Genelde bir yazıya sonuç cümlesi ile başlanmaz ya bu sefer böyle olsun: hem öykücü hem de şair olarak anabileceğimiz nadide isimlerden biri Can Bartu’dur ! Neden mi? Çünkü aynı anda hem düz yazı hem de şiirin üstesinden gelebilmiş biridir o. Üstelik tek bir satır bile yazmayarak.
Futbol şiirdir. Basketbol ise düz yazı. Futbolun şiirselliği; kendi içindeki adaletsizlikten, isyandan ve barındırdığı hırstan gelir. Basketbol ise çoğu zaman kağıt üzerinde üstün olanın kazandığı bir spordur. Şair futbolcular ve öykücü basketbol oyuncularının arasındaki temel fark şair futbolculardaki tembellik ve ilhamdır. Bu tarz oyuncuları saydığımızda bu hemen ortaya çıkar. Örneğin; Maradona, Pele, Paul Gascoigne, Gheorge Hagi, Sergen Yalçın bu tarz oyunculardır. Sahanın içinde çoğu zaman yürürler ama o şiirsel anı yakaladıklarında yapamayacakları şey yoktur. “Şiir gibi futbol” tanımlamasının sorumlusu bu tarz oyunculardır. Oynanış tarzı nedeniyle futbol, bu tarz oyuncular çıkarmaya devam edecektir.
Bu futbolcuların yanına dünyaca ünlü basketbol oyuncularını koyduğunuzda fark çok daha net bir biçimde ortaya çıkar. Örneğin, gelmiş geçmiş en iyi basketbol oyuncusu olarak gösterilen Michael Jordan’ın basketbol sahasının içinde tembellik ettiğini düşünebiliyor musunuz, ya da karşı takım hücumdayken savunma yapmadığını. Elbette böyle bir şey söz konusu olamaz. Ne Michael Jordan’a ne Shaquel O’Neil’e ne de Allan Iverson’a böyle bir ayrıcalık tanınmaz.
Elbette basketbolda da savunma yapmayı sevmeyen oyuncular vardır, ancak bu tarz oyuncuların yıldız statüsüne erişmesi mümkün değildir. Oynanış tarzı ve kuralları nedeniyle iyi bir basketbol oyuncusunun sahanın içinde her şeyi yapabilmesi gerekir: ribaund almak, top sürmek, şut atmak gibi… Futbol için buna gerek yoktur. Santrafor gol atmakla, kaleci kurtarmakla yükümlüdür. Defans oyuncusunun gol pası vermesi beklenmez, bu orta saha oyuncularının işidir.
Cemal Süreya, bir şiirin güzel olması için bir yerinin, bir dizesinin güzel olmasının yeterli olabileceğini söyler. Geri kalan kısım vasatı aşsa kafidir. Şair futbolcuların tam olarak yaptıkları da budur zaten. Bir görevi hakkıyla yerine getirirler ve başka görevlere pek de iştahla bakmazlar. Sahi, Tanju Çolak’ı izleme fırsatı bulanlar; sahanın içinde, onu hiç gol pozisyonları dışında bir şeyler yapmaya çalışırken hatırlıyor musunuz? (Hayrettin’i yumruklamasını bir kenara bırakırsak tabii…)
Şüphesiz, basketbol oyununun içinde de yetenek ve yaratıcılıktan ve bunların geliştirilmesinden söz edebilir, bu yönde, aslında onların da şair futbolcularla aşık atabilecek yeteneğe sahip olduklarını söyleyebilirsiniz. İşte burada edebiyata bir geçiş yapıp şiir ile düz yazı arasındaki unvan yarışında, düz yazının neden hep mağlup olmaya mahkum olduğundan bahsedebiliriz. Düz yazı tıpkı basketbolda olduğu gibi bir süreklilik gerektirir. Tek bir öykü ya da roman yazarak kalıcı olmayı başarabilmiş bir yazar tanımıyorum. Oysa Ahmed Arif tek bir şiir kitabı ile Türk şiir dünyasının unutulmazları arasına girmiştir.
Burada futbola bir parantez açarak Maradona’nın kaç sezon Maradona gibi oynayarak futbolun efsaneleri arasına girdiğini hatırlamaya çalışırsak, 86 dünya kupası ve Napoli yıllarının (bir kısmı sadece) ötesinde pek de kayda değer başarılar bulamayız. Ya da Sergen Yalçın’ın kaç maçta Sergen Yalçın gibi oynadığını hatırlamak pek kolay olmaz. Bunun yanında Michael Jordan, Allan Iverson ve benzeri pek çok yıldız oyuncu zaman zaman haftada üç,dört maç yaparak ve bu maçların pek çoğunda tüm gayretlerini sahaya yansıtıp belirli bir istikrar yakaladıkları için süper yıldız olarak anılırlar.
Öykü ve şiir için de aynı şey söz konusu değil midir? Yeni bir öykücüye, iyi de olsa hep gelecek vadeden yazar yakıştırması yapılırken daha ilk kitabında bir şair için “şimdiden şiiri olgunlaşmış” eleştirisine çok şahit olmuşumdur. Bunun ayrımcılık ya da haksızlık olduğunu da düşünmüyorum.
Stanislaw J. Lec; “sanat sanatçıdan yetenek değil yapıt ister” diyor. Bu daha çok öykücüler için geçerli olsa gerek. Şiirse bu konuda diğer tüm yazın türlerine göre daha alçak gönüllüdür. Örneğin; Shakespeare’in Soneleri, Rimbaud’nun Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations’ı, Leautreamont’un Maldoror’un Şarkıları onları unutulmaz yapmaya yetmiştir. Oysa bir ya da hadi biraz iyi niyetli olalım birkaç öykü ya da romanla bunu başaranların sayısı çok azdır. Şiir düz yazıya burada çok fiyakalı bir çalım atar.
Şiir yazmak futbol oynamak ise öykü yazmak basketbol oynamaktır. Birinde tembellik ve yetenek sizi kurtarmaya yeter, diğerinde ise sