçim kaygısıyla Mülkiye’nin yüksek kısmına gitmekten vazgeçti. 1889 Sarıgüzeldeki evlerinin yanması. Babasının talebesi Mustafa Sıtkı efendi aynı arsa üzerine küçük bir ev yaptı. *İlk defa açılan Baytar Mektebi’ne kaydolması. Babasının vefatından sonra geçim sıkıntısı yüzünden. Mektep 1889 yılı sonunda tedrisata başladı. Öğretim 1891’e kadar Ahırkapı’daki sivil tıbbiye mektebinde, 1891 de inşaat tamamlandı, Halkalı’ya taşındı. Bu mektepte şiirle meşgul olmaya başladı. Sporla, güreşle uğraştı. 1893 Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi’nden birincilikle mezun oldu ve ardından Baytar müfettiş muavinliğine tayin edildi. *28 Aralık, Hazine-i Fünun dergisinde bir gazeli yayınlandı. 1894 18 Ekim, Hazine-i Fünun’da bir gazeli yayınlandı. 1895 14 Mart, Mektep Mecmuası’nda “Kur’an’a hitap” şiiri yayınlandı. 1896 Hayvan alımı için Adana ve Şam’a gitti. 1898 10 Şubat, Resimli Gazete’de şiirleri yayınlanmaya başladı. * Servet-i Fünun’un kasım-aralık sayılarında yazılarının yayınlandı. *İsmet hanımla evlendi. (Vefatı: 1944) 1901-2 Sakal bıraktı (H.1319) 1906 İşine ilave olarak Halkalı Ziraat Mektebi’nde “kitabet-i resmiye muallimliği”ne tayini. 1907 Çiftlik Makinist Mektebi türkçe muallimliğine tayini. 1908 Meşrutiyet’ten on gün sonra İtttihat ve Terakki Cemiyeti’ne kaydolması. (Yemini değiştirerek emri bilmarufuna uymak kaydıyla). *27 Ağustos, Sıratımüstakim mecmuası yayınlanmaya başladı. Ebulûla Zeynelabidin (Mardin), Eşref Edib (Fergan)’in sahibi oldukları haftalık din, feslefe, ebebiyat, hukuk ve ulûmdan bahseden dergi. (Başyazar: M. Âkif) İlk sayıda Fatih Camii şiiri yayınlandı. *24 Kasım, Darülfünun edebiyat şubesi Edebiyat-ı Osmaniye müderrisliğine tayin edildi. 1910 Baytar Mekteb-i Âlisi Mezununî Cemiyeti başkanlığına seçildi. *Annnesini hacca gönderdi. 1911 İlk şiir kitabı Safahat’ın yayınlandı. Bazı şiirler dergide Safahat-ı Hayat’tan başlığı altında yayınlanmıştı. *Mayıs, Sıratımüstakim örfî idare (sıkıyönetim) tarafından kapatıldı. 1912 Süleymaniye Kürsüsünde şiiri Sıratımüstakim’de tefrika edildi. Eylül ayında kitap olarak çıktı. *Ebulûla’nın dergiyi bırakması. İsminin Sebilürreşad olarak değişmesi. 8 Ekim, Balkan Harbi’nin başladı 1913 Fatih Kürsüsünde şiiri yayınlanmaya başladı. *Şubat. Bayezid, Fatih ve Süeymaniye camilerinde vaaz verdi. *11 Mayıs, Baytarlık Dairesi Müdür Yardımcılığından ve baytarlıktan istifa. Müdürün haksız yere görevden alınması üzerine. (1911’de ilk istifa. İmtihanla alınan kâtibin (M. Emin Erişirgil) işine son verilmesi iüzerine. Kâtip geri alınmış Âkif de işine dönmüştü). *Darülfünundan istifa. Yayınlarının hükümet siyasetine uygun düşmediği, Darülfünun’un resmî bir kurum olduğu ikazı üzerine. * Haziran. Hakkın Sesleri’nin yayınlanması. 1914 Ocak. Mısır seyahati. Abbas Halim Paşa’nın dâveti ile. (İstanbul-Beyrut-Kahire-Eluksur-Kahire-Medine-Şam-İstanbul) Mart başında döndü. *Haziran. Sebilürreşad’ın kapatılması, “Sebilünnecat” olarak çıkması. (2 sayı, sonra eski adına döndü). *Ağustos. Fatih Kürsüsünde’nin yayınlanması. (Aynı yıl üç baskı yaptı.) *Eylül. Darü’l-hilafeti’l-âliye Medresesi’nin orta bölümünde türkçe-edebiyat dersleri vermeye başladı. *Aralık. Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Berlin’e gönderildi. Almanlara esir düşen müslüman askerlere konuşmalar yaptı, Fransız ordusunda savaşan müslüman askerlere yönelik arapça beyannameler yazdı, bunlar cephelere uçaklardan atıldı. Berlin Hatıraları şiirini burada kaleme aldı. 1915 Mart. Mehmed Âkif’in Berlin’den dönmesi. *Nisan. Berlin Hatıraları şiiri Sebilürreşad’da yayınlanmaya başlandı. *Mayıs. Teşkilat-ı Mahsusa Reisi Kuşçubaşı Eşref’le Necit seyahati. Osmanlıya sadık kalan Necid Emiri İbnürreşid ile görüşülmüştür. Âkif bu seyahat sırasında Medine’yi tekrar ziyaret etti. Necid Çöllerinden Medineye şiirini yazdı. Dönüşte Şam ve Beyrut’a da uğradı. *Ekim. Mehmed Âkif’in İstanbul’a dönmesi. *Kasım. Berlin Hatıraları’nın altıncı bölümünün yayınlandığı 352. sayıdan itibaren dergi kapatıldı. 1916 Mayıs. Sebilürreşad’ın tekrar yayınlanmaya başlandı. *Ekim. Sebilürreşad’ın Hükümet tarafından kapatıldı. (4 temmuz 1918’e kadar 20 ay kapalı kaldı). 1917 Ekim. Safahat’ın beşinci kitabı Hatıralar’ın yayınlandı. 1918 Nisan. Hatıralar’ın 2. baskısı yapıldı. *31 Mayıs. Annesinin Sarıgüzel’deki evi yandı. Bir süredir geçim sıkıntısı sebebiyle bu evde oturmaktaydı. *Temmuz. Sebilürreşad’ın Sultan Vahidetdin’in cülûsu üzerine sansürün kaldırılması ile yayınlanmaya başlanması. *Hüseyin’in yerine Mekke Emiri seçilen fakat, Lübnan’da oturan Şerif Ali Haydar Paşa’nın dâveti üzerine Lübnan’a gitti. *Ağustos. Berlin Hatıraları’na alınmayan 98 mısralık bölümünün Sebilürreşad’da yayınlanması. (Tevfik Fikret’in Tarih-i Kadim’e Zeyl’ine cevaptır). *12 Ağustos. Darü’l-hikmeti’l-islâmiye açıldı. “Yüksek İslâm tebliğ ve danışma heyeti” Mehmed Âkif Lübnan’da iken bu heyete başkâtip olarak tayin edildi. *Sebilürreşad’ın 15 kasım-5 aralık tarihlerinde yayınlanan dört sayısında Said Halim Paşa’dan çevirdiği İslâmlaşmak’ın yayınlanması. 1919 Darülfünun’da kurulan Kamus-ı Arabî Heyeti’ne seçildi. (Başkan İsmail el-Hafız, diğer üyeler: Ahmed Naim, Mehmed Şevket Bey). *Yaz. Kışı Heybeliada’da kira evinde geçiren Âkif ve ailesi Çengelköy’e taşındı. *Temmuz. Süleyman Nazif’in “Mehmed Âkif Zatı ve Âsarı” adlı eseri tefrika edilmeye başlandı. *18 eylül. Âsım Sebilürreşad’da yayınlanmaya başlandı. 1924’e kadar aralıklarla yayınlanmıştır. 1920 Sebilürreşad idarehanesinin Millî Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya geçmiş olanlarla İstanbul’daki yakınlarının gizli haberleşme merkezi hâline gelmesi. Gazeteler ve mektuplar dergi vasıtasıyla Anadolu’ya gönderiliyor ve İstanbul’a geliyordu. *20 Ocak. Başkâtiplik üzerinde kalmak üzere, Darülhikmetilislâmiye azalığını tayin edildi. *23 Ocak. Balıkesir’de Zağanos Paşa camiinde Millî Mücadele’yi destekleyen vaazını verdi. *Nisan başları. Ali Şükrü Bey’in Sebilürreşad idarehanesinde, Eşref Edib ve Mehmed Âkif’e, “hazırlanın gidiyoruz. Paşa sizi istiyor, Sebilürreşad’ın Ankara’da neşrini istiyor. Sebilürreşad’ın Ankara’da yayınlanması Millî hareketin manevî cephesini kuvvetlendirecektir” demesi. *10 Nisan. Mehmed Âkif Trabzon meb’usu Ali Şükrü Bey ve oğlu Emin’le birlikte Ankara’ya gitmek üzere İstanbul’dan ayrıldı. (Adapazarı, Eskişehir Ankara güzergâhı. Önce araba, sonra at, dekovil ve Eskişehir’den sonra trenle). *23 Nisan. Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin Hacıbayram Camii’nde kılınan Cuma Namazından sonra açılması. *24 Nisan Cumartesi. Mehmed Âkif’in oğlu Emin ve Ali Şükrü Bey’le öğleye doğru Ankara’ya ulaşması. Meclis önünde Mustafa Kemal Paşa ile karşılaşmaları: Paşa’nın “ Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz, şimdi görüşmek kabil olmayacak, ben size gelirim” demesi. *28 Nisan. Hâkimiyet-i Milliye’de Mehmet Âkif’in Ankara’ya gelişinin “İslâm Şairi Âkif Bey” başlığı altında haberleştirilmesi. *29 Nisan. Mustafa Kemal Paşa’nın Konya vali vekili ve kolordu kumandanı Miralay (Albay) Fahreddin’e (Altay) Mehmed Âkif’in Burdur’dan meb’us seçilmesini sağlamasını bildiren telgrafı. *3 Mayıs. Vazifesinden izin almadan ayrıldığı gerekçesiyle Darülhikmetilislâmiye’deki vazifesinden azledilmesi. *7 Mayıs. BMM’in Encümen-i İrşad ve Heyet-i Nasiha’sına seçilmesi. *4 Haziran. Biga’dan meb’us seçilmesi. “İslâm Şairi Mehmed Âkif Bey en yüksek reyi alarak seçilmiştir”. *5 Haziran. Burdur meb’usu seçildiği yönündeki mazbatanın Meclis’e ulaşması ve Meclis tarafından oy birliği ile kabul edilmesi. *3 Temmuz. Biga’dan meb’us seçildiği haberinin Meclis’e ulaşması. *18 Temmuz. Mehmed Âkif’in Meclis’e takrir vererek Burdur meb’usluğunu tercih ettiğini bildirmesi. *19 Ekim. Mehmed Âkif’in Kastamonu’ya gitmesi. Sebilürreşad’ın sahibi Eşref Edip derginin İstanbuldaki yayınını tatil ederek Kastamonu’ya gelmiştir. *7 Kasım. Erkân-ı Harbiye’nin isteği üzerine Maarif Vekaleti’nce açılan İstiklâl Marşı yarışması haberi Hâkimiyet-i Milliye’de yayınlandı. *19 Kasım. Mehmed Âkif Kastamonu Nasrullah Camii’inde Sevr’i anlatan ve Millî Mücadele’yi destekleyen meşhur vaazını verdi, civar kasabalarda da konuştu. Ayrıca İnebolu yoluyla gelen ailesini karşıladı ve Ankara’da ev buluncaya kadar Kastamonu’da oturmak üzere ev tuttu. Bu itibarla, Ankara’dan Kastamonu’ya 1920 sonlarında bir kaç kere gidip geldiği tahmin edilebilir. *25 Kasım. Sebilürreşad Kastamonu’da yayına başladı. M. Âkif’in Nasrullah Kürsüsünde verdiği vaaz bu nüshada yayınlandı. Bu sayı, büyük ilgi görmüş ve bir kaç defa basılmıştır. 24 Aralık. M. Âkif Kastamonu’dan ayrıldı. *Aralık sonu. Mehmed Âkif Ankara’ya döndi. Eşref Edib’le birlikte Ankara’ya gelmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Âkif’le Eşref Edib’i dâvet ederek görüşmesi. Paşa, “Sevr Muahedesi’nin memleket için ne feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşad kadar hiçbir gazete memlekete neşr edemedi. Manevî cephemizin kuvvetlenmesinde Sebilürreşad’ın büyük hizmeti oldu. Her ikinize de bilhassa teşekkür ederim” demiş. 1921 3 Şubat. Sebilürreşad’ın Ankara’da ilk sayısı çıktı (467. Sayı). Sebilürreşad bu dönemde Büyük Millet Meclisi tarafından desteklenmiş, Matbuat Umum Müdürlüğü’nün matbaasında basılmış, bir kısmı yayıncılara verilmiş, büyük kısmı resmî kanallarla dağıtılmıştır. *5 Şubat. Maarif Vekili Hamdullah Subhi’nin İstiklâl Marşı için Mehmed Âkif’e tezkeresi. *8 Şubatta, bir süredir Fransız kuvvetlerine direnen Antep’in teslim olması. * 14 Şubat. Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin birinci sayfanın sol alt kısmında “Bir vaazdan” başlığı altında Mehmed Âkif’in Kastamonu çevresindeki vaazlarından birinin bir bölümü şu sunuşla yayınlandı: “Şair-i muhterem Mehmed Âkif Bey Efendi’nin Kastamonu havalisinde irad ettiği mevizalardan [vaazlardan] biri (Sebilürreşad) refikimizde intişar etmiştir [yayınlanmıştır]. Mev’izanın sonunu bervech-i âti [aşağıdaki gibi] iktibas ediyoruz.” *17 Şubat. İstiklâl Marşı Sıratımüstakim ve Hâkimiyet-i Milliye’de yayınlandı. *21 Şubat. Londra Konferansı başladı. * 23 Şubat. Sadrıazam Tevfik Paşa Londra Konferansı’nda, söz hakkını Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcilerine bıraktığını beyan etti. *26 Şubat. İstiklâl Marşı yarışmasına katılan şiirlerden seçilen 6’sının basılarak millet vekillerine dağıtılmasının kabul edildi. *1 Mart. Karesi (Balıkesir) Meb’usu Hasan Basri’nin İstiklâl Marşı’nın güftesinin Hamdullah Subhi Bey tarafından kürsüden okunmasına dair takriri (önergesi) görüşüldü. Hamdullah Subhi yarışmaya katılan ve seçilen şiirlerden birinin kürsüden okunması kararı üzerine kürsüye gelir ve yarışma hakkında bilgi verir. Gelen şiirleri kuvvetli bulmadığı için Mehmed Âkif beyefendiye müracaat ettiğini, kendisinin asil endişelerle ortaya koydukları tereddütleri izale etmek için gerekli tedbirleri alacağını belirttiğini, “bu şart ile büyük dinî şairimiz bize fevkalede nefis bir şiir gönderdiler...Arkadaşlar, re’yimi ihsas ediyorum (oyumu açıklıyorum). Beğenmek, takdir etmek hususunda haizi hürriyetim (hürriyete sahibim). İntihabımı (seçimimi) yapmışım. Fakat, sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir...Bu size aittir...” Hamdullah Subhi Bey, Mehmed Âkif’in şiirini okur. Bu sırada Mehmed Âkif salonu terk etmiştir. Şiir büyük heyecanla karşılanır. *10 Mart. Koçgiri isyanı sebebiyle Elaziz, Erzincan, Divriği ve Zara bölgesinde sıkıyönetim ilân edildi. . İngiltere Başbakanı Lolyd George, Londra Konferansı’na katılan Yunan heyetine “Türklere karşı saldırıya geçmekte serbest olduklarını” bildirdi. *11 Mart. Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürü Hüseyin Ragıp (Baydur)’ın, Hakimiyet-i Milliye’de “Ankara’da bir İslâm Kongresi” başlıklı başyazısının yayınlandı. Yazıda, Ankara, Batı’ya karşı İslâm isyanının genel karargâhı olarak ilân edilmektedir. “Herkes (yazının) Mustafa Kemal Paşa’nın ilhamı eseri olduğunu biliyordu” (E. Erişirgil) *12 Mart. Londra Konferansı’nın sona erdi ve İtilaf Devletleri’nin barış teklifi ortaya konuldu. *İstiklâl Marşı yarışmasının sonuçlandırılması ile ilgili usûl tartışmalarından sonra, sadece Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı’nın oylanması konusunda verilen önergelerin kabul gördü ve TBMM “ekseriyet-i azime ile” (büyük çoğunlukla, bir üye hariç) Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı şiirini “millî marş” olarak kabul etti. Bu kabulden sonra şiirin bir daha okunması istenmiş, Hamdulah Subhi bir daha ve bu sefer kürsüden okumuş ve İstiklâl Marşı’nı millî marş olarak Meclis Reisi Mustafa Kemal Paşa ve milletvekilleri ayakta dinlemişlerdir. *Matbuat Umum Müdürü Hüseyin Ragıp’ın Eşref Edip’le görüşmesi. Büyük İslâm Kongresi hazırlıkları için Şer’iye Vekaleti’nde bir komisyon kurulacak, Recep Peker, Mehmed Âkif ve Eşref edip aza olacak. 15 Mart. Hâkimiyet-i Milliye’nin 2. sayfasında “Büyük Millet Meclisi’nin 12 mart 1337 tarihli ictimaında (toplantısında) takdirat-ı mahsusa (özel takdirlerle) ile kabul olunan İstiklâl Marşı’nı derc ediyoruz (yayınlıyoruz)” denilerek İstiklâl Marşı’nın bir daha yayınlandı. * 16 mart. Hâkimiyet-i Milliye “Elim bir devr-i senevî: İstanbul geçen sene bugün işgal edildi. 16 mart bir yevm-i matemdir; fakat dinî ve millî mücahadede azmimizi takviye eden bir matem!...” sürmanşeti ile yanınlandı. Bu başlığın altında “İstanbul’un işgalinin tarihî vesikaları” başlığı yer almaktadır. “Geçen senenin 16 martında İtilaf devletleri tarafından İstanbul’un işgali üzerine Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa hazretleri tarafından neşrolunan protesto beyannameleri.” Bu başlık altında, Mustafa Kemal Paşa’nın işgali protesto eden beyannamesi, vali ve kumandanlara yazılan tamim ve “Âlem-i İslâma beyanname” yer almaktadır. • Aynı gün, TBMM Hükümeti ile SSCB arasında “Moskova Anlaşması” imzalandı. *17 mart. Hakimiyet-i Milliye’de, Sebilürreşad yayıncısı Eşref Edib’in “Anadolu’da İslâm kongresi” başlıklı “Hüseyin Ragıb Beyefendiye” ithaflı yazısı yayınlandı. Bu yazıda, Hükümetin böyle bir işe girmesinden duyulan memnuniyet coşkunlukla ifade edilmektedir. *23 Mart. Yunan ordusu Bursa ve Uşak cephelerinde ileri harekata başladı. *25 Mart. Sapanca’nın işgali. *26 Mart. Adapazarı’nı işgali. *27 Mart. Yunan kuvvetlerinin İnönü’ye taarruza geçti. Ertesi gün, Kanlısırt ve Metristepe’yi ele geçirmişlerdir. Bu sıkıntılı zamanda BMM’nin Muhafız Taburu Batı Cephesi’ne sevkedildi. *28 Mart. Hâkimiyet-i Milliye’nin birinci sayfa sol alt köşesinde, üç sütun üzerine “Cebhelerde kahraman mücahidlerimize” başlığı altında Mehmed Âkif’in Berlin Hatıraları şiirinin bir bölümünün yayınlandı. Mehmed Âkif bu şiiri, Çanakkale muharebeleri devam ederken yazmıştır. Şiirin birinci bölümünde cephelerde savaşan, alınları dine en son istihkâm olan büyük mücahidlerden sebatı kesmemeleri, sonuna kadar mücadele etmeleri istenmekte, “korkma” diye başlayan ikinci kısımda ise, savaşan askerlerin, büyük mücahidlerin cevabı şiirleştirilmektedir. *15 nisan. Süleyman Nazif’e şiirinin yazılması. *9 Mayıs. Bursa’nın işgali haberleri üzerine Bülbül şiirinin yazılması. * Eylül. Sebilürreşad’ın 490. sayısı Kayseri’de yayınlandı. Sakarya muharebeleri dolasıyla tedbir olarak Meclis’in Kayseri’de toplanması düşünülmüş, meb’us aileleri ve bazı kuruluşlar Kayseri’ye taşınmıştır. Âkif oğlu Emin’le Ankara’da kalmış, ailesini Eşref Edip ve Ali Şükrü Bey’le Kayseri’ye göndermiştir. Sebilürreşad’ın Kayseri’de çıkan sayısında ağırlıklı olarak Ali Şükrü Bey’in Ulucami’deki “Anadolu’nun büyük ve mukaddes cihadı” başlıklı konuşmasına yer verilmiştir. 1922 Şubat. M. Âkif’in Said Halim Paşa’dan tercüme ettiği “İslâm’da teşkilat-ı siyasiye” adlı eseri Sebilürreşad’da yayınlanmaya başladı. Said Halim Paşa Malta’da sürgünde fransızca olarak yazmıştı. Paşa, serbest bırakılınca Ankara’ya gelmek istedi, kabul edilmedi. İngiliz işgalindeki Mısır’a dönemedi. Roma’ya yerleşti, orada bir Ermeni kurşunu ile şehid oldu. (6 Aralık 1921). *Nisan. Leylâ şiirinin yazılması. (Yayını 8 Nisan. M. Âkif’in Türkiye’de yazdığı son şiir). *Ağustos. Ali Fuat Paşa’nın başkanlığında, Mehmed Âkif’in de aralarında bulunduğu heyetin cepheleri dolaşması. Büyük Taarruz öncesi askeri cesaretlendirici konuşmalar yaptı. (1-16 ağustos). *Eylül. Büyük Taaruz sonrasında Ankara’da duramayan M. Âkif’in oğlu Emin’le birlikte cesetlerle dolu savaş sahalarını dolaşması, yangınlara su taşıması, böylece Bileciğe kadar gitmesi. *Tedkikat ve Telifat-ı İslâmiye Heyeti’ne seçilmesi. (İslâmî eserler ve araştırmalar heyeti) Abdülaziz Çaviş heyetin başkanlığına getirilmiş (Düzdağ). 1923 19 Ocak. Ali Şükrü Bey Tan gazetesini Ankara’da yayınlamaya başladı. Âkif’i Ankara’ya davet eden ve birlikte gelen Ali Şükrü Bey’in gazetesinin başlığının yanındaki kıt’ayı Âkif’in yazmış olması muhtemeldir: Garbın, üç yüz sene var, gündüze dönmüş gecesi, Sen de ey şark, uyuyorsun o zamandan beridir. Kararan başka sular, şimdi senin nevbet, uyan, Doğuyor beklediğin gün: Ağaran tan yeridir. *5 Mart. Meclis’te Lozan’la ilgili gizli görüşmelerde Ali Şükrü Bey’in “Mehmetçiğin süngüsü ile kazanılan muazzam zafer Lozan’da heba edilmiştir...Bu murahhas heyetinin barış meseleleri üzerinde sözleri olamaz efendiler: Artık bunların vazifeleri bitmiştir” demesi. *27 Mart. Trabzon Meb’usu Ali Şükrü Bey’in kaybolması. *29 Mart. Muhalif grubun önde gelen temsilcilerinden Ali Şükrü Bey’in kaybolması Meclis’te infiale yol açtı. Erzurum Meb’usu Hüseyin Avni Bey meşhur konuşmasını yaptı: “Ey Kâbe-i millet! Sana da mı taarruz?..Ey ârâyı millet (millet iradesi)! Sana da mı taarruz?..Ey milletin mukaddesatı!.. Sana da mı taarruz?..” Ali Şükrü Bey’in İple boğulmuş cesedi bulundu. Cenazesi Trabzon’da defnedildi. *1 Nisan. TBMM’nin seçim kararı aldı. *2 Nisan. Ali Şükrü’yü öldürdüğü anlaşılan Çankaya Muhafız Bölüğü Reisi Topal Osman’ın Ayrancı bağlarındaki evinde çatışma neticesi öldürüldü. *16 Nisan. 1. Meclis son defa toplandı. *Mayıs başı. Mehmed Âkif ailesiyle İstanbul’a döndü. *16 Mayıs. Sebilürreşad İstanbul’da yayınlanmaya başladı. *Ekim. M. Âkif Abbas Halim Paşa’nın dâveti ile ve onunla birlikte Mısır’a gitti. Kışı Mısır’da geçirdi, 1924 baharında döndü. *29 Aralık. Firavunla Yüzyüze şiirini yazdı. (25 aralık 1924’de Sebilürreşad’da yayınlandı.) 1924 11 Mart. Zeki Üngör’ün İstiklâl Marşı bestesinin kabul edildi. *Nisan. Mehmed Âkif Mısır’dan döndü. *10 Temmuz. Âsım’ın “Çanakkale Şehidlerine” diye bilinen bölümü Sebilürreşad’da yayınlandı. *Ağustos. Âsım kitap olarak yayınlandı. *Eylül. Midhat Cemal’in evinde Abdülhak Hamid, Cenab Şehabeddin, Samipaşazade Sezaî, Süleyman Nazif ve Faruk Nafiz’in katılmasıyla “Âsım günü” yapıldı. *Ekim. Mehmed Âkif Mısır’a gitti. *Süleyman Nazif’in Mehmed Âkif kitabı yayınlandı. *12 Aralık. Hilvan’da Vahdet şiirini yazdı. Sebilürreşad’da ocak 1925’te yayınlandı. (Sebilürreşad’da yayınlanan son şiiri). 1925 5 Ocak. Hilvan’da Gece şiirini yazdı. Sebilürreşad’da aynı ay yayınlandı. *10 Ocak. Hilvan’da Hicran şiirinin yazdı. Hasan Basri Bey, Hicran şiirini Âkif’ten dinledikte sonra, “üstad siz vadiyi değiştiriyorsunuz sanırım” der. Âkif “Hayır kardeşim hayır. Benim asıl vadim budur. Neşrettiklerim, cemiyet-i beşeriyeye hizmet için yazılmış manzumelerdir” cevabını verir. *15 Ocak. Secde şiirinin yazılışı. (Ahmed Naim Bey’e ithaf etmek istemiştir.) 4 Şubat. Hüsam Efendi Hoca şiirinin yazılışı. *13 Şubat. Şeyh Said isyanının başladı. Bunun üzerine Takrir-i Sükun Kanunu’nun çıkarıldı ve Sebilürreşad naşiri Eşre Edib’le birlikte çok sayıda gazeteci İstiklâl Mahkemelerine sevk edildi. *21 Şubat. TBMM’de Kur’an-ı Kerim’in türkçeye tercüme ve tefsiri ile ilgili önerge kabul edildi. *6 Mart. Bir çok gazete ile birlikte Sebilürreşad da Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı. *Mayıs. M. Âkif’in İskenderiye’den deniz yoluyla İstanbul’a geldi. *13 eylül. Eşref Edip ve gazeteciler İstiklâl Mahkemesi’nde berat etti. *Ekim. TBMM’nin Kur’an’ı Kerim’in türkçeye çevrilmesi kararından sonra bu işin ancak Mehmed Âkif tarafından yapılabileceği hususunda neredeyse görüş birliği oluşması. Dostlarının telkinlerinin sonuç vermemesi ve Diyanet İşleri Resi Rifat Bey’in, Aksekili Ahmet Hamdi’yi görevlendirmesi. Onun ısrarlarına rağmen sonuca ulaşılamaması, yakın arkadaşlarının, bilhassa Ahmed Naim Efendi’nin ısrarı üzerine tercüme değil ile meal hazırlamayı kabul etmesi ve 1000 lira avansı alması. (Bu parayı, Sebilürreşad’ın yeniden yayınlanması için Eşref Edib’e vermiş.) *Mısır’a son gidişi. Rejim düşmanı muamelesi yapılarak peşine polis takıldığı için yurdunu terk etti. “Arkamda polis hafiyesi gezdiriyorlar. Ben, vatanını satmış ve memleketine ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum ve işte bundan dolayı gidiyorum.” On buçuk sene dönmemiştir. İlk iki yıl, Abbas Halim Paşa’nın sarayının karşısında küçük bir köşkte oturur. Daha sonra Hilvan’da çöle yakın küçük bir evde ailesi ile birlikte kalır. *25 Kasım. Şapka iktisasına (giiymesine) dair kanunan çıkarıldı. Bütün memurların şapka giymesi mecburi olmdu. 1926 Annesi Emine Şerife hanım 90 yaşında vefat etti. 1836 Tokat doğumlu. Buharalı bir aileye mensuptu. Tahir Efendi ikinci kocası. Sarıgüzeldeki konak ilk kocasından kalma. Çocukları vefat etmiş. Tahir Efendi’nin Âkif’ten sonra Nuriye isimli bir kızı oldu. Âkif’in şiirini yazdığı Selma onun kızı. *Ocak. Kur’an tercümesi için çalışmaya başladı. 1927 4 Ocak. Süleyman Nazif’in vefatı. 1928 Latin alfabesinin kabulünden önce, altı Safahat’tan beşinin (4. Hariç) tekrar basılması. *Temmuz. Kur’an tercümesini tamamladı. *28 ağustos. Hilvan’da Bir gece şiirini yazdı. 1929 1Ağustos. Hilvan’da Bir arîza şiirini yazdı. *Aralık. Kur’an tercümesin temize çekmeye başladı. *Mısır Üniveritesi (el-Camiatü’l-Mısriyye)nde Abdülvehhab Azzam’ın aracılığı ile türkçe hocalığına başladı. 1931 Ramazan. Bazı İstanbul camilerinde Kur’an-ı Kerim’in türkçesi okundu. *Aralık. M. Âkif’in tercümeden vaz geçtiğini belirten yazısı. 1932 Ocak-şubat. Ramazan’da camilerde türkçe Kur’an okundu. Kadir gecesinde Ayasofya camiinde teravihten sonra okunan tercüme radyodan naklen verildi. Ramazanın son cumasında Saadetdin Kaynak Süleymaniye camiinde smokinle hutbe okudu. *Hilvan’da İkinci Arîza şiirini yazdı. Safahat’a almamıştır. * Kur’an-ı Kerim tercümesi ile ilgili mukaveleyi fesh etti. (İşi ve borcu Elmalılı Hamdi devralmıştır). “Tercüme güzel oldu, hatta umduğumdan daha iyi. Lakin onu verirsem namazda okutmaya kalkacaklar. Ben o vakit Allahımın huzuruna çıkamam ve Peygamberimin yüzüne bakamam.” *18 Temmuz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir yazısı ile türkçe ezan uygulamasına geçildi. 1933 Safahat’ın 7. ve son kitabı Gölgeler’in Kahire’de basıldı. (1918-1933 arasında yazılan 41 şiir). *1Şubat. Ezan ve kametin türkçe okunmasını istemeyen halk Bursa Ulu Camiide namaz kıldıktan sonra Vilayet önüne gelerek toplandı. (Bursa hadisesi, çok sayıda tutuklama). *1 Mayıs. Bursa hadisesi dolayısıyla tutuklanan 19 kişiye Çorum Ceza mahkemesi ağır cezalar verdi. 1934 12 Ağustos. Mehmed Âkif’in Secde şiirini ithaf etmek istediği yakın arkadaşı Babanzade Ahmed Naim’in namaz kılarken secdede vefatı. 1935 10 Şubat. Dostu, hamisi Abbas Halim Paşa’nın vefatı. Vefatı sırasında başında bulunan Âkif şu şiiri yazdı: Hepsi göçmüş, hani yoldaşlarının hiçbiri yok! Sen mi kaldın, yalınız kafileden böyle uzak? Postu sermekse meramın yola, serdirmezler; Hadi, gölgenle beraber silinip gitmene bak. Paşa, “Âkif, ne zaman olsa bir Abbas Halim Paşa bulur; fakat ben bir Âkif bulamam. O, benim için bir talihtir” dermiş. *Temmuz. Rahatsızlığından ötürü Cebel-i Lübnan’a gitti. Aliye’nin yanında Suku’l-Garb köyünde bir otelde kaldı. (Kudüs, Hayfa, Beyrut). *25 Temmuz. Filozof Rıza Tevfik’i Cünye’de ziyaret etti. *Ağustos. Cemil Bereket’in Ali İlmî Fanî Bey aracılığı ile daveti üzerine Antakya’ya geldi. 31 Ağustos’a kadar kaldı. Hanımının rahatsızlık haberi üzerine, Lazkiye yoluyla Beyrut’a döndü. Burada söylediği şiir: Viranelerin yasçısı baykuşlara döndüm, Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu! Gül devrini bilseydim onun, bülbül olurdum: Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu? 1936 Mehmed Âkif’in hastalığının ilerlemesi. *Haziran. Türkiye’ye dönmeye karar verdi ve Kur’an tercümesini Yozgatlı İhsan Efendi’ye teslim etti. “Ben sağ olur da gelirsem, noksanlarını ikmal eder, ondan sonra basarız. Şeyet ölür de gelmezsem bunu yakarsın.” *17 Haziran. Mısır’dan İstanbul’a vapurla döndü. Önce Abbas Halim Paşa’nın kızı Emine Abbas Halim Hanımefendi’nin Maçka’daki evine misafir oldu. Şişli Sıhhat Yurdu’nda yirmi gün kaldı teşhis ve tedavisi yapıldı. Yine Halim Paşa ailesine ait Beyoğlu’nda Mısır Apartımanı’nda hazırlanan daireye yerleştirildi. Üç ay, Said Halim Paşa’nın oğlu Halim Bey’in Baltacı çiftliğinde kaldı. *13 Temmuz. Dahiliye Vekaleti Emniyet Umum Müdürlüğü’nün İskenderiye Konsolosluğuna yazısı: “Memlekete dönen Şair Åkif’e ne zaman ve hangi konsoloslukça vize verildi?” *27 Aralık pazar saat 19.45’de Mısır Apartımanında vefat etti. *28 aralık. İstanbul gazeteleri Mehmet Âkif’in ölüm haberine çok kısa yer verdi. Ankara’dan Üniversite’ye ve resmi yetkililere tören yapılmaması ve katılmamaları hakkında emir gönderildi. Gençler, Bayazıt Camii avlusundaki çıplak tabutu tanıdılar ve Kâbe örtüsü ve bayrağa sarılı olarak Bayezid’den Edinekapı’ya kadar el üstünde taşıdılar. Edirnekapı’de sevdiği arkadaşı Ahmed Naim Bey’in yanında defnedildi. 1937 Eşref Edib’in Mısır’a gidip İhsan Efendi’den tercümeyi almaya çalışması. (Daha sonra damadı Ö. Rıza Doğrul da bunu denemiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında Kahire’ye giden Marif Vekili Hasan Ali Yücel de ihsan Efendi’yi sıkıştırır, fakat sonuç alamaz). 1938 Üniversiteli gençler Mehmed Âkif’in kabrini yaptırdı. *27 Aralık. Mehmed Âkif’i anma toplantıları yapılmaya başlandı. 1944 Safahat’ın Latin harfli baskısının yapılması. Damadı Ömer Rıza Doğrul tarafından yayına hazırlanmıştır. (10. Baskıdan itibaren M. Ertuğrul Düzdağ tarafından yeniden düzenlenerek yayınlandı, 1975) 1949 30 Ekim. Taceddin Dergâhı’nın Ankara Şehir Meclisi kararıyla müze haline getirilmesi. 1960 Yol yapımı sebebiyle mezarının Edirnekapı şehitliğine nakledilmesi. 1961 M. Âkif’in Kur’an mealini emanet ettiği Yozgatlı İhsan Efendi’nin vefatı. Mehmed Akif’in mealinin ve İhsan Efendi tarafından istinsah edilen sûretinin oğluna vasiyeti üzerine yakılması. 1973 29 Aralık. Taceddin Dergâhı’nın Mehmed Âkif Evi müzesi olarak tanzim edilerek açıldı. 1978 27 aralık Yazarlar Birliği’nin Taceddin Dergâhı’nda Mehmed Âkif’in anma programlarına başladı. 1984 27 Aralık. Kültür Bakanlığı ve Diyanet Vakfı’nın onarımından sonra Mehmed Âkif Müzesi’nin tekrar açıldı. 1986 Vefatının 50. yılı dolayısıyla Mehmet Âkif yılı ilan edildi. Kültür Bakanlığı’nın teşebbüsü ile kabri yeniden yapıldı. 2007 4 Mayıs. 12 Mart’ın “İstiklâl Marşının kabul edildiği günü ve Mehmed Âkif Ersoy’u anma günü” olarak kutlanması ile ilgili kanun TBMM’de kabul edildi. 2008 7 Mart. “İstiklâl Marşı’nın Kabul Edildiği Günü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayınlandı. Kaynaklar: Eşref Edib (Fergan): Mehmed Âkif Hayatı-Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları. 2. bs. İstanbul 1960 H. Basri Çantay: Âkifname. İstanbul 1960 Mithat Cemal (Kuntay): Mehmet Âkif Hayatı-Seciyesi-Sanatı. 2. bs. Ankara 1986 Fevziye A. Tansel: Mehmed Âkif Hayatı ve Eserleri. 2. bs. İstanbul 1973 M. Emin Erişirgil: İslâmcı Bir Şairin Romanı. 2. bs. Ankara 1986 M. Ertuğrul Düzdağ: Mehmed Âkif Ersoy. Ankara 1998 Dücane Cündioğlu: Bir Kur’an Şairi. Mehmed Âkif ve Kur’an Meali. İstanbul 2000 M. Ertuğrul Düzdağ: Mehmed Âkif Mısır Hayatı ve Kur’an Meali. İstanbul 2003 D. Mehmet Doğan: Camideki Şair Mehmed Âkif. 3. bs. İstanbul 2006 D. Mehmet Doğan: İslâm Şairi-İstiklâl Şari Mehmed Âkif. Ankara 2008 Skip to ContentSkip to Wiki NavigationSkip to Site Navigation Wikia Search this wikia Start a wikia Yeni Wiki On the Wiki Wiki Etkinliği Rastgele sayfa Videos Photos Sohbet Üst içerik Contribute Share izleme listem Rastgele sayfa Son değişiklikler Ezanlar - Mehmet Akif Ersoy - Safahat Düzenle Talk0 59.274PAGES ON THİS WİKİ ADVERTİSEMENT ←Kocakarı ile Ömer Safahat Bayrak Mehmet Akif Ersoy Cânan Yurdu→ * http://soundcloud.com/eyup-kartal/ezanlar-mehmet-akif-ersoy Ezanlar/1 - Ezanlar/2-Ezanlar/Osmanlıca http://video.google.com/videoplay?docid=-4405728143036157848&hl=tr# Mehmet Akif Ersoy Ezanlar07:52 Mehmet Akif Ersoy Ezanlar Bakınız Şablon:Ezanlar - d Ezanlar Ezanlar şiiri - Mehmet Akif Ersoy Ezanlar/AUDİO [1] Ezanlar/1 Ezanlar/2 Ezanlar/3 Ezanlar/4 Ezanlar/Sadeleştirilmiş Ezanlar/Osmanlıca Ezanlar/Arapça Ezanlar/İngilizce Ezanlar şiiri üzerine değerlendirmeler Ezanlar/1 Safahat'ın 2'lü tablo sunumu "Düz Lise" seviyesi için Ezanlar ........................................................ Güncel Türkçesi ....................................................... "İhtilaf ı metâli' sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur" "Güneşin her yerde farklı zamanda doğması' sebebiyle yeryüzünde ezansız zaman yoktur. Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, Zeminden yükselip,göklerde -vahdetzâr-ı Yezdânı Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin sarhoş eden vecdi, Yerden yükselip, göklerde Allah'ın vahdet bahçesini Ararken, bir haykırış'dehşetle doldurmasın vicdanı Ne lâhûtî sadâ "Allâhu ekber!" sarsıyor cânı... Bu bir gülbank-i Hak'tır, çok mudur inletse ekvânı? Ne ilâhî bir ses "Allahu ekber!" sarsıyor canı... Bu bir Hakk'a yakarıştır, çok mudur inletse dünyaları? Bu lâhûtî sadâ çıktıkça cûşa-cûş olup yerden, İner esrâr-ı kudret kibriyâ tavrıyle göklerden. Bu ilâhîses çıktıkça coşup yerden, İner Allah'ın sırları bütün ululuğuyla göklerden. Bütün âheng-i hilkat yâd ederken Hakk'ı ezberden, Vicâhî feyz alır artık o nûru'n-nûr-i ezherden: Bütün 'yaratılışın 'ahengi okurken Hakk'ı ezberden, Yüz yüze feyz alır artık o parlak nurlar nurundan: Hüveydâ şimdi cânandır seherden, şâm-ı esmerden! Seher vaktinde mevcûdât, nûşîn hâb içindeyken, 'Şimdi seherde ve gece karanlığında canandır görünen! Seher vaktinde varlıklar, tatlı bir uykudayken, Bu rûhânî nevâ âfâkı mevcâ-mevc edip birden; Muhîtin kalb-i hâmûşunda başlar bir hazin şîven. Bu rûhânî ses ufukları dalga dalga edip birden; Havanın suskun gönlünde başlar hüzünlü bir inleme. Bakarsın her taraf zulmet, fakat bir zulmet-i rûşen! Semâ bîdâr, her yıldız Cemâlu'llâh'a bir revzen. Bakarsın her yan karanlık, fakat parlak bir karanlık! Gök uyanık, her yıldız Allah'ın cemaline bir pencere. Maîşet kayd-ı can fersâsının mahkûm-ı, bîzârı, Bütün bîçâreler gündüz bu yâd-ı merhametkârı, Ruhu yıpratan geçinme kaydına mahkûm ve bıkkın Bütün zavallılar, gündüz, bu merhamet dolu sözleri Duyar sermest olur görmüş kadar ferdâ-yı Dîdâr'ı! O neşveyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır bârı, Duyar ve kendinden geçer sanki görmüş gibi ahirette Allah'ı! O neşeyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır yükü Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık âsârı. Güneş mağrib-güzîn olmuş semâ esmer, ufuk gülgûn; Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık belirtisi. Güneş batmaya dönmüş, gökyüzü kararmış, ufuk gül renkli; Zaman durgun, zemin muğber, cihan dembeste, can mahzûn; Gariblik rû-nümâ yer yer, sükûnet dembedem efzûn... Zaman durgun, zemin kırgın, dünya susmuş, can hüzünlü; Bir yalnızlık hissi duyulur yer yer, sessizlik gitgide artar.. Bakarsın bir de gülbank-i İlâhiden dolup gerdûn, O tenhayî-i sevdâvî olur Allâh ile meskûn! Tam bu anda dünyayı ezan sesleri kaplar Ve o sevda duygusu taşıyan tenhalık Allah'ın varlığıyla dolar. İnip vaktâ ki leylin dest-i istîlâsı gabrâya, Serer dünyâya zulmetten adem şeklinde bir sâye; Gecenin istilâ eden eli yeryüzüne inip, Dünyanın üstüne yokluk hissi veren karanlıktan bir gölge serdiğinde, Nazar medhûş, müstağrak giderken zîr ü bâlâya. Döner, "Allâhu ekber" cûşu yükseldikçe Mevlâ'ya, Gözler korkulu ve esrara dalmış bir halde bir göğe bir yere bakıyorken, Allahu Ekber" haykırışı yükselince Mevla'ya, O muzlim sîne-i hilkat tecellîzâr-ı Sînâ ya! Senin, dem geçmiyor, yâdınla lebrîz olmadan eb'âd! Varlığın o karanlık sinesi Sinâ'daki tecelli makamına döner. Mesafeler her an seni anan sözlerle çınlamaktadır! Ne müdhiş saltanat yâ Rab, nasıl âsûde istibdâd! O istibdâda hürmettir ezanlar, subhalar, evrâd... Ya Rab, bu ne müthiş hükümdarlıktır, varlıkları nasıl rahatlıkla böyle hükmün altına almaktasın! Ezanlar, teşbihler, zikirler hep o hakimiyete duyulan saygıdır... Hayır, sen rûh-i rahmetsin, bu sesler senden ister dâd, Verir miydin, eğer dâd etmesen, feryâda isti'dâd? Fakat sen aslında merhamet ruhusun, bu sesler senden adalet ister! Yoksa feryada hiç imkân verir miydin, etmeyecek olsan adalet! Gunûde rûh-i tabîat samîm-i zulmette... Sitâreler bile bâlâ-yı sermediyyette, Tabiatın ruhu uyumakta karanlığın kalbinde... Yıldızlar bile sonsuz bir yükseklikte Yavaş yavaş uyumak istiyor yumup gözünü; Seher semâların altında, açmıyor yüzünü. Yavaş yavaş uyamak istiyor yumup gözünü, Sabah göklerin altında henüz açmıyor yüzünü. Firâş-ı leylde dinmiş bütün enîn-i hayat, Ridâ-bedûş-i sükûnet önümde hep safahat. Hayatın bütün iniltisi gecenin yatağında susmuş, Varlığın bütün cepheleri sessizliğin örtüsüyle örtülmüş. 'Görüp muhîtimi dalgın hamûş bir vecde, O hâli ben de temâşâya daldım âsûde. Çevremi sakin bir vecde dalmış gördüm. O hali ben de huzur içinde seyre daldım. Nigâhı mest ediyorken bu levha-i mahmûr, Ufukta yükselerek bir sadâ yı dûrâ-dûr, Bu mahmur tablo gözleri mest ediyorken, Uzaktan uzağa bir ses ufukta yükselerek, Yayıldı rûy-i zemînin o anda her yerine, Sokuldu leyl-i ketûmun bütün serâirine. Yayıldı yeryüzünün o anda her yerine, Sokuldu sır vermeyen gecenin bütün gizliliklerine. Cihân-ı nâimi kaldırdı, bî-karâr etti, Zalâm içinde ne âlemler âşikâr etti! Uyuyan dünyayı kaldırdı, hareketsizliğe son verdi, Karanlıklar içinden ne âlemler ortaya çıkardı! O yükselen sesi tekrîre başlayıp eb'âd, Duyuldu sîne-i şebden medîd bir feryâd. Uzaklıklar bu yükselen sesi tekrarlayıp yeniden, Uzun bir feryat duyuldu gecenin kalbinden, Semâya çıktı o feryâd, âh-ı ümmet olup! Semâdan indi o feryâd, rûh-i rahmet olup! Göğe çıktı o feryat, ümmetin âhı olup! Gökten indi o feryat, rahmetin ruhu olup! Uzaktan andırıyorken, demin, heyûlâyı; Semâ'hâne-i leylin birer küçük nâyı Heybetli minareler demin uzakta Dikilmiş karaltıları andırıyorken Gibiydi şimdi hayâlimde her menâr-ı mehîb... O taş yürekte bu sûzişli nağmeler ne garîb! Şimdi hayalimde gece semahanesinin küçük neylerine benzedi. O taş yürekte bu dokunaklı nağmeler ne kadar garipti! O nây pârelerin sonra hepsi hemdem olup, Uyandı rûh-i sükûnette bir azîm âşûb. Sonra o neylerin hepsi birbirine yoldaş oldu, Sessizliğin ruhunda büyük bir kargaşa koptu. Coşunca âlem-i câmidde sayha-i tehlîl, Minâreler bana gelmişti sûr-i İsrafil: Cansız görünen âlemde coşunca tehlil sesleri, Minareler sanki İsrafil'in Sûru idi: Muhîte çekmiş iken dest-i şeb, ridâ-yı memât; Uyandı karşıki evlerde lem'a lem'a hayât. Gecenin eli çevreye çekmişken ölüm örtüsü; Uyandı karşıki evlerde hayat parıltıları. Uyandı sonra avâlim, uyandı rûh-i sabâh; Uyandı hâb-ı ademden birer birer eşbâh; Uyandı sonra âlemler, uyandı sabahın ruhu; Uyandı yokluk uykusundan birer birer bedenler; Uyandı bende de bir şeb-çerağ-ı zulmet-sûz, Ki tâ ebed olacak feyz-i Hak'la sîne-firûz. Uyandı bende de karanlığı yakan bir gece çerağı, Ki sonsuza dek Hakk'm bereketiyle aydınlatacak yüreğimi. Tasavvur eylemem artık zevâl o meş'a için... Meğer ki nûr-i İlâhi ufûl edip gitsin O meş'alenin söneceğini artık tasavvur bile etmem. Meğer ki İlâhi nur batıp gitsin. Safahat'ın Anadolu Liseleri ve İngilizce eğitim veren üniversiteler için sunumu Şiir Metni Güncel Türkçesi İngilizce Tercüme "İhtilaf ı metâli' sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur" Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, "Güneşin her yerde farklı zamanda doğması' sebebiyle yeryüzünde ezansız zaman yoktur. "'''Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin sarhoş eden vecdi, İngilizce Tercüme Buraya Zeminden yükselip,göklerde vahdetzâr-ı Yezdân-ı Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı Yerden yükselip, göklerde Allah'ın vahdet bahçesini Ararken, bir haykırış dehşetle doldurmasın vicdanı İngilizce Tercüme Buraya Ne lâhûtî sadâ "Allâhu ekber!" sarsıyor cânı... Bu birgülbank-i Hak'tır, çok mudur inletse ekvânı? Ne ilâhî bir ses "Allahu ekber!" sarsıyor canı... Bu bir Hakk'a yakarıştır, çok mudur inletse dünyaları? İngilizce Tercüme Buraya Bu lâhûtî sadâ çıktıkça cûşa-cûş olup yerden, '''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''İner esrâr-ı kudret kibriyâ tavrıyle göklerden. Bu ilâhî ses coşup yükselince yerden, '''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''İner Allah'ın sırları bütün ululuğuyla göklerden. İngilizce Tercüme Buraya Bütün âheng-i hilkat yâd ederken Hakk'ı ezberden, '''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''Vicâhî feyz alır artık o nûru'n-nûr-i ezherden: Yaratılışın bütün ahengi okurken Hakk'ı ezberden, Yüz yüze feyz alır artık o parlak nurlar nurundan: İngilizce Tercüme Buraya Hüveydâ şimdi cânandır seherden, şâm-ı esmerden! Seher vaktinde mevcûdât, nûşîn hâb içindeyken, Şimdi seherde ve gece karanlığında canandır görünen! Seher vaktinde varlıklar, tatlı bir uykudayken, İngilizce Tercüme Buraya Bu rûhânî nevâ âfâkı mevcâ-mevc edip birden; Muhîtin kalb-i hâmûşunda başlar bir hazin şîven. Bu rûhânî ses ufukları dalgalandırıp birden; Havanın suskun gönlünde başlar hüzünlü bir inleme. İngilizce Tercüme Buraya Bakarsın her taraf zulmet, fakat bir zulmet-i rûşen! Semâ bîdâr, her yıldız Cemâlu'llâh'a bir revzen. Bakarsın her yan karanlık, fakat parlak bir karanlık! Gök uyanık, her yıldız Allah'ın cemaline bir pencere. İngilizce Tercüme Buraya Maîşet kayd-ı can fersâsının mahkûm-ı, bîzârı, Bütün bîçâreler gündüz bu yâd-ı merhametkârı, Ruhu yıpratan geçinme kaydına mahkûm ve bıkkın Bütün zavallılar, gündüz, bu merhamet dolu sözleri İngilizce Tercüme Buraya Duyar sermest olur görmüş kadar ferdâ-yı Dîdâr'ı! '''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''O neşveyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır bârı, Duyar ve kendinden geçer sanki görmüş gibi ahirette Allah'ı! O neşeyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır yükü İngilizce Tercüme Buraya Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık âsârı. Güneş mağrib-güzîn olmuş semâ esmer, ufuk gülgûn; Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık belirtisi. Güneş batmaya dönmüş, gökyüzü kararmış, ufuk gül renkli; İngilizce Tercüme Buraya Zaman durgun, zemin muğber, cihan dembeste, can mahzûn; Gariblik rû-nümâ yer yer, sükûnet dembedem efzûn... Zaman durgun, zemin kırgın, dünya susmuş, can hüzünlü; Bir yalnızlık hissi duyulur yer yer, sessizlik gitgide artar.. İngilizce Tercüme Buraya Bakarsın bir de gülbank-i İlâhiden dolup gerdûn, O tenhayî-i sevdâvî olur Allâh ile meskûn! Tam bu anda dünyayı ezan sesleri kaplar Ve o sevda duygusu taşıyan tenhalık Allah'ın varlığıyla dolar. İngilizce Tercüme Buraya İnip vaktâ ki leylin dest-i istîlâsı gabrâya, Serer dünyâya zulmetten adem çeklinde bir sâye; Gecenin istilâ eden eli yeryüzüne inip, Dünyanın üstüne yokluk hissi veren karanlıktan bir gölge serdiğinde, İngilizce Tercüme Buraya Nazar medhûş, müstağrak giderken zîr ü bâlâya. Döner, "Allâhu ekber" cûşu yükseldikçe Mevlâ'ya, 'Gözler korkulu ve esrara dalmış bir halde bir göğe bir yere bakıyorken, "'Allahu Ekber" haykırışı yükselince Mevla'ya, İngilizce Tercüme Buraya O muzlim sîne-i hilkat tecellîzâr-ı Sînâ ya! Senin, dem geçmiyor, yâdınla lebrîz olmadan eb'âd! Varlığın o karanlık sinesi Sinâ'daki tecelli makamına döner. Mesafeler her an seni anan sözlerle çınlamaktadır! İngilizce Tercüme Buraya Ne müdhiş saltanat yâ Rab, nasıl âsûde istibdâd! O istibdâda hürmettir ezanlar, subhalar, evrâd... Ya Rab, bu ne müthiş hükümdarlıktır, varlıkları nasıl rahatlıkla böyle hükmün altına almaktasın! Ezanlar, teşbihler, zikirler hep o hakimiyete duyulan saygıdır. İngilizce Tercüme Buraya 'Hayır, sen rûh-i rahmetsin, bu sesler senden ister dâd,'Verir miydin, eğer dâd etmesen, feryâda isti'dâd? Fakat sen aslında merhamet ruhusun, bu sesler senden ister adalet! Yoksa feryada hiç imkân verir miydin, etmeyecek olsan adalet! İngilizce Tercüme Buraya Gunûde rûh-i tabîat samîm-i zulmette... Sitâreler bile bâlâ-yı sermediyyette, Tabiatın ruhu uyumakta karanlığın kalbinde... Yıldızlar bile sonsuz bir yükseklikte İngilizce Tercüme Buraya Yavaş yavaş uyumak istiyor yumup gözünü; Seher semâların altında, açmıyor yüzünü. Yavaş yavaş uyamak istiyor yumup gözünü, Sabah göklerin altında henüz açmıyor yüzünü. İngilizce Tercüme Buraya
Firâş-ı leylde dinmiş bütün enîn-i hayat, Ridâ-bedûş-i sükûnet önümde hep safahat.
Hayatın bütün iniltisi gecenin yatağında susmuş, Varlığın bütün cepheleri sessizliğin örtüsüyle örtülmüş. İngilizce Tercüme Buraya Görüp muhîtimi dalgın hamûş bir vecde, O hâli ben de temâşâya daldım âsûde. Çevremi sakin bir vecde dalmış gördüm. O hali ben de huzur içinde seyre daldım. İngilizce Tercüme Buraya Nigâhı mest ediyorken bu levha-i mahmûr, Ufukta yükselerek bir sadâ yı dûrâ-dûr, Bu mahmur tablo gözleri mest ediyorken, Uzaktan uzağa bir ses ufukta yükselerek, İngilizce Tercüme Buraya Yayıldı rûy-i zemînin o anda her yerine, Sokuldu leyl-i ketûmun bütün serâirine. Yayıldı yeryüzünün o anda her yerine, Sokuldu sır vermeyen gecenin bütün gizliliklerine. İngilizce Tercüme Buraya Cihân-ı nâimi kaldırdı, bî-karâr etti, Zalâm içinde ne âlemler âşikâr etti! Uyuyan dünyayı kaldırdı, hareketsizliğe son verdi, Karanlıklar içinden ne âlemler ortaya çıkardı! İngilizce Tercüme Buraya O yükselen sesi tekrîre başlayıp eb'âd, Duyuldu sîne-i şebden medîd bir feryâd. Uzaklıklar bu yükselen sesi tekrarlayıp yeniden, Uzun bir feryat duyuldu gecenin kalbinden, İngilizce Tercüme Buraya Semâya çıktı o feryâd, âh-ı ümmet olup! Semâdan indi o feryâd, rûh-i rahmet olup! Göğe çıktı o feryat, ümmetin âhı olup! Gökten indi o feryat, rahmetin ruhu olup! İngilizce Tercüme Buraya Uzaktan andırıyorken, demin, heyûlâyı; Semâ'hâne-i leylin birer küçük nâyı Heybetli minareler demin uzakta Dikilmiş karaltıları andırıyorken İngilizce Tercüme Buraya Gibiydi şimdi hayâlimde her menâr-ı mehîb... O taş yürekte bu sûzişli nağmeler ne garîb! Şimdi hayalimde gece semahanesinin küçük neylerine benzedi. O taş yürekte bu dokunaklı nağmeler ne kadar garipti! İngilizce Tercüme Buraya O nây pârelerin sonra hepsi hemdem olup, Uyandı rûh-i sükûnette bir azîm âşûb. Sonra o neylerin hepsi birbirine yoldaş oldu, Sessizliğin ruhunda büyük bir kargaşa koptu. İngilizce Tercüme Buraya Coşunca âlem-i câmidde sayha-i tehlîl, Minâreler bana gelmişti sûr-i İsrafil: Cansız görünen âlemde coşunca tehlil sesleri, Minareler sanki İsrafil'in Sûru idi: İngilizce Tercüme Buraya Muhîte çekmiş iken dest-i şeb, ridâ-yı memât; Uyandı karşıki evlerde lem'a lem'a hayât. Gecenin eli çevreye çekmişken ölüm örtüsü; Uyandı karşıki evlerde hayat parıltıları. İngilizce Tercüme Buraya Uyandı sonra avâlim, uyandı rûh-i sabâh; Uyandı hâb-ı ademden birer birer eşbâh; Uyandı sonra âlemler, uyandı sabahın ruhu; Uyandı yokluk uykusundan birer birer bedenler; İngilizce Tercüme Buraya Uyandı bende de bir şeb-çerağ-ı zulmet-sûz, Ki tâ ebed olacak feyz-i Hak'la sîne-firûz. Uyandı bende de karanlığı yakan bir gece çerağı, Ki sonsuza dek Hakk'm bereketiyle aydınlatacak yüreğimi. İngilizce Tercüme Buraya Tasavvur eylemem artık zevâl o meş'a için... Meğer ki nûr-i İlâhi ufûl edip gitsin O meş'alenin söneceğini artık tasavvur bile etmem. Meğer ki İlâhi nur batıp gitsin. İngilizce Tercüme Buraya 4'lü iki beyitin tablo sunumuEdit Ezanlar Güncel Türkçesi Adhan s Osmanlıca "İhtilaf ı metâli' sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur" Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı "Güneşin her yerde farklı zamanda doğması sebebiyle yeryüzünde ezansız zaman yoktur. " "'''Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin sarhoş eden vecdi, "There is no time without ezan since the sun rises at different times everywhere on earth."No time passes hundreds of thousands of drunken ecstasy of the heart, örnek osmanlıca مقدمة Zeminden yükselip,göklerde vahdetzâr-ı Yezdân-ı Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı Yerden yükselip, göklerde Allah'ın vahdet bahçesini Ararken, bir haykırış dehşetle doldurmasın vicdanı Rose from the earth while seeking the unity of God in the heavens,don't let a cry in horror fill the conscience örnek osmanlıca مقدمة 'Ne lâhûtî sadâ "Allâhu ekber!" sarsıyor cânı... B'u birgülbank-i Hak'tır, çok mudur inletse ekvânı? Ne ilâhî bir ses "Allahu ekber!" sarsıyor canı... Bu bir Hakk'a yakarıştır, çok mudur inletse dünyaları? 'What a divine voice, "Allahu akbar!" shaking the soul... 'This is a plea to Hakk, is it too much that it shakes the world? örnek osmanlıca مقدمة Bu lâhûtî sadâ çıktıkça cûşa-cûş olup yerden, İner esrâr-ı kudret kibriyâ tavrıyle göklerden. Bu ilâhî ses coşup yükselince yerden, İner Allah'ın sırları bütün ululuğuyla göklerden. When this divine voice rises from the ground, All the secrets of God descends from heaven with their whole greatness. örnek osmanlıca مقدمة Bütün âheng-i hilkat yâd ederken Hakk'ı ezberden, Vicâhî feyz alır artık o nûru'n-nûr-i ezherden: Yaratılışın bütün ahengi okurken Hakk'ı ezberden, Yüzyüze feyz alır artık o parlak nurlar nurundan: 'While reading Hakk the harmony of creation oversee all recite, "Now gets enlightened from the bright light of the light: örnek osmanlıca مقدمة Hüveydâ şimdi cânandır seherden, şâm-ı esmerden! Seher vaktinde mevcûdât, nûşîn hâb içindeyken, Şimdi seherde ve gece karanlığında canandır görünen! Seher vaktinde varlıklar, tatlı bir uykudayken, 'Now what is seen is the beloved in the twillight and in the darkness of night !When the creatures are in a sweet sleep in the early morning, örnek osmanlıca مقدمة Bu rûhânî nevâ âfâkı mevcâ-mevc edip birden; Muhîtin kalb-i hâmûşunda başlar bir hazin şîven. Bu rûhânî ses ufukları dalgalandırıp birden; Havanın suskun gönlünde başlar hüzünlü bir inleme. 'This spiritual voice suddenly undulates the horizons;a sad moaning begins in the mute soul of the air. örnek osmanlıca مقدمة Bakarsın her taraf zulmet, fakat bir zulmet-i rûşen! Semâ bîdâr, her yıldız Cemâlu'llâh'a bir revzen. Bakarsın her yan karanlık, fakat parlak bir karanlık! Gök uyanık, her yıldız Allah'ın görüntüsü bir pencere. You see everywhere is dark,but brightly dark!"Heaven is awake, each star is a window to the image of God. örnek osmanlıca مقدمة Maîşet kayd-ı can fersâsının mahkûm-ı, bîzârı, Bütün bîçâreler gündüz bu yâd-ı merhametkârı, Ruhu yıpratan geçinme kaydına mahkûm ve bıkkın Bütün zavallılar, gündüz, bu merhamet dolu sözleri Prisoner to the soul corroding subsistence fears and bored, The poor,during the day,this words full of mercy örnek osmanlıca مقدمة Duyar sermest olur görmüş kadar ferdâ-yı Dîdâr'ı! O neşveyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır bârı, Duyar ve kendinden geçer sanki görmüş gibi ahirette Allah'ı! O neşeyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır yükü Hears and looses himself as if he saw the God in hereafter! "With that joy without being tired, even the heaviest load örnek osmanlıca مقدمة Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık âsârı. Güneş mağrib-güzîn olmuş semâ esmer, ufuk gülgûn; Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık belirtisi. Güneş batmaya dönmüş, gökyüzü kararmış, ufuk gül renkli; Carries without having,showing a sign of exhaustion.'The sun has been ready to set, the sky darkened, the horizon has been rose-colored; örnek osmanlıca مقدمة Zaman durgun, zemin muğber, cihan dembeste, can mahzûn; Gariblik rû-nümâ yer yer, sükûnet dembedem efzûn... Zaman durgun, zemin kırgın, dünya susmuş, can hüzünlü; Bir yalnızlık hissi duyulur yer yer, sessizlik gitgide artar.. 'Time is stagnant, ground is broken, world is silent, soul is sad,' a feeling of loneliness is felt in some places, the silence gradually increases .. örnek osmanlıca مقدمة Bakarsın bir de gülbank-i İlâhiden dolup gerdûn, O tenhayî-i sevdâvî olur Allâh ile meskûn! Tam bu anda dünyayı ezan sesleri kaplar Ve o sevda duygusu taşıyan tenhalık Allah'ın varlığıyla dolar. 'At this time sound of ezan covers the world 'And the desolation carrying the feeling of lovefills with the presence of God. örnek osmanlıca مقدمة İnip vaktâ ki leylin dest-i istîlâsı gabrâya, Serer dünyâya zulmetten adem çeklinde bir sâye; Gecenin istilâ eden eli yeryüzüne inip, Dünyanın üstüne yokluk hissi veren karanlıktan bir gölge serdiğinde, 'The hand of the night, invaded and down to earth,' The world is a dark shadow lay on top of that sense of absence, örnek osmanlıca مقدمة Nazar medhûş, müstağrak giderken zîr ü bâlâya. Döner, "Allâhu ekber" cûşu yükseldikçe Mevlâ'ya, Gözler korkulu ve esrara dalmış bir halde bir göğe bir yere bakıyorken, "Allahu Ekber" haykırışı yükselince Mevla'ya, 'The eyes of a fearful and cannabis in a state immersed in a place you looked into the sky,' "Allahu Akbar "and cry Mevla'ya rise, örnek osmanlıca مقدمة O muzlim sîne-i hilkat tecellîzâr-ı Sînâ ya! Senin, dem geçmiyor, yâdınla lebrîz olmadan eb'âd! Varlığın o karanlık göğsü Sinâ'daki görünme makamına döner. Mesafeler her an seni anan sözlerle çınlamaktadır! 'Being in the dark returns to the office of synechia manifested in Sinai. "Distance to commemorate all the time you çınlamaktadır words! örnek osmanlıca مقدمة Ne müdhiş saltanat yâ Rab, nasıl âsûde istibdâd! O istibdâda hürmettir ezanlar, subhalar, evrâd... 'Ya Rab, bu ne müthiş hükümdarlıktır, varlıkları nasıl rahatlıkla böyle hükmün altına almaktasın! Ezanlar, teşbihler, zikirler hep o hakimiyete duyulan saygıdır. 'O Lord, what a great hükümdarlıktır, how easily assets are under such provision,' prayer, prayer beads, chanting always heard that respect for sovereignty. örnek osmanlıca مقدمة 'Hayır, sen rûh-i rahmetsin, bu sesler senden ister dâd,'Verir miydin, eğer dâd etmesen, feryâda isti'dâd? Fakat sen aslında merhamet ruhusun, bu sesler senden ister adalet ! Yoksa feryada hiç imkân verir miydin, etmeyecek olsan adalet! 'But you actually ruhusun mercy, justice, this sounds like you! "Or would you complain that gives no opportunity, you're not justice! örnek osmanlıca مقدمة Gunûde rûh-i tabîat samîm-i zulmette... Sitâreler bile bâlâ-yı sermediyyette, 'Tabiatın ruhu uyumakta karanlığın kalbinde... Yıldızlar bile sonsuz bir yükseklikte 'sleeping on the spirit of nature in the heart of darkness ...' even an infinite height of the stars örnek osmanlıca مقدمة Yavaş yavaş uyumak istiyor yumup gözünü; Seher semâların altında, açmıyor yüzünü. Yavaş yavaş uyamak istiyor yumup gözünü, Sabah göklerin altında henüz açmıyor yüzünü. 'Little by little you want Uyama yumup eye,' yet does not open his face under the morning skies. örnek osmanlıca مقدمة
Firâş-ı leylde dinmiş bütün enîn-i hayat, Ridâ-bedûş-i sükûnet önümde hep safahat.
Hayatın bütün iniltisi gecenin yatağında susmuş, Varlığın bütün cepheleri sessizliğin örtüsüyle örtülmüş. 'life in bed all night, silent, groan,' the asset cover all fronts covered with silence. örnek osmanlıca مقدمة Görüp muhîtimi dalgın hamûş bir vecde, O hâli ben de temâşâya daldım âsûde. Çevremi sakin bir muhabbete dalmış gördüm. O hali ben de huzur içinde seyre daldım. 'Our environment I've seen engrossed in a quiet ecstasy.' He went down state and I sail in peace. örnek osmanlıca مقدمة Nigâhı mest ediyorken bu levha-i mahmûr, Ufukta yükselerek bir sadâ yı dûrâ-dûr, Bu mahmur tablo gözleri mest ediyorken, Uzaktan uzağa bir ses ufukta yükselerek, 'This sleepy eyes in ecstasy ediyorken table,' the remote away from the horizon, rising from a sound örnek osmanlıca مقدمة Yayıldı rûy-i zemînin o anda her yerine, Sokuldu leyl-i ketûmun bütün serâirine. Yayıldı yeryüzünün o anda her yerine, Sokuldu sır vermeyen gecenin bütün gizliliklerine. 'Spread all over the earth at that moment,' a secret not pushing himself all the privacy of the night. örnek osmanlıca مقدمة Cihân-ı nâimi kaldırdı, bî-karâr etti, Zalâm içinde ne âlemler âşikâr etti! Uyuyan dünyayı kaldırdı, hareketsizliğe son verdi, Karanlıklar içinden ne âlemler ortaya çıkardı! 'Sleeping lifted the world, put an end to passivity,' What the worlds revealed through the darkness! örnek osmanlıca مقدمة O yükselen sesi tekrîre başlayıp eb'âd, Duyuldu sîne-i şebden medîd bir feryâd. Uzaklıklar bu yükselen sesi tekrarlayıp yeniden, Uzun bir feryat duyuldu gecenin kalbinden, 'Distances in this re-emerging voice repeating,' There was a long night, a far cry from the heart, örnek osmanlıca مقدمة Semâya çıktı o feryâd, âh-ı ümmet olup! Semâdan indi o feryâd, rûh-i rahmet olup! Göğe çıktı o feryat, ümmetin âhı olup! Gökten indi o feryat, rahmetin ruhu olup! 'she shrieked out the sky, the ummah is Ahi! "he landed from the sky cry, mercy is the spirit! örnek osmanlıca مقدمة Uzaktan andırıyorken, demin, heyûlâyı; Semâ'hâne-i leylin birer küçük nâyı Heybetli minareler demin uzakta Dikilmiş karaltıları andırıyorken 'Then he was comrade neys all together,' the spirit of a great commotion broke the silence. örnek osmanlıca مقدمة Gibiydi şimdi hayâlimde her menâr-ı mehîb... O taş yürekte bu sûzişli nağmeler ne garîb! Şimdi hayalimde gece semahanesinin küçük neylerine benzedi. O taş yürekte bu dokunaklı nağmeler ne kadar garipti! 'Now my imagination semahanesinin night seemed small neylerine.' It was strange how much stone yürekte this poignant Tune! örnek osmanlıca مقدمة O nây pârelerin sonra hepsi hemdem olup, Uyandı rûh-i sükûnette bir azîm âşûb. Sonra o neylerin hepsi birbirine yoldaş oldu, Sessizliğin ruhunda büyük bir kargaşa koptu. 'Then he was comrade neys all together,' the spirit of a great commotion broke the silence. örnek osmanlıca مقدمة Coşunca âlem-i câmidde sayha-i tehlîl, Minâreler bana gelmişti sûr-i İsrafil: Cansız görünen dünyada coşunca Allah'ın tekliğini kabul etme sesleri, Minareler sanki kıyamet gününde İsrafil'in çalacağı düdük idi: lifeless worlds visible coşunca tehlil tones,' Raphael Wall as if it was the Minarets: örnek osmanlıca مقدمة Muhîte çekmiş iken dest-i şeb, ridâ-yı memât; Uyandı karşıki evlerde lem'a lem'a hayât. Gecenin eli çevreye çekmişken ölüm örtüsü; Uyandı karşıki evlerde hayat parıltıları. 'cover of the night, the hand of death çekmişken environment;' He woke up the glitter of life karşıki homes. örnek osmanlıca مقدمة Uyandı sonra avâlim, uyandı rûh-i sabâh; Uyandı hâb-ı ademden birer birer eşbâh; Uyandı sonra dünyalar, uyandı sabahın ruhu; Uyandı yokluk uykusundan birer birer bedenler; 'He woke up after the worlds, the spirit awoke in the morning,' He woke up one by one the bodies lack sleep; örnek osmanlıca مقدمة Uyandı bende de bir şeb-çerağ-ı zulmet-sûz, Ki tâ ebed olacak feyz-i Hak'la sîne-firûz. Uyandı bende de karanlığı yakan mumu, Ki sonsuza dek Hakk'ın bereketiyle aydınlatacak yüreğimi. 'I woke up in the dark of the night lit çerağı,' That my heart will shine on forever oversee blessings. örnek osmanlıca مقدمة Tasavvur eylemem artık zevâl o meş'a için... Meğer ki nûr-i İlâhi ufûl edip gitsin O meş'alenin söneceğini artık tasavvur bile etmem. Meğer ki İlâhi nur batıp gitsin. 'He would not even conceive of now has no heat meş'alenin.' It turned out that the Divine light, let it go Once the sun sets. örnek osmanlıca مقدمة Aslı Güncel Türkçesi Buraya İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة "İhtilaf ı metâli' sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur" Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, Zeminden yükselip, göklerde vahdetzâr-ı Yezdân-ı Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı. Ne lâhûtî sadâ "Allâhu ekber!" sarsıyor cânı... Bu birgülbank-i Hak'tır, çok mudur inletse ekvânı? Bu lâhûtî sadâ çıktıkça cûşa-cûş olup yerden, İner esrâr-ı kudret kibriyâ tavrıyle göklerden. Bütün âheng-i hilkat yâd ederken Hakk'ı ezberden, Vicâhî feyz alır artık o nûru'n-nûr-i ezherden: Hüveydâ şimdi cânandır seherden, şâm-ı esmerden! Seher vaktinde mevcûdât, nûşîn hâb içindeyken, Bu rûhânî nevâ âfâkı mevcâ-mevc edip birden; Muhîtin kalb-i hâmûşunda başlar bir hazin şîven. Bakarsın her taraf zulmet, fakat bir zulmet-i rûşen! Semâ bîdâr, her yıldız Cemâlu'llâh'a bir revzen. Maîşet kayd-ı can fersâsının mahkûm-ı, bîzârı, Bütün bîçâreler gündüz bu yâd-ı merhametkârı, Duyar sermest olur görmüş kadar ferdâ-yı Dîdâr'ı! O neşveyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır bârı, Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık âsârı. Güneş mağrib-güzîn olmuş semâ esmer, ufuk gülgûn; Zaman durgun, zemin muğber, cihan dembeste, can mahzûn; Gariblik rû-nümâ yer yer, sükûnet dembedem efzûn... Bakarsın bir de gülbank-i İlâhiden dolup gerdûn, O tenhayî-i sevdâvî olur Allâh ile meskûn! İnip vaktâ ki leylin dest-i istîlâsı gabrâya, Serer dünyâya zulmetten adem çeklinde bir sâye; Nazar medhûş, müstağrak giderken zîr ü bâlâya. Döner, "Allâhu ekber" cûşu yükseldikçe Mevlâ'ya, O muzlim sîne-i hilkat tecellîzâr-ı Sînâ ya! Senin, dem geçmiyor, yâdınla lebrîz olmadan eb'âd! Ne müdhiş saltanat yâ Rab, nasıl âsûde istibdâd! O istibdâda hürmettir ezanlar, subhalar, evrâd... Hayır, sen rûh-i rahmetsin, bu sesler senden ister dâd, Verir miydin, eğer dâd etmesen, feryâda isti'dâd? Gunûde rûh-i tabîat samîm-i zulmette... Sitâreler bile bâlâ-yı sermediyyette, Yavaş yavaş uyumak istiyor yumup gözünü; Seher semâlann altında, açmıyor yüzünü. Firâş-ı leylde dinmiş bütün enîn-i hayat, Ridâ-bedûş-i sükûnet önümde hep safahat. Görüp muhîtimi dalgın hamûş bir vecde, O hâli ben de temâşâya daldım âsûde. Nigâhı mest ediyorken bu levha-i mahmûr, Ufukta yükselerek bir sadâ yı dûrâ-dûr, Yayıldı rûy-i zemînin o anda her yerine, Sokuldu leyl-i ketûmun bütün serâirine. Cihân-ı nâimi kaldırdı, bî-karâr etti, Zalâm içinde ne âlemler âşikâr etti! O yükselen sesi tekrîre başlayıp eb'âd, Duyuldu sîne-i şebden medîd bir feryâd. Semâya çıktı o feryâd, âh-ı ümmet olup! Semâdan indi o feryâd, rûh-i rahmet olup! Uzaktan andırıyorken, demin, heyûlâyı; Semâ'hâne-i leylin birer küçük nâyı Gibiydi şimdi hayâlimde her menâr-ı mehîb... O taş yürekte bu sûzişli nağmeler ne garîb! O nây pârelerin sonra hepsi hemdem olup, Uyandı rûh-i sükûnette bir azîm âşûb. Coşunca âlem-i câmidde sayha-i tehlîl, Minâreler bana gelmişti sûr-i İsrafil: Muhîte çekmiş iken dest-i şeb, ridâ-yı memât; Uyandı karşıki evlerde lem'a lem'a hayât. Uyandı sonra avâlim, uyandı rûh-i sabâh; Uyandı hâb-ı ademden birer birer eşbâh; Uyandı bende de bir şeb-çerağ-ı zulmet-sûz, Ki tâ ebed olacak feyz-i Hak'la sîne-firûz. Tasavvur eylemem artık zevâl o meş'a1 için... Meğer ki nûr-i İlâhi ufûl edip gitsin | ..................................... "Güneşin her yerde farklı zamanda doğması sebebiyle yeryüzünde ezansız zaman yoktur. " Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin sarhoş eden vecdi, Yerden yükselip, göklerde Allah'ın vahdet bahçesini Ararken, bir haykırış dehşetle doldurmasın vicdanı . Ne ilâhî bir ses "Allahu ekber!" sarsıyor canı... Bu bir Hakk'a yakarıştır, çok mudur inletse dünyaları? Bu ilâhî ses coşup yükselince yerden, İner Allah'ın sırları bütün ululuğuyla göklerden. Yaratılışın bütün ahengi okurken Hakk'ı ezberden, Yüzyüze feyz alır artık o parlak nurlar nurundan: Şimdi seherde ve gece karanlığında canandır görünen! Seher vaktinde varlıklar, tatlı bir uykudayken, Bu rûhânî ses ufukları dalgalandırıp birden; Havanın suskun gönlünde başlar hüzünlü bir inleme. Bakarsın her yan karanlık, fakat parlak bir karanlık! Gök uyanık, her yıldız Allah'ın cemaline bir pencere. Ruhu yıpratan geçinme kaydına mahkûm ve bıkkın Bütün zavallılar, gündüz, bu merhamet dolu sözleri Duyar ve kendinden geçer sanki görmüş gibi ahirette Allah'ı! O neşeyle, yorulmak şöyle dursun, en ağır yükü Sürükler görmeden, göstermeden yılgınlık belirtisi. Güneş batmaya dönmüş, gökyüzü kararmış, ufuk gül renkli; Zaman durgun, zemin kırgın, dünya susmuş, can hüzünlü; Bir yalnızlık hissi duyulur yer yer, sessizlik gitgide artar.. Tam bu anda dünyayı ezan sesleri kaplar Ve o sevda duygusu taşıyan tenhalık Allah'ın varlığıyla dolar. Gecenin istilâ eden eli yeryüzüne inip, Dünyanın üstüne yokluk hissi veren karanlıktan bir gölge serdiğinde, Gözler korkulu ve esrara dalmış bir halde bir göğe bir yere bakıyorken, "Allahu Ekber" haykırışı yükselince Mevla'ya, Varlığın o karanlık sinesi Sinâ'daki tecelli makamına döner. Mesafeler her an seni anan sözlerle çınlamaktadır! Ya Rab, bu ne müthiş hükümdarlıktır, varlıkları nasıl rahatlıkla böyle hükmün altına almaktasın! Ezanlar, teşbihler, zikirler hep o hakimiyete duyulan saygıdır. Fakat sen aslında merhamet ruhusun, bu sesler senden ister adalet! Yoksa feryada hiç imkân verir miydin, etmeyecek olsan adalet! Tabiatın ruhu uyumakta karanlığın kalbinde... Yıldızlar bile sonsuz bir yükseklikte Yavaş yavaş uyamak istiyor yumup gözünü, Sabah göklerin altında henüz açmıyor yüzünü. Hayatın bütün iniltisi gecenin yatağında susmuş, Varlığın bütün cepheleri sessizliğin örtüsüyle örtülmüş. Çevremi sakin bir vecde dalmış gördüm. O hali ben de huzur içinde seyre daldım. Bu mahmur tablo gözleri mest ediyorken, Uzaktan uzağa bir ses ufukta yükselerek, Yayıldı yeryüzünün o anda her yerine, Sokuldu sır vermeyen gecenin bütün gizliliklerine. Uyuyan dünyayı kaldırdı, hareketsizliğe son verdi, Karanlıklar içinden ne âlemler ortaya çıkardı! Uzaklıklar bu yükselen sesi tekrarlayıp yeniden, Uzun bir feryat duyuldu gecenin kalbinden, Göğe çıktı o feryat, ümmetin âhı olup! Gökten indi o feryat, rahmetin ruhu olup! Heybetli minareler demin uzakta Dikilmiş karaltıları andırıyorken Şimdi hayalimde gece semahanesinin küçük neylerine benzedi. O taş yürekte bu dokunaklı nağmeler ne kadar garipti! Sonra o neylerin hepsi birbirine yoldaş oldu, Sessizliğin ruhunda büyük bir kargaşa koptu. Cansız görünen âlemde coşunca tehlil sesleri, Minareler sanki İsrafil'in Sûru idi: Gecenin eli çevreye çekmişken ölüm örtüsü; Uyandı karşıki evlerde hayat parıltıları. Uyandı sonra âlemler, uyandı sabahın ruhu; Uyandı yokluk uykusundan birer birer bedenler; Uyandı bende de karanlığı yakan bir gece çerağı, Ki sonsuza dek Hakk'm bereketiyle aydınlatacak yüreğimi. O meş'alenin söneceğini artık tasavvur bile etmem. Meğer ki İlâhi nur batıp gitsin. (1) Bumda Allah ta Sina 'da Hazret-i Musa 'ya tecelli edişine telmih vardır. Hazret-i Musa kendi peygamberliğini kabul edenlerle Mısır'dan çıkıp giderken Sina Çölü'ndeki Tur Dağı'nda Allah ile Konuşmuştur. 8 Ekim 1908 | style="vertical-align: top"| There is nowhere without azan in the world becaues of the rise of the sun in diffrent times While looking for the heaven of God , inebriant love of thousands of hearts arises, outcry with horror fills the conscience. What a divine voice, "Allahu akbar!" soul shaking ... This is an appeal for god, is it too much if it shakes the world? When that divine voice rises from the ground, All the secrets of God descends from heaven .. While harmony of creation reading Hakk from memory, This holy light gets brigher: Now it’s the beloved seen at the darkness of a night and the light of a morning While creatures was sleeping at dawn,, Suddenly when this spiritual sound get horizons rough; At the silence of heart begins a sad moaning. Everywhere may be dark, dark but brilliant! Heaven is awake, every star is a window for the beauty of Allah. All the poor convicted to manage life During the day, they hear that words full of mercy And they loose themselves as if they have seen Allah in Hereafter Cheerfully, carries the heaviest burden without showing signs of exhaustion. The sun has turned to set, the sky is darkened, the horizon is rose-colored; Time is calm, the groundis broken, world is silent, soul is gloomy; A feeling of loneliness is felt, the silence gradually increases .. At that exact time the sound of azan covers the world Complete the call to prayer sounds now occupies the world And the solitude carrying sense of love is filled with God's presence When The invader hand of the night, comes down to earth, and cover the world with a dark shadow with a sense of absence, Eyes are fearful and while they’re looking at the sky and the ground lost in mystery Wh"Allahu Akbar" cry rises to Mevla , The dark face of presence go back to its manifest in Sinai Distance is clanging with the words comemorate you ! O Lord, what a great kingdom, how easily can you assert your authority on the creature Azans, zkırs are all respect for sovereignty. But you are soul of mercy, this sounds want justice! Or would you allow them cry, if you're not justice! spirit of nature is sleepingin the heart of darkness ... Even the stars are an infinite height He wants to slepp closing his eyes, Yet The morning does not open his face under the skies. all the groan of life is silent, in the bed of night, Every part of presence is covered by the silence. I've seen acquaintances immersed in a peaceful love . I began to watch that view in peace While this scene enchanting me, sound rising over the horizon far away Spread to all parts of the earth at that time, Pushing himself all the privacy of the night Waken up the sleeping world, put an end to passivity, What was revealed from the worlds of darkness! Offsets repeating that rising voice again, At long cry was heard from the heart of the heart That cry shrieked out the sky, the cry of ummah! The cry landed from the sky , mercy in the spirit! The imposing minarets were standing like siluettes Now it looks like tge small neys of generosity in my dreams How strange was that touching sound in the Stone hearts. All the neys become companion to eachother, A great commotion broke in the silence of soul. When tehlil sounds broke out in lifeless world, Raphael Wall as if it was Minarets: hand of night covered everywhere the death He woke up ,the glitter of life at the opposite houses Th worlds woke up ,then the spirit of morning woke the bodies woke one by one absence sleep ; I woke , the one who lits the darkness of night That my heart will shine with the blessing of Hakk forever I can’t even think that the torch would be out of fire unless the Divine light disappears | örnek osmanlıca مقدمة |} |} osmanlıcaEdit (إختلاف مطالع صببيله كره اوزرنده ازانسز زمان يوقدر) زمان كچمز كه يوز بيكلر جه قلبك وجد سكر زميندن يوكسوب ٬ كوكلر ده واهدتزار يزدان آراركن ٬ دهشت اكين ايتمسون بر سيهه وجدان نه لا هو ت سدا الله اكبر سارسيور جا ن بو بر كلبانك هقدر٬ چو قميدر ايكلتسه اكوان بولا هو ت سدا چيقد قبه جو شا جو ش اولو ب ير دن اينر اسر ار قدرت كبر يا طور يله كو كلر دن بو تون اَ هنك خلقت ياد ايدر كن هق ازبردن وجاهى فيض اَ لير ار تيق او نو ر النور از هردن هو يدا شيمد ى ج نا ندر سحر دن ٬ شا م اسر دن سحر وقتنده مو جو دا ت نو شين خو اب ايچند ه يكن بو رو حا ني بو ا اَفا ق مو جا مو ج ايدوب بر دن؛ محيطك قلب خ مو شنده با شلار بر حز ين شيون باقارسك هر طر ف ظلمت ٬ فقط بر ظلمت رو شن سما بيد ار ٬ هر ييلدير جمال للهه برروزن مهشت قيت جا فر ساسنك مهكو مى٬ بيزرى بو تو ن بچا ره لر كو ند وز بو ياد نر همتكارى طو يا ر سر مست اولوركورمش قدرفرداى د يد ارى او نشوه يله يورولمق شويله طورسون٬اك اَ غيربارى سوروكلر كورمه دن ٬ كو ستر مه دن ييافينلق اَ ثارى زمان كچمز كه يوز بيكلر جه قلبك وجد سكر انى ADVERTİSEMENT ALi Ulvi Kurucu'nun değerlendirmesiEdit Share Ali Ulvi Kurucu'ya Göre Mehmet Âkif Ersoy'un Kişiliği Ali Ulvi Kurucu'ya Göre Mehmet Âkif Ersoy'un Kişiliği Ekrem Yaman Şair Ali Ulvi Kurucu'nun Mehmed Âkif Ersoy hakkında zaman zaman dost ve arkadaşlarıyla sohbetlerinde ortaya konan ve Hatıralar'ın I. Cildinde kayda alınan görüşleri bir yazı bütünlüğü içinde istifadenize sunuyorum. "Çocukluğumdan beri ruhumun bestesi olan İstiklâl Marşı Şairi Âkif Bey merhumun, birinci Safahât'ında 'Ezanlar' başlıklı şaheser bir kaside vardır. Âkif Bey, bu şiirinin ilk sayfasına koyduğu notta şu harikulâde cümleyi kaydeder: 'İhtilâf-ı metâli' sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur.' Ne güzel bir buluş, ne güzel bir anlayış, ne şâhâne bir ifade… Ezan şimdi burada okunur, bir dakika sonra az daha batıda bir yerde, sonra yine bir dakika ileride bir yerde… Öyle öyle dünyayı dolaşır. Her yerde her dakika ezan okunur… Yani sema halkı, gökyüzü sakinleri, melekler, artık daha başka kimler varsa, onlar, durmadan ezan dinlemektedirler…" 1 " (…) Bazı hatıralar vardır ki, insanı derin mazilere çeker. Vaktiyle Mehmed Âkif merhum için yazdığım bir şiirde: 'İnsanlığa rehber olan âlemde büyükler Milletleri ruhuyla asırlarca sürükler' demiştim. Büyük insanların ruhları ve büyük ruhların eserleri büyük oluyor. Bu insanların davaları için çektikleri çileler, ızdıraplar sayısız ve ölçüsüzdür. Onlar, gelecekte davalarına hizmet edecek, yeni ve genç imanlı insanları yetiştirmek uğruna, birçok zahmetlere katlanmışlar, birçok münafığı idare etmek, onlara tahammül etmek zorunda kalmışlardır... Yine bu insanlar, davalarını zayıflatmamak için, aynı yolda hizmet veren dava arkadaşlarını incitmemeye, onların kırıcı söz ve davranışlarını görmezlikten gelmeye büyük dikkat göstermişlerdir." 2 " 'Yâr için ağyâre minnet ettiğim ayb eyleme Bağban bir gül için bin hâre hizmetkâr olur.' 'Benim de bir yârim var, davam var, gayem var: İnsan yetiştirmek, memleketimin dinini, imanını, irfanını, ahlâkını kurtaracak bir nesil yetiştirmek… Gayem, aşkım, hedefim budur. Bu büyük gayeme ermek için, ağyârın, düşmanların, rakiplerin kahrını çekerim; ezalarına, cefalarına tahammül ederim…' Şair 'Bağban bir gül için bin hâre hizmetkâr olur' diyor. Bahçıvanı görürsün ki, bir gül yetiştirmek için bin tane dikenin kahrını çeker. 'Bin' burada tabiî çokluktan kinayedir. 'Hadsiz hesapsız dikenin kahrını çeker' demektir." 3 "Âkif Bey'i neden en çok severiz? Çünkü Safahat'ında lüzumsuz, yersiz, uygunsuz şeyler yoktur. Gençliğinde, üstadları taklit ettiği yaşlarda, âdeta uyarak, birkaç şey yazmışsa da, sonra onları Safahat'a almadığı gibi, hepsini imha ederek ortadan kaldırmıştır. Eserini yok etmek kolay iş değildir. Fakat Âkif'in ihlâsının önünde, hiçbir batıl ve yanlış duramamıştır…" 4 "Merhum (Âkif) der ki: Târihten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? 'Târih'i 'tekerrür' diye ta'rif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" 5 "Merhum Âkif Bey'de (…) efendilik, tevazu, dürüstlük, mertlik… Hepsi onda tam olarak mevcuttu. Samimiyet ve ihlâsının haddi de, eşi de bulunmazdı." 6 "Memleketin başına gelenler, Âkif Bey'e çok tesir etmişti. Âkif gibi bütün ömrünü dinine, vatanına hizmete vakfetmiş bir fikir adamı, hassas bir şair ne kadar ızdırap çeker, bir hesap edelim? 'Memleket yangın içinde! Her gün bir inkılâp, her gün bir inkılâp! Değişmeyen bir şey kalmamış. Memleket kimlerin elinde? Kimler hain olmuş, kimler vatansever? Bunların Âkif Bey'e nasıl tesir ettiğini bir düşünmeli…" 7 "Âkif gerek ailesi, gerek çocukları ve bazı yakınları bakımından talihsiz bir insandı. Rahat görmeyen bir insandı… Bu dertli hâli, onun Türkiye'yi bırakıp (Mısır'a) gelmesinin değerini çok arttırıyordu. Bir kere Millî Mücadele'ye isteği ile katılmış, memleketin İstiklâl Marşı'nı yazmış, en büyük şairi olmuştu. Siyasî bir suçlu değildi. Zorla hudut haricine çıkarılmamıştı. Tamamen kendi gönlüyle, isteğiyle, ihtiyarıyla, iradesiyle, memleketindeki bütün imkânları, sevdiği İstanbul'da, dostları arasında yaşamayı bırakıp terk-i diyar etmişti. Onunki dini için, davası için yapılmış tam bir hicret idi… Bir tarafta da, Türkiye'den ölüm veya hapis korkusuyla mecburen kaçıp gelmiş mülteciler vardı. Bu iki hareket tarzı elbette ki bir değildi. Bu bakımdan, Âkif Bey'in, o sıkıntılara katlanıp Kahire'de kalması, çok kıymetli, çok faziletli bir hareket idi." 8 "Âkif Bey mert, nezih bir insandı. Özüyle, sözüyle, tevazuuyla insan olmak, insan kalmak aşkını taşıyan bir insandı…" 9 "Muhakkak her şiirde, lügata bakmanızı icap eden kelimeler olur. Bir şair, görmüş, bilmiş, hissetmiş, düşünüp taşınmış, en yüksek hislerini, gönlünün, ruhunun duygularını kâğıda dökmüş. Bunun için tabiî ki, günlük lisanda bulunmayan, derin, ince manaları ifade eden kelimeler, rumuzlar kullanacaktır. Bütün dillerde de bu böyledir." 10 "1400 senelik İslâm, 650 yıllık Osmanlı ve bin senelik Müslüman Türk tarihini, yükselişiyle, başına gelen felâketleriyle, her safhası ile yazmış… Tasviri var, feryadı var, fikriyatı var! (Dilimizi) sadeleştirme işi, milleti cahil bırakmanın bir şekli, bir mazereti ve bir bahanesidir. İnsanlar tembeldir. Kolayı gördükçe gevşer, rahata alışır. Gayret sarf edilerek anlaşılacak eserlerden kaçar. Böylece bir zaman sonra, birkaç nesilde, milletin tamamı câhilliğe mahkûm olur. Artık ondan sonra, bilen, çalışan, düşünen insanlar yadırganır. İşte o zaman tam felâket demektir." 11 'Abdülhak Hâmid ile kendinizi nasıl bulursunuz?' sorusunu Âkif şöyle cevaplandırmıştır: " 'Hâmid'le benim aramdaki fark şudur: Ben yükseldiğimde, Hâmid kadar yükselemem. Alçaldığımda da o kadar alçalamam…' Bence, 'yükselemem' demesinde tevazu vardır. Âkif, Hâmid'den fazla yükselmiştir. Metafizik, ilâhî (sırlar), ruha, imana ait, tevhide dair bahisler, Âkif'de daha açık, daha olgun ve daha dolgundur. Hâmid'de de iman vardır. Fakat daha çok felsefî mülâhazalar, felsefî ilhamlar hâlindedir. Şüphelerle doludur. Kâfir denmez; münkir, mülhid denmez; fakat Hâmid'de şüpheler vardır. Âkif Bey'de, bütün düşünceler, mülâhazalar sonunda yine teslimiyete varır. Âkif Bey'in ilhamları, Kur'an-ı Kerim'den, vahiyden ve Rasûlullah'tan alınan ilhamlardır. Âkif Bey, Hâmid hakkında, ondan naklen bir de şunu söylemişti: 'Hâmid Bey'in kendi sözü olduğu için söylüyorum. Bir de şöyle demiştir: Benim belimden yukarım insan, ondan aşağısı canavardır… Bu kendi sözüdür. Ben elhamdülillah, bunu diyemem, buna razı olamam ve böyle bir perişanlığa düşmemeyi de Rabb'imden niyaz ederim. Her yerim ve her hâlimle insan olmanın gayretindeyim…'" 12 "Âkif'i neden seviyoruz? Çünkü biz ne hissediyorsak o da milletle beraber aynı şeyleri hissetmiş. Ruhumuzun tercümanı olmuş. Dertlerimizi, acılarımızı keşfetmiş; üzülmüş, teselli etmiş; çareler göstermiş… Batı dünyasına ne ötekiler gibi tam teslim olmuş; ne de 'gavurdur, hiçbir şeyi alınmaz' diye taassup göstermiş. İyiyi, faydalıyı, bizim bünyemize, ruhumuza, ahlâkımıza uygun olanı alalım demiş…" 1- Ali Ulvi KURUCU, Hatıralar 1, 6. Baskı, Kaynak Yayınları: 186, İzmir, Çağlayan Matbaası, Ocak 2009, s. 221. 2- KURUCU, Hatıralar- 1, s. (230-231). 3- KURUCU, A.g.e, s. (232-233). 4- KURUCU, A.g.e, s. 338. 5- KURUCU, A.g.e, s. 371. 6- KURUCU, A.g.e, s. 375. 7- KURUCU, A.g.e, s. 377. 8- KURUCU, A.g.e, s. 378. 9- KURUCU, A.g.e, s. 380. 10- KURUCU, A.g.e, s. 381. 11- KURUCU, A.g.e, s. 382. 12- KURUCU, A.g.e, s. (384-385). 13- KURUCU, A.g.e, s. 393. Safahat logo [show] g • t • d Mehmet Akif ErsoyMehmet akif ersoy SAFAHAT Portal:Edebiyat - Portal:Safahat - Portal:Mehmet Akif Ersoy 2011 - Mehmet Akif Ersoy Yılı - Mehmet Akif Ersoy/Nükteler Bu çalışmanın telif hakkı Eyüp Sabri Kartal'a aittir. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. [show] g • t • d Alfabetik Safahat [show] g • t • d Safahat besteleri - Safahat [show] g • t • d I. Kitap :Safahat 1908 ile 1911 arası ülkemizden manzaralardır. Sırat-ı mustakim dergisinde yayınlanan şiirleridir. Durmayalım gibi aksiyon şiirleri ve Tolstoy'u bile aşan sosyal dram içerikli Kocakarı şiiri ile meyhane şiirindeki tasviri muhteşemdir. Safahat şiiri - Fatih Camii Şiiri - Hasta - Tevhid Yâhud Feryâd -Küfe - Durmayalım - Hasır - Geçinme Belâsı - Meyhane - Mezarlık - Bayram - Hasbihâl - Selma - Merhum İbrahim Bey - Azim - Seyfi Baba - İnsan Şiiri - Kör Neyzen - Acem Şahı - İstibdâd - Hürriyet Şiiri - Kocakarı ile Ömer - Ezanlar - Cânan Yurdu - Bir Mersiye - Dirvâs - Mahalle Kahvesi- Köse İmam - Ressam Haklı - Bir Mezar Taşına Yazılmış İdi - Bir Resmin Akasına Yazılmış İdi - Şair Huzurunda Münekkid - Bu Da Bir Mezar Taşı İçin Yazılmış İdi - Gül,Bülbül - Tercümedir - tercümedir1 (İkinci tercümedir) - Hüsran-ı Mübin - Âhiret Yolu - İstiğrak - Âmin Alayı - Hasbihal - Bebek Yahud Hakk-ı Karar - Yemişçi İhtiyar - İ'tiraf [show] g • t • d II.Kitap (1912): Süleymaniye Kürsüsünde Süleymaniye Kürsüsünde 2 - Süleymaniye Kürsüsünde 3 - Süleymaniye Kürsüsünde 4 - Süleymaniye Kürsüsünde 5 - Süleymaniye Kürsüsünde 6 - Süleymaniye Kürsüsünde 7 - Süleymaniye Kürsüsünde 8 - Süleymaniye Kürsüsünde 9 - Süleymaniye Kürsüsünde 10 [show] g • t • d III. Kitap (1913) : Hakkın Sesleri 29 Ekim 1912 Balkan Kerbelası sonrası şiirleri İlahi, emrinin avare bir mahkûmudur âlem - Geçenler varsa İslâm'ın şu çiğnenmiş diyarından - Üç beyinsiz kafanın derdine üç milyon halk-Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak-Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı-Olmaz ya... tabii... biri insan, biri hayvan - Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz-Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti - Çık da bir seyret baharın cuş-i rengârengini-Pek hazin bir mevlid gecesi [show] g • t • d IV. Kitap (1913) : Fatih Kürsüsünde İki Arkadaş Fatih Yolunda - Vaiz Kürsüde [show] g • t • d V.Kitap: (1917) Hatıralar Mehmet Akif'in kaybedilen vatan karşısında isyanlarını ve tevbelerini cem eden şiirleri....Koca Osmanlı Çınarının yıkılışı ve şairin ÇIĞLIKLARI.... Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah - UYAN - Ne irfandır veren ahlâka yükseklik. Ne vicdandır - Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile - Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden - Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını - Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır - El-Uksur'da - Berlin Hatıraları - Necid Çöllerinden Medine'ye [show] g • t • d VI.Kitap (1924) Asım Çanakkale şehitlerine şiiri de bu şiir içinde yer alır. Şair Asım'ın neslini ordumuzda görmektedir. Entellektüel ama bir o kadarda duası göklerden çevrilmeyecek kadar maneviyatlı bir gençlik ister. Oğlunun adınıda zaten Asım koyar. (Bakınız: Hz. Asım) Asım(I.Bölüm)- Asım II.Bölüm - Asım III.Bölüm - Asım IV.Bölüm - Asım V.Bölüm - Asım VI.Bölüm - Asım VII.Bölüm (Çanakkale şehitlerine şiirini içerir) - Asım VIII.Bölüm [show] g • t • d VII.Kitap : (1933) Gölgeler Son hüzün şiirleri yer alır.... Hüsran - Şark - Alınlar Terlemeli - Umar Mıydın? - Mehmed Ali'ye - Hala Mı Boğuşmak? - Yeis Yok! - Azimden Sonra Tevekkül - Süleyman Nazif'e - Bülbül - Leyla (Mehmet Akif Ersoy) - Firavun İle Yüzyüze - Şehitler Abidesi İçin - Vahdet - Gece - Hicran - Secde - Hüsam Efendi Hoca - Kıssadan Hisse - Resmim İçin (Üç Kıta) - Tebrik - Safahat İçin - Sadi'den Tercüme - Mevlid-i Nebi - Çocuklara - Bir Ariza - Bir Gece - Ne Eser,Ne De Semer - Derviş Ahmed - Said Paşa İmamı - Resim İçin - Nefs-i Nefis - Yaş Altmış - Nevruz'a - Nerdesin? - Tek Hakikat - Hayat Arkadaşıma - San'atkâr [show] g • t • d VİDEO SAFAHAT : Safahatın Audio Video Sunumu Projesi Milli Şairimizin Safahat adlı eserinin Video olarak sunumu projesinde 1.aşama: güzel okuma çalışmaları; 2.aşama: alt yazılı şiirlerin sunumu; 3.aşama;tercümelerinin sunumu ; 4. aşama: görsel konuyu anlatacak ögelerle video çalışması; 5.aşama: Videoların youtube yüklenmesi; 6.aşama; [show] g • t • d Osmanlı Türkçesiyle Safahat Projesi - Mehmet Akif Ersoy [show] g • t • d Safahat Tercümeleri Safahat/İngilizce - Safahat/Almanca - Safahat/Azerice [show] g • t • d İstiklal Marşı İstiklal Marşının Dünya Dillerine Tercümesi Projesi (Şimdilik sadece 24 dile çevrildi...) İstiklal Marşının Türki Dillere Tercümesi Projesi İstiklal Marşı Sunumu Projesi İstiklal Marşı İcrası Projesi Şablon:İstiklalamarşıbakınız İstiklal Marşı üzerinden alfabe mütealaları [show] g • t • d İstiklal Marşı Oratoryosu - İstiklal Marşı - SafahatŞablon:İMO [show] g • t • d İstiklal Marşının Dünya Dillerine Tercümesi Projesi (Şimdilik sadece 24 dile çevrildi...) [show] g • t • d Safahat Tercümeleri Safahat/İngilizce - Safahat/Almanca - Safahat/Azerice [show] g • t • d Safahat dışı şiir ve nesirleri İstiklâl Marşı - Sadi - SA'Dî - DESTÛR - GAZEL - KUR'ÂN'A HİTÂB - EL-HAKKU YA'LÛ [show] g • t • d Safahat Alfabetik Sıraya Göre Şiirler [show] g • t • d Safahat konu indeksi [show] g • t • d MAE Mevzuat [show] g • t • d Yenişehir Kaymakamlığı Safahat Çalışma Grubu [show] g • t • d Safahat çalışmaları Şablon:Düz liseler için safahat projesi Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi Ezanlar 1 Mehmet Akif Ersoy'un Ezanlar şiiri Ezanlar 2 Mehmet Akif Ersoy'un Ezanlar şiiri Ezanlar 3 Mehmet Akif Ersoy'un Ezanlar şiiri Ezanlar 3 Mehmet Akif Ersoy'un Ezanlar şiiri Kategoriler: Safahat Mehmet Akif Ersoy Safahat/I. Kitap Safahat/2.Kitap Safahat/3. Kitap Safahat/4. Kitap Safahat/5. Kitap Safahat/6. Kitap Safahat/7. Kitap Ezanlar Ezan Kategori ekle ADVERTİSEMENT Photos Add a Photo 18.382PHOTOS ON THİS WİKİ See all photos See all photos > Recent Wiki Activity رَأْسِهِ created by Eculum 3 hours ago R-E-Se created by Eculum 3 hours ago رُءُوس ُ كم created by Eculum 3 hours ago KTF/R edited by Eculum 3 hours ago See more > Live! Chat Yenişehir Wiki Sohbeti Başlat Around Wikia's networkRandom Wiki [ LİFESTYLE ] About Community Central Careers Advertise API Contact Wikia Terms of Use Privacy Policy İçerik CC-BY-SA altındadır. LifestyleEntertainmentVideo Games

Etiketler

18 Mart 26 Ağustos 35 Yaş Abdullah Çevik Abdullah Özdoğan Abdurrahim Karakoç Acı Acı Aşk Adam Ah o din nerde MEHMET AKİF Ahmet Erhan Ahmet Hamdi Tanpınar Ahmet Haşim Ahmet Muhip Dıranas Ahmet Ormancı Ahmet Yenilmez Ahmet Şafak Aklımdasın Akıl Akşam Alem Alev ve Gül Alfabetik Sıra ile Ali Rıza Avni Ali Ural Aliya İzzetbegoviç Allah Allah Aşkı Alp Alperen Alptuğ Amber An Gelir An Gelir Atilla İlhan Ölür Anadolu Anladın mı Anne Ararken Arif Nihat Asya Arthur Rimbaud Aruz Vezni Asker Atalay Demirci Atatürk Ateş Ateş ve su Ati Atilla İlhan Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak Ay Ayet Ayna Aynalar Ayrılık Azim Aziz Aziz İstanbul Ağlamak Ağır Hasta Aşk Aşk Sevda Aşk ve Yağmur Aşık Baba Babam Bahar Bahattin Karakoç Bahçe Bakarsın her yan karanlık Baki Barış Manço Bayrak Bayram Bayramlar Bayram Ola Bedava Bedirhan Gökçe Bedri Rahmi Eyüboğlu Bekir Sıtkı Sezgin Beklemek Beklenen Belgesel Ben Sana Nasıl Küseyim Ben böyle bakıp durmayacaktım Beni Güzel Hatırla Benim annem yüz mevsim açar Bergüzar Korel Bestelenmiş Şiirler Beşir Ayvazoğlu Bilgi Bilim Bir Ayrılığın ilk Günü Bir Şuhi Sitemkar Birlikte Ayrılık Biyografi Bize Ulaşın Boğaziçi Bu Ne Ahvaldir Bu Yağmur Buluşma Bursa Bâki Bülbül Bütün Yaz Cahit Sıtkı Tarancı Cahit Zarifoğlu Cami Can Can Yücel Cem Karaca Cemal Safi Cemal Süreyya Cengizhan Orakçı Ceviz Ağacı Ceyhun Yılmaz Charles Baudelaire Dante Dava Delikanlı Deliyürek Demedim mi Deniz DenizBank Derin Yar Dert Derviş Destan Devlet Dini Divan Edebiyatı Divan Sohbeti Divan Şiiri Divan Şiiri Dinle Dize Dizi Dizi Hikaye Dizi Şiir Dizilerdeki Şiirler Dostluk Dua Dur Yolcu Dursun Ali Erzincanlı Duygusal Düşünce EZANLAR - MEHMET AKİF ERSOY Ebedi Ebru Sanatı Edebi Edebi Belgeseller Edebi Sözler Edebiyat Sohbeti Edep Ya Hu Efendiler Efendimiz Efkar Elazığ Türküsü Elem Ellerdi yatanlar Ellerimizin Büyük Boşluğu Emek Eminönü Emre Gürdal Enstürmantel Erdoğan Erhan Güleryüz Erkan Oğur Erol Güngör Esat Kabaklı Eserleri Eskişehir Okulu Etiketler Etkinlikler Etme Ev Evlilik Ey Sevgili Ezan Ezan-ı Muhammedî Ezel Fakirlik Faruk Nafız Çamlıbel Fasıl Fatih Fatih Güngör Fazıl Hüsnü Dağlarca Felsefe Ferdi Özbeğen Fetih Fetih Marşı Fetullah Gülen Fikir Fotoğraf Furkan Çirkin Furkan Özdemir Fuzuli GEnçliğe Hitabe Garib Garip Gazi Gece Gel Gör Beni Gelecek Gençlik Geri Dönen Mektup Gerçek İman Geçici Aşk Git Gitmek Gizli Aşk Gizlilik Politikası Gurbet Gök Gök uyanık Gökkubbe Gölge Gölgeler (1933) MEHMET AKİF ERSOY KISSADAN HİSSE Gönül Gözler Gözlerin Gözlerin istanbul Oluyor Bİrden Gözyaşı Gül Gülce Gülhane Gülşen Günah Günün Sözü Gür hisli Gürcistan Güzellik HEDİYE Haber Hakan Yılmaz Hakikat Halk Halk Şiiri Han Han Duvarları Han-ı Yağma Hapis Harun Yıldız Hasan Kaçan Hasret Hasta Hatıra Hayal Hayat Hayatı Haydi Abbas Haykır! Kime Hiciv Hicran Hikaye Hikmet Hizmet Şartları Hoca Huysuz ve Tatlı Kadın Huzur Huzur Sokağı Hz. Hasan Hz. Hüseyin Hz. Muhammed Hülya Hümeyra Hüseyin Nihal Atsız Hüsran Hüzün Hızır Jack Kerouac Jim Jarmusch Julian Barnes Kabe Kahramanlık Kainat Kaldırımlar Kan Kandil Kar Şiiri Kara Sevda Karadayı Karanlık Karga ile Gül Karşılıksız Sevgi Kasımpaşa Kategoriler Kavuşmak Kayra Keder Kefen Kenan Işık Kenan İmirzalıoğlu Kendi Sesinden Kentleşme Kerbela Kimsesiz Mehmedlere Kitap İnceleme Koca Kocakarı ile Ömer - Mehmet Akif Ersoy şiiri oku Konferans Korku Kullanıcı İstek Kulluk Kur'an Kur'an-ı Kerim Meali Kur'an-ı Kerim Tercümesi Kurban Kutlu Doğum Kuşku Köy Kültür Kıskançlık Kıssadan Hisse Kıyamet Kız Kulesi Kızılderili Atasözü Laff... Lale Laleler Leila Kurbanova Leyla Lisan Loreena McKennitt MEhtap MEzar Maggie Estep Makale Mana Manevi Maphus Mapusluk Maraş Matem Mavi Maîşet kayd-ı can fersâsının mahkûm-ı Mehmet Mehmet Akif Ersoy Eserleri Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy yazdığı meali neden yaktı? Mehmet Besimi Okur Mehmet Kaplan Mehmet Tokat Mehmet Önder Mehter Mehter Marşı Mehteran Melankoli Melenkoli Memleket Merdiven Metinler Mevla Mevlana Mevlana Celaleddin Rumi Mevlana İdris Mevlid Kandili Mevsim Mihriban Millet Mimar Sinan Mona Roza Muharrem Muharrem Ayı Mukaddes Murat Göğebakan Mustafa Kemal Atatürk Mustafa Keser Mustafa Yıldızdoğan Mutluluk Mutsuzluk Mülümanlık Müslüman Müzik Müşfik Kenter NaaT Nan Gibi Nasihat Naz Nazım Hikmet Nazım Hikmet Ran Nazım Ünal Yılmaz Naşide Göktürk Ne lâhûtî sadâ "Allâhu ekber!" sarsıyor cânı.. Necip Fazıl Necip Fazıl Kısakürek Necmettin Halil Onan Nedim Nefer Nefis Nef‘ī Nereye Gİdersen Git Nesimi Nevzat Dündar Neyzen Tevfik Neşet Ertaş Nfk Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu Nizam Nur Nurullah Genç O var O yerin gökten inen dini Olgunluk Onbaşı muharrem Onur Sakarya Orhan Veli Kanık Oruç Osman Ebinç Osman Hamdi Osman Hamdi Bey Osman Yüksel Serdengeçti Osmanlı Otobiyografi Ozan Arif Para Parya Paulo Neruda Pazar Pervane Peygamber Peygamberimiz Pisagor Politik Ramazan Ramazan Bayramı Ramazan Şiirleri Ramiz Dayı Ramiz Karaeski Ramzan Reis Resimli Sözler Resimli Şiir Resimli Şiirler Rind Risale Romantik Rozerin Atça Ruh Rüya Rüzgar Saatleri Ayarlama Enstitüsü Sabah Sacit Onan Safahât Sakarya Sakarya Fırat Sakarya Türküsü Samatya Sanat Sanat Müziği Savaş Savaş Ay Sebep Seccaden Kumlardı Sefa Şenel Seher Vakti Selçuk Bekar Selçuk Küpçük Selçuk Yöntem Semah Semih Sergen Seneler Serdar Tuncer Serseri Servet Kocakaya Seslendirenler Sesli Edebi Sözler Sesli Hikaye Sesli Hikaye Dinle Sesli Şiir Dinle Sesli Şiirler Sevda Sevgi Sevgili Sevmek Seyyid Onbaşı Sinan Sinema Sis Siste Söyleniş Sitem Siyasi Sizden Gelenler Sohbet Sokak Son Umut Son Şiir Sonbahar Su Su Kasidesi Sönmez Atasoy Süleymaniye Süleymaniye Kürsüsünde Sürgün Sıkıntı Tanıdığım İnsanlar Tarih Tasa Tasavvuf Tecrübe Tefekkür Telif Hakları Telif Hakları Sözleşmesi Tevfik Fikret Tophane Traditional Tuncel Kurtiz Turku Tutku Tutunamayanlar Töre Türk - İslam Türk Sanat Müziği Türk Sanat Müziği Dİnle Türker Nuhut Türkçe Olimpiyatları Türkü Ufuk Umut Usūlī Uçurum Uğur Arslan Uğur Işılak Vakit Vasiyet Vatan Veda Vehm Yahya Kemal Beyatlı Yahya Kemal Beyatlı Kendi Sesinden Yaiam Yalan Aşk Yalnızlık Yalnızlık kımıldar Yar Yar olmadın Yara Yaradan Yaralı Gül Yaren Yavuz Bülent Bakiler Yayıncılık Politikası Yaz Yağmur Yağmur Kaçağı Yağmur Resimleri Yağmur Sesi Yağmur Sonrası Yağmur Ve Aşk Yağmur ve Sevgili Yağmur Şiiri Yaş Yaşam Yaşlılık Yerden yükselip Yiğit Yokluk Yoksulluk Yol Youtube Yunus Emre Yusuf Eradam Yusuf Miroğlu Yusuf Ziya Yönetim Yürek Yüz Yılan Yıldız Yılmaz Yılmaz Erdoğan Zaman Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı Zeminden yükselip Zihin Zindan Ziya Gökalp Ziyaretçi İstek Zor Aşk Zor Günler Zorluk Zulüm ahmet şimşirgil akif bir gece şiiri akif bir gece şiiri osmanlıca anlamı akif bülbül akif bülbül eseri akif bülbül şiiri ana ayak kayması balkon bir gece şiiri bir haykırış'dehşetle doldurmasın vicdanı bu kahpe düzen bîzârı cesaret coşar ancak dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı dili bağlı dinle duyuru edebiyat eleştiri erdem beyazıt fakat parlak bir karanlık! gerçek yüzü gizlenen gerçekler göklerde -vahdetzâr-ı Yezdânı göklerde Allah'ın vahdet bahçesini gür imanlı beyinler hayatın dini? Bu nasıl dar her yıldız Allah'ın cemaline bir pencere. istibdat şiiri itikadi hatalar izle kadir mısıroğlu kadir mısıroğlu'nun mehmet akif ersoy yorumu kahbe düzen kahraman tazeoğlu kimdir kurban bayrami mehmet akif ersoy mehmet akif vaiz kürsüde mehmet akif ve abdülhamid han mehmet akif ve mezhepsizlik mehmet akif ve muhammed abduh mehmet akif yazdığı Kur'an mealini atatürk'e neden vermedi? mehmet akif'in itikadı bozuk muydu? mehmetçik muhsin yazıcıoğlu ne kadar basmakalıp bir görenek nükredit o azmin ozan ünsal reklam sabır safahat sağa baktım serdar tuncel sesli şiir sesli şiir vakti seslisiirvakti sevda sokağı sezai Karakoç vaiz kürsüde günümüz türkçesi vaiz kürsüde oku vaiz kürsüde osmanlıca oku ve anlamı vaiz kürsüde şiiri video yagmur yedinci kitap yüz lisan Çanakkale Çanakkale Türküsü Çanakkale Şehitlerine Çay Çağdaş Ateşoğlu Çehrendeki Güller Çetin Tekindor Çile Çiçek Çoban Çoban Çeşmesi Çocuk Çöl Ölüm Ömer Lütfi Mete Ömür Öykü Öyküler Öz Yurt Özledim Özlem Özlemek Özlü Söz Öğretmen Öğüt Ülkü Ümit Ümit Yaşar Oğuzcan Ümitsizlik Üsküdar Üstad çanakkale savaşı çanakkale şiiri İbni Arabi İbrahim Sadri İbretlik İclal Aydın İhsan Oktay Anar İlahi İlahi Manevi İletişim İlhan Berk İlim İman İmkansız Aşk İnanç İngilizce İnsan İnsanoğlu İskender Pala İslam İslami İslamiyet İsmail Hakkı Demircioğlu İsmet Özel İstanbul İstanbul Türküsü İstanbul ve Aşk İstanbul'u Dinliyorum Gözlerim Kapalı İstek İstiklal Marşı Şair Şair i Azam Şairler Şarkılar Seni Söyler Şehir Şehit Şehri Ramazan Şeyh Galip Şiir Şiir Kategorileri Şiir Tahlilleri Şiir Vakti Şiir İnceleme şairi azam

GÜNCEL NAMAZ VAKİTLERİ

METRİKA

Yandex.Metrica

Popular Posts

  • Mehmet Akif Ersoy - İnsan Şiiri oku Osmanlıca ve Günümüz Türkçesi ile Birlikte
    Mehmet Akif Ersoy - İnsan Şiiri Ve tez'umu enneke cismun sagÎrun,  Ve fike'n-tave'l-alemu'l-ekber (İmam Ali)   ...
  • MEHMET AKİF ERSOY - KOCAKARI İLE ÖMER ŞİİRİ HZ.ÖMER KISSASI OKU OSMANLICA VFE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
    MEHMET AKİF ERSOY - KOCAKARI İLE ÖMER resme tıklayınız....
  • Mehmet Akif Ersoy - Mahalle Kahvesi Şiiri Osmanlıca Oku Günümüz Türkçesi ile Oku
    Mehmet Akif Ersoy - Mahalle Kahvesi
  • Süleymaniye Kürüsüsü Şiir İnceleme
    Süleymaniye Kürsüsü'nden (Şiir İncelemesi) Süleymaniye Kürsüsü'nden  Bir de İstanbul'a geldim ki: bütün çarşı, pazar  Naradan ça...
  • MEHMET AKİF ERSOY - HÜSRAN ŞİİRİ OSMANLICA VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ OKU
    MEHMET AKİF ERSOY - HÜSRAN
  • MEHMET AKİF ERSOY - EZANLAR ŞİİRİ OSMANLICA OKU VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ OKU
    MEHMET AKİF ERSOY - EZANLAR ŞİİRİ ŞİİRİ OKUMAK İÇİN RESMİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ...
  • MEHMET AKİF ERSOY - MEHMET ALİ'YE ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ VE OSMANLICA ORJİNAL METİN OKU
    MEHMET AKİF ERSOY - MEHMET ALİ'YE ŞİİRİ
  • Mehmet Akif Yazdığı Kur'an Mealini Atatürk'e Neden Vermedi? Neden Yaktırdı?
    Mehmet Akif Yazdığı Kur'an Mealini Atatürk'e Neden Vermedi? Neden Yaktırdı? "Onu aşkın kitaba imza atmış olan Dücane Cündioğlu,...
  • Şeyh Galip - NaaT (Müseddes Na'tı Şerif-i Nebevî)
    Şeyh Galip - Müseddes Na'tı Şerif-i Nebevî NaaT Sesli Şiir Dinle Müseddes Na'tı Şerif-i Nebevî Sultan-ı rûsül şâh-ı mümeccedsin efen...
  • Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, EZANLAR - MEHMET AKİF ERSOY Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, Zeminden yükselip,göklerde -vahdetzâr-ı Yezdânı Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı
    EZANLAR - MEHMET AKİF ERSOY Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, Zeminden yükselip,göklerde -vahdetzâr-ı Yezdânı Ararken,...

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Abone Ol:

Kayıtlar
Atom
Kayıtlar
Yorumlar
Atom
Yorumlar

Recent Posts

Categories

- HÜSRAN - MEHMET AKİF ERSOY GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ - HÜSRAN - MEHMET AKİF ERSOY OSMANLICA - HÜSRAN ŞİİRİ - MEHMET AKİF GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ - HÜSRAN ŞİİRİ - MEHMET AKİF OSMANLICA ANLAMI . 1_ÇEŞİTLİ 18 Mart 26 Ağustos 35 Yaş Abdullah Çevik Abdullah Özdoğan Abdurrahim Karakoç ablan kurban olsun sana Acı Acı Aşk acıya gülmek açıkla bana bu ışığı Adam Adem Sarıkaya aforizmalar Ağır Hasta Ağlamak ah minel aşk vel garaip ah muhsin ünlü Ah o din nerde MEHMET AKİF Ahmet Erhan Ahmet Hamdi Tanpınar Ahmet Haşim ahmet kaya Ahmet Muhip Dıranas Ahmet Ormancı Ahmet Şafak ahmet şimşirgil Ahmet Yenilmez Akıl akif bir gece şiiri akif bir gece şiiri osmanlıca anlamı akif bülbül akif bülbül eseri akif bülbül şiiri Aklımdasın Akşam Alain Robbe-Grillet Alem Alev ve Gül Alfabetik Sıra ile ALINLAR TERLEMELİ - MEHMET AKİF ALINLAR TERLEMELİ - MEHMET AKİF MANA ALINLAR TERLEMELİ - MEHMET AKİF OKU ALINLAR TERLEMELİ - MEHMET AKİF OSMANLICA ALINLAR TERLEMELİ - MEHMET AKİF TÜRKÇE Alıntı Ali Rıza Avni Ali Ural Aliya İzzetbegoviç Allah Allah Aşkı Alp Alperen Alptuğ Amber Amedeo Modigliani AMİN ALAYI - MEHMET AKİF ERSOY AMİN ALAYI - MEHMET AKİF ERSOY ARAPÇA OKU AMİN ALAYI - MEHMET AKİF ERSOY OKU AMİN ALAYI - MEHMET AKİF ERSOY OSMANLICA AMİN ALAYI - MEHMET AKİF ERSOY TÜRKÇE An Gelir An Gelir Atilla İlhan Ölür an gibi ana Anadolu Anladın mı Anne Antonio Machado ARAMIZDAN AYRILANLAR Ararken araz Arif Nihat Asya Arne Garborg Arne Garborg aforizmalar Arne Garborg kimdir Arne Garborg sözleri Arthur Rimbaud Aruz Vezni Asker Aşık Aşk Aşk Sevda Aşk ve Yağmur aşkın gözyaşları Atalay Demirci Atatürk Ateş Ateş ve su Ati Atilla İlhan Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak Audrey Hepburn Audrey Hepburn gözleri Audrey Hepburn resimleri Audrey Hepburn sözleri Ay ayak kayması Ayet Ayna Aynalar Ayrılık Azim Aziz Aziz İstanbul Baba Babam Bahar Bahattin Karakoç Bahçe Bakarsın her yan karanlık Baki Bâki balkon Barış Manço Bayrak Bayram Bayram Mesajları Bayramlar Bayram Ola Bedava Bedirhan Gökçe Bedri Rahmi Eyüboğlu Bekir Erdoğan Bekir Erdoğan Şiirleri Bekir Sıtkı Sezgin Beklemek Beklenen Belgesel Ben böyle bakıp durmayacaktım Ben Sana Nasıl Küseyim Ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım? HÜSRAN ŞİİRİ MEHMET AKİF ERSOY ANLAMI Ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım? HÜSRAN ŞİİRİ MEHMET AKİF ERSOY GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ Beni Güzel Hatırla Benim annem yüz mevsim açar BenZeR Bergüzar Korel Bertolt Brecht Bertolt Brecht Şiirleri Bestelenmiş Şiirler Beşir Ayvazoğlu bil bil şiiri Bilgi Bilgin Bebiş Bilim Bir Ayrılığın ilk Günü bir gece şiiri Bir Gün Tek Başına bir haykırış'dehşetle doldurmasın vicdanı Bir Şuhi Sitemkar Birlikte Ayrılık Biyografi bîzârı bize bir mektup var Bize Ulaşın Boğaziçi Boris vian Bruce Springsteen Bu Gece En Hüzünlü Şiiri Yazabilirim... bu kahpe düzen Bu Ne Ahvaldir bu olsa gerek Bu Yağmur Bukowski sözleri Bukowski şiirleri Buluşma Bursa Bülbül Bütün Yaz c.zarifoğlu Cahit Ökmen Cahit Sıtkı Tarancı Cahit Zarifoğlu Cami Can can dündar can dündar sözleri can dündar şiirleri Can Yücel Casanova Cem Karaca Cemal Safi Cemal Süreyya Cengizhan Orakçı cesaret Ceviz Ağacı Ceyhun Yılmaz ceyhun yılmaz şiirleri cezmi ersöz cezmi ersöz şiirleri Charles Baudelaire Charles Bukowski coşar ancak CV Çağdaş Ateşoğlu Çanakkale çanakkale savaşı Çanakkale Şehitlerine çanakkale şiiri Çanakkale Türküsü Çay Çehrendeki Güller Çetin Tekindor Çiçek Çile ÇİZinceLİKLE*R Çoban Çoban Çeşmesi Çocuk Çöl Dante Dava Değer dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı Delikanlı Deliyürek Demedim mi Denemeler Deniz DenizBank Derin Yar Dert Derviş Destan Devlet Dilek Akın dili bağlı Dini dinle Divan Edebiyatı Divan Sohbeti Divan Şiiri Divan Şiiri Dinle Dize Dizi Dizi Hikaye Dizi Şiir Dizilerdeki Şiirler doruklara sevdalandım Dostluk Dua Dur Yolcu Dursun Ali Erzincanlı Duygusal duyuru DÜNün KARİKATÜRÜ Düşünce e-fanzin Ebedi Ebru Sanatı Edebi Edebi Belgeseller Edebi Sözler edebiyat Edebiyat Sohbeti Edep Ya Hu Efendiler Efendimiz Efkar ekber polatoğlu Elazığ Türküsü Elem eleştiri Ellerdi yatanlar Ellerimizin Büyük Boşluğu Emek Emily Dickinson Emin Kitol Eminönü emmi kızından emmi oğluna pulsuz mektuplar emrah serbes emrah serbes şiirleri Emre Gürdal Enstürmantel Eralp Sargın erdem beyazıt Erdoğan Erhan Güleryüz Erhan Tığlı erik agaci Erkan Oğur Erol Güngör Esat Kabaklı Eserleri Eskişehir Okulu Etiketler Etkinlikler Etme Ev Evlilik Ey Sevgili Ezan Ezan-ı Muhammedî EZANLAR - MEHMET AKİF ERSOY Ezel F. Garcia Lorca f.b.çetin fakat parlak bir karanlık! Fakirlik Fanzin Faruk Nafız Çamlıbel Fasıl Fatih Fatih Güngör Fazıl Hüsnü Dağlarca Felsefe Ferdi Özbeğen Fetih Fetih Marşı Fetullah Gülen Fikir fikir-A'lar Fotoğraf freud freud aforizmalar freud sözleri Furkan Çirkin Furkan Özdemir Fuzuli Garib Garip Gazi Gece Gecemidir Geçici Aşk Gel Gör Beni Gelecek GEnçliğe Hitabe Gençlik Gerçek İman gerçek yüzü Geri Dönen Mektup Git Gitmek gitmek cesaret ister gizlenen gerçekler Gizli Aşk Gizlilik Politikası Gök Gök uyanık Gökkubbe göklerde -vahdetzâr-ı Yezdânı göklerde Allah'ın vahdet bahçesini Gölge Gölgeler (1933) MEHMET AKİF ERSOY KISSADAN HİSSE Gönül görkem ercan Gözler Gözlerin Gözlerin istanbul Oluyor Bİrden Gözyaşı Gregory Corso Gurbet Gül Gülce Gülhane Gülşen Günah Günlükler Günün Sözü Gür hisli gür imanlı beyinler Gürcistan Güzellik Haber HABERimiz oldu*haberİNİZ olsun... Hadislerde hüzün hakan gunday Hakan Yılmaz Hakikat Halil Cibran Halil Cibran Sözleri Halk Halk Şiiri Han Han Duvarları Han-ı Yağma Hapis Harun Yıldız Hasan Hüseyin Hasan Kaçan Hasret Hasta Hatıra Hayal Hayat Hayatı hayatın dini? Bu nasıl dar Haydar Ergülen Haydi Abbas Haykır! Kime HAYYAM dörtlükleri / tasarım: sevdakâr çelik HEDİYE HEDİYE şiiri oku HEDİYE nasıl verilir HEDİYE şiiri HEDİYE tebrikleri HEDİYE yayıları hediyerengi.com henry david thoreau Her KARİKATÜRÜN bir ÖYKÜSÜ vardır her yıldız Allah'ın cemaline bir pencere. Hızır Hiciv Hicran Hikaye Hikmet Hizmet Şartları Hoca Huysuz ve Tatlı Kadın Huzur Huzur Sokağı Hülya Hümeyra Hüseyin Nihal Atsız Hüsran Hüzün hüzün sözleri hüzünlü değilim gözüme toz kaçtı hüzünlü kek :) Hz. Hasan Hz. Hüseyin Hz. Muhammed hz. şems hz.mevlana i.tenekeci İbni Arabi İbni Ebid İbrahim Öksüz ibrahim sadri İbrahim Sadri ibrahim sadri şiirleri ibrahim tenekeci ibrahim tenekeci kimdir ibrahim tenekeci şiirleri İbretlik İclal Aydın İhsan Oktay Anar ikiyüzlü şiiri İlahi İlahi Manevi İletişim İlhan Berk İlim İman İmkansız Aşk İnanç inecek var İngilizce innAllahe meânâ insan İnsan insan kimdir İnsanoğlu iskender pala İskender Pala İskender PALA - Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk iskender pala kimdir iskender pala kitapları iskender pala sözleri İslam İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.- HÜSRAN - MEHMET AKİF ERSOY GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.- HÜSRAN - MEHMET AKİF ERSOY OSMANLICA OKU VE ANLAMI İslami İslamiyet İsmail Hakkı Demircioğlu İsmet Özel İstanbul İstanbul Türküsü İstanbul ve Aşk İstanbul'u Dinliyorum Gözlerim Kapalı İstek istibdat şiiri İstiklal Marşı itikadi hatalar izle Jack Kerouac Jacques Brel Janis Joplin Jim Jarmusch Julian Barnes Kabe Kadın Şair Kadın Şairler kadir mısıroğlu kadir mısıroğlu'nun mehmet akif ersoy yorumu kahbe düzen kahraman tazeoğlu kahraman tazeoğlu şiirleri Kahramanlık Kainat Kaldırımlar kalp kırığı Kalpsizler üzülemezler ki. Kan Kandil Kar Şiiri Kara Sevda Karadayı Karanlık Karga ile Gül Karikatür SERGİ _s.ç. Karşılıksız Sevgi Kasımpaşa Kategoriler Kavuşmak Kayra Keder Kefen Kenan Işık Kenan İmirzalıoğlu Kendi Sesinden kendini unutturmayan yazılar Kentleşme Kerbela Khalel Gibran Kıskançlık Kıssadan Hisse Kıyamet Kız Kulesi Kızılderili Atasözü kimdir Kimsesiz Mehmedlere kirpi şiiri Kitap İnceleme KİTAP-DERGİ-GAZETE_s.ç. Knut Hamsun Koca Kocakarı ile Ömer osmanlıca anlamı Kocakarı ile Ömer - Mehmet Akif Ersoy günümüz türkçesi Kocakarı ile Ömer - Mehmet Akif Ersoy şiiri oku Kocakarı ile Ömer günümüz türkçesi Konferans Konstantinos Kavafis Korku Köy Kullanıcı İstek Kulluk Kur'an Kur'an-ı Kerim Meali Kur'an-ı Kerim Tercümesi Kurban Kurban Bayramı kurban bayramı mesajları kurban bayrami kurbanlık Fiyatları Kuşku Kutlu Doğum kutlu doğum haftası Kültür Kybele Şiir Dergisi la tahzen Lâ tahzen Laff... lâkin? Hani sâhipleri yurdun? HÜSRAN SAFAHAT 7. KİTAP ŞİİRİ MEHMET AKİF ERSOY GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ ANLAMI VE OSMANLICA ANLAMI OKU Lale Lale Müldür Laleler Leila Kurbanova Leyla Leyla Onomay Lina Salamandre Lisan Loreena McKennitt Lou Reed Maggie Estep Maîşet kayd-ı can fersâsının mahkûm-ı Makale Mana Manevi Maphus Mapusluk Maraş mark twain Matem Mavi mavi gök orda mı Mehmet mehmet akif ersoy MEHMET AKİF ERSOY - ATİYİ KARANLIK GÖREREK AZMİ BIRAKMAK GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - ATİYİ KARANLIK GÖREREK AZMİ BIRAKMAK OKU MEHMET AKİF ERSOY - AZİM ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - AZİM ŞİİRİ MANASI ŞİİRİN YORUMU MEHMET AKİF ERSOY - AZİM ŞİİRİ OKU MANASI MEHMET AKİF ERSOY - AZİM ŞİİRİ OKU OSMANLICA MEHMET AKİF ERSOY - AZİM ŞİİRİ OSMANLICA ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - BİR GECE MEHMET AKİF ERSOY - BİR GECE ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - BİR GECE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - BİR GECE OSMANLICA MEHMET AKİF ERSOY - BÜLBÜL MEHMET AKİF ERSOY - BÜLBÜL DİNLE MEHMET AKİF ERSOY - BÜLBÜL GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - BÜLBÜL OKU MEHMET AKİF ERSOY - CENK ŞARKISI MEHMET AKİF ERSOY - CENK ŞARKISI GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - CENK ŞARKISI OSMANLICA ANLAMI OKU MEHMET AKİF ERSOY - ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE MEHMET AKİF ERSOY - ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE OKU DİNLE İNDİR MP3 MP4 MEHMET AKİF ERSOY - ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE OKU MEHMET AKİF ERSOY - DURMAYALIM ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - DURMAYALIM ŞİİRİ OKU MEHMET AKİF ERSOY - DURMAYALIM ŞİİRİ OSMANLICA MEHMET AKİF ERSOY - EZANLAR ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ VE ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - EZANLAR ŞİİRİ OSMANLICA ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - EZANLAR ŞİİRİN YORUMU ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - HASBİHAL GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - HASBİHAL ŞİİRİ OKU MEHMET AKİF ERSOY - HASBİHAL ŞİİRİ OSMANLICA ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - HÜSRAN GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - HÜSRAN OKU MEHMET AKİF ERSOY - HÜSRAN OSMANLICA Mehmet Akif Ersoy - İnsan Şiiri Mehmet Akif Ersoy - İnsan Şiiri günümüz türkçesi anlamı Mehmet Akif Ersoy - İnsan Şiiri osmanlıca anlamı MEHMET AKİF ERSOY - İTİRAF ŞİİRİ OKU MEHMET AKİF ERSOY - İTİRAF ŞİİRİ OKU GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE MEHMET AKİF ERSOY - İTİRAF ŞİİRİ OSMANLICA ANLAMI MEHMET AKİF ERSOY - KOCAKARI İLE ÖMER ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - KOCAKARI İLE ÖMER ŞİİRİ OKU MEHMET AKİF ERSOY - KÜFE MEHMET AKİF ERSOY - KÜFE AAPÇA MEHMET AKİF ERSOY - KÜFE OKU MEHMET AKİF ERSOY - KÜFE OSMANLICA MEHMET AKİF ERSOY - KÜFE TÜRKÇE Mehmet Akif Ersoy - Mahalle Kahvesi günümüz türkçesi oku Mehmet Akif Ersoy - Mahalle Kahvesi osmanlıca anlamı Mehmet Akif Ersoy - Mahalle Kahvesi şiirin yorumu nedir MEHMET AKİF ERSOY - MEHMET ALİ'YE ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - MEHMET ALİ'YE ŞİİRİ OSMANLICA MEHMET AKİF ERSOY - SEYFİ BABA ŞİİRİ MEHMET AKİF ERSOY - SEYFİ BABA ŞİİRİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY - SEYFİ BABA ŞİİRİ OKU Mehmet Akif Ersoy Eserleri MEHMET AKİF ERSOY KISSADAN HİSSE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ MEHMET AKİF ERSOY KISSADAN HİSSE OSMANLICA Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy yazdığı meali neden yaktı? mehmet akif vaiz kürsüde mehmet akif ve abdülhamid han mehmet akif ve mezhepsizlik mehmet akif ve muhammed abduh mehmet akif yazdığı Kur'an mealini atatürk'e neden vermedi? mehmet akif'in itikadı bozuk muydu? Mehmet Besimi Okur Mehmet Kaplan Mehmet Önder mehmet şafi tanrıverdi mehmet tanrıverdi Mehmet Tokat mehmetçik MEhtap Mehter Mehter Marşı Mehteran Melankoli Melenkoli Memleket Merdiven Metin Kaçan Metinler Mevla Mevlana mevlana aforizmalar Mevlana Celaleddin Rumi Mevlana İdris mevlana şiirleri mevlevi Mevlid Kandili Mevsim MEzar Michael Winterbottom Mihriban Millet Mimar Sinan minel aşk Mona Roza Morrisey Muharrem Muharrem Ayı muhsin yazıcıoğlu Mukaddes Murat Göğebakan Murat Öksüz Murathan Mungan Murathan Mungan bazen murathan mungan şiirleri Mustafa Kemal Atatürk Mustafa Keser Mustafa Yıldızdoğan Mutluluk Mutsuzluk Mülümanlık Müslüman Müşfik Kenter Müzik NaaT Nan Gibi Nasihat nasrettin hoca aramızda Naşide Göktürk Naz nazan bekiroğlu nazan bekiroğlu kimdir nazan bekiroğlu sözleri Nazım Hikmet Nazım Hikmet Ran Nazım Ünal Yılmaz ne kadar basmakalıp bir görenek Ne lâhûtî sadâ "Allâhu ekber!" sarsıyor cânı.. Neal Armstrong Necdet Şen Necip Fazıl Necip Fazıl Kısakürek Necmettin Halil Onan Nedim Nef‘ī Nefer Nefis Nereye Gİdersen Git Nesimi Neşet Ertaş Nevzat Dündar ney Neyzen Tevfik Nfk Nicholas Sparks nihat behram nihat behram şiirleri Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu Nizam Nur Nurullah Genç nükredit o azmin o sebatın dini MEHMET AKİF ERSOY O var O yerin gökten inen dini od kitabı od nedir OĞUZ ARAL oktay rıfat oktay rıfat horozcu oktay rifat Olgunluk Onbaşı muharrem Onur Sakarya Orhan Veli Kanık Oruç Osman Ebinç Osman Hamdi Osman Hamdi Bey osman yavuz inal KARİKATÜRLERİ osman yavuz inal ŞİİRLERİ Osman Yüksel Serdengeçti Osmanlı Otobiyografi Ozan Arif ozan ünsal oZMe Öğretmen Öğüt Ölüm Ömer Lütfi Mete Ömür Öykü Öyküler Öz Yurt özdemir asaf özdemir asaf şiirleri Özledim Özlem Özlemek Özlü Söz Pablo Neruda Para Parya Paul Moffat Paulo Neruda Pazar Pervane Peygamber Peygamberimiz pir celaleddin rumi Pisagor Politik R.E.M Ramazan Ramazan Bayramı Ramazan Şiirleri Ramiz Dayı Ramiz Karaeski rampada doç kurbanda koç Ramzan RAŞİT YAKALI Reis reklam Resimli Sözler Resimli Şiir Resimli Şiirler Reşat Nuri Güntekin rexcartoon _ sevdakâr çelik rina rina filmi rina şiir rina şiir sözleri Rind Risale Romantik Rozerin Atça Ruh rumi Rüya Rüya Pos(t)ası Rüzgar Saatleri Ayarlama Enstitüsü Sabah sabır Sacit Onan safahat Safahât sağa baktım Sakarya Sakarya Fırat Sakarya Türküsü Samatya Sanat Sanat Müziği Savaş Savaş Ay Sebep Seccaden Kumlardı Sefa Şenel Seher Vakti Selçuk Bekar Selçuk Küpçük Selçuk Yöntem Selim Temo Semah Semih Sergen senai demirci Seneler serdar tuncel Serdar Tuncer Serseri Servet Kocakaya Seslendirenler Sesli Edebi Sözler Sesli Hikaye Sesli Hikaye Dinle sesli şiir Sesli Şiir Dinle sesli şiir vakti Sesli Şiirler seslisiirvakti Sevda sevda sokağı sevdakâr çelik _ "bir deSEN çiz-ELim." sevdakâr çelik _ LAFmaTÖR'ünüz diyor ki: sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE sevdakâr çelik _tiridine bandım şiirler sevdakâr çelik _YAZILAR sevdakâr çelik_ "bir SÖZ vardır bende benden içerü" sevdakâr çelik_FUTBOL Hikâyeleri sevdakâr çelik_şiirler ola... Sevgi Sevgili Sevmek Seyduna seyduna türküleri Seyyid Onbaşı sezai Karakoç Sıkıntı Sinan sinan yağmur Sinema Sis Siste Söyleniş Sitem Siyah gözlerine beni de götür Siyasi Sizden Gelenler Sohbet Sokak sola baktım; MEHMET AKİF ERSOY - HÜSRAN OSMANLICA ANLAMI TEFSİRİ ŞİİRİN YORUMU NE ANLATMAK İSTENİYOR Son Şiir Son Umut Sonbahar Sönmez Atasoy spor Stanislaw J. Lec Su Su Kasidesi sufi sunay akın sunay akın şiirleri Süleymaniye Süleymaniye Kürsüsünde Sürgün Svetlana Korkhina Şair Şair i Azam şairi azam Şairler Şarkılar Seni Söyler Şehir Şehit Şehri Ramazan şems şems ve mevlana şems-i tebrizi Şeyh Galip Şiir şiir güncesi Şiir İnceleme Şiir Kategorileri Şiir Tahlilleri Şiir Vakti ŞİİRLER Şirvan Çelik Şirvan Çelik Şiirleri Şirvan Çelik Zengin Tanıdığım İnsanlar tarık tufan tarık tufan şiirleri Tarih Tasa Tasavvuf tebrizli şems Tecrübe Tefekkür Tek ayak üstünde Telif Hakları Telif Hakları Sözleşmesi Tevfik Fikret Tophane Töre Traditional Tuncel Kurtiz turgut uyar Turku Tutku Tutunamayanlar Türk - İslam Türk Sanat Müziği Türk Sanat Müziği Dİnle Türkçe Olimpiyatları Türker Nuhut Türkü Uçurum Ufuk Uğur Arslan Uğur Işılak Uğur Kaynar Uğur Yıldırım Umut Usūlī Ülkü Ümit Ümit Yaşar Oğuzcan ümit yaşar oğuzcan şiirleri Ümitsizlik ünlü zatlar serisi _ sevdakâr çelik ünzile kaç koyun ediyor Üsküdar Üstad üzülme vahit akça KARİKATÜRLERİ vaiz kürsüde günümüz türkçesi vaiz kürsüde oku vaiz kürsüde osmanlıca oku ve anlamı vaiz kürsüde şiiri Vakit Vasiyet Vatan Veda Vedat Türkali Vehm video yagmur yagmur şiiri Yağmur Yağmur Kaçağı Yağmur Resimleri Yağmur Sesi Yağmur Sonrası Yağmur Şiiri Yağmur Ve Aşk Yağmur ve Sevgili Yahya Kemal Beyatlı Yahya Kemal Beyatlı Kendi Sesinden Yaiam Yalan Aşk Yalnızlık Yalnızlık kımıldar Yar Yar olmadın Yara Yaradan Yaralı Gül Yaren Yaş Yaşam Yaşlılık Yavuz Bülent Bakiler Yayıncılık Politikası Yaz yedinci kitap Yerden yükselip Yılan Yıldız Yılmaz Yılmaz Erdoğan Yılmaz odabaşı yılmazodabasi Yiğit Yokluk Yoksulluk Yol Youtube Yönetim Yunus Emre Yusuf Atılgan Yusuf Eradam yusuf hayaloğlu yusuf hayaloğlu şiirleri Yusuf Miroğlu Yusuf Ziya Yürek Yüz yüz lisan Zafer Ekin Karabay Zaman Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı zaman şiiri zarifoğlu zekeriya beyaz Zeminden yükselip Zihin Zindan Ziya Gökalp Ziyaretçi İstek Zor Aşk Zor Günler Zorluk Zulüm

Unordered List

Text Widget

Blog Archive

  • ►  2015 (2)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2014 (158)
    • ►  Aralık (38)
    • ►  Kasım (6)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (22)
    • ►  Ağustos (21)
    • ►  Temmuz (6)
    • ►  Haziran (9)
    • ►  Mayıs (4)
    • ►  Nisan (5)
    • ►  Mart (17)
    • ►  Şubat (16)
    • ►  Ocak (13)
  • ►  2013 (160)
    • ►  Aralık (13)
    • ►  Kasım (12)
    • ►  Ekim (21)
    • ►  Eylül (8)
    • ►  Ağustos (21)
    • ►  Temmuz (16)
    • ►  Haziran (8)
    • ►  Mayıs (4)
    • ►  Nisan (23)
    • ►  Mart (10)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (20)
  • ▼  2012 (320)
    • ►  Aralık (31)
    • ►  Kasım (53)
    • ►  Ekim (29)
    • ►  Eylül (22)
    • ►  Ağustos (33)
    • ▼  Temmuz (45)
      • Sn. Kenan BÖĞÜRCÜ’den ... ...bize bir mektup var.....
      • FENAMİZAH_Ağustos 2012 / sayı-6, yayında... FENAMİ...
      • Uğur Işılak - On bir Aylık Yoldan Geldin Yola Gele...
      • Üç Kurucu Bir Sergi… Karikatürcüler Derneği’nin ku...
      • Abdurrahim Karakoç - Kimsesiz Mehmedlere - Kendi S...
      • Cemal Safi - Yar Olamadın - Bedirhan Gökçe'nin Ses...
      • Hoşgeldin Şehri Ramazan - İbrahim Sadri - Sesli Şi...
      • Hayırlı Ramazanlar Tüm Sesli Şiir Severler
      • Arif Nihat Asya - Laleler - Sesli Şiir Dinle
      • Nurullah Genç - Yağmur - İbrahim Sadri'nin Sesinde...
      • Necip Fazıl Kısakürek - Aynalar - Kendi Sesinden D...
      • Ahmet Hamdi Tanpınar - Bütün Yaz - Erhan Güleryüz'...
      • Yavuz Bülent Bakiler - Gözlerin İstanbul Oluyor Bi...
      • Arif Nihat Asya - NaaT - Seccaden Kumlardı - İbrah...
      • Mehmet Akif Ersoy - Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bı...
      • Yahya Kemal Beyatlı - Aziz İstanbul - Kendi Sesind...
      • Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen - Kendi Sesinden ...
      • İbrahim Sadri - Yağmur Sonrası - Sesli Şiir Dinle
      • Neyzen Tevfik - Anladın mı? - Serdar Tuncer'in ses...
      • Telif Hakları
      • Hizmet Şartları
      • Seslendirenler - Sesli Şiir Vakti
      • Şairler
      • Kategoriler - Sesli Şiir Kategorileri
      • Ramiz Dayı - Ezel - Nereye Gidersen Git - Tuncel K...
      • Atilla İlhan - An Gelir - Kendi Sesinden - Sesli Şiir
      • Telgrafın Tellerini Kurşunlamalı - Sana Bana Ülkem...
      • Bir Gün Anlarsın - Ümit Yaşar Oğuzcan - Sesli Şiir...
      • İletişim - Bize Ulaşın
      • Can Yücel - Seninle Yaşlanmak İstiyorum - Ceyhun Y...
      • Gizlilik Politikası
      • Şiir Kategorileri
      • Selçuk Küpçük - Abdullah Çevik - Mona Roza - Sezai...
      • Mona Roza - Sezai Karakoç - Serdar Tuncer'in Sesin...
      • Mona Roza - Sezai Karakoç - Sacit Onan'ın Sesinden...
      • Uğur IŞILAK - Zamanı Geldi (şiir) - Sesli Şiir Dinle
      • Kahraman Tazeoğlu - Araz - Şiir Vakti
      • Sezai Karakoç - Balkon - Serdar Tuncer'in Sesinden
      • İbrahim Sadri - Sevda Sokağı - Sesli Şiir
      • Ozan Ünsal (Nükredit) - Bu Kahpe Düzen - Muhsin Ya...
      • Necip Fazıl Kısakürek - Gençliğe Hitabe - Kendi Se...
      • Necip Fazıl Kısakürek - Çile - Kendi Sesinden Sesl...
      • UMUT KUŞU...
      • Tüm etiketler (Alfabetik Sıra)
      • İstiklal Marşı İncelemesi
    • ►  Haziran (13)
    • ►  Mayıs (15)
    • ►  Nisan (12)
    • ►  Mart (16)
    • ►  Şubat (20)
    • ►  Ocak (31)
  • ►  2011 (414)
    • ►  Aralık (31)
    • ►  Kasım (36)
    • ►  Ekim (31)
    • ►  Eylül (40)
    • ►  Ağustos (28)
    • ►  Temmuz (52)
    • ►  Haziran (25)
    • ►  Mayıs (33)
    • ►  Nisan (26)
    • ►  Mart (11)
    • ►  Şubat (40)
    • ►  Ocak (61)
  • ►  2010 (285)
    • ►  Aralık (80)
    • ►  Kasım (26)
    • ►  Ekim (16)
    • ►  Eylül (54)
    • ►  Ağustos (37)
    • ►  Temmuz (45)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (10)
    • ►  Mart (6)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (4)
  • ►  2009 (81)
    • ►  Aralık (7)
    • ►  Kasım (9)
    • ►  Ekim (7)
    • ►  Eylül (13)
    • ►  Ağustos (17)
    • ►  Temmuz (7)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (4)
    • ►  Nisan (5)
    • ►  Mart (4)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2008 (86)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Kasım (9)
    • ►  Ekim (2)
    • ►  Eylül (5)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (7)
    • ►  Haziran (10)
    • ►  Mayıs (13)
    • ►  Nisan (12)
    • ►  Mart (13)
    • ►  Şubat (6)
    • ►  Ocak (5)
  • ►  2007 (26)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (4)
    • ►  Ekim (7)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (3)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2006 (100)
    • ►  Aralık (12)
    • ►  Kasım (5)
    • ►  Ekim (10)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (10)
    • ►  Temmuz (10)
    • ►  Haziran (13)
    • ►  Mayıs (15)
    • ►  Nisan (18)
    • ►  Mart (4)

Alexa

mehmetakifersoymesnevileri. blogspot.com.tr
mehmetakifersoymesnevileri. blogspot.com

Definition List

Ordered List

Li10.NeT Li10.NeT
MEHMET AKİF ERSOY. Basit teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.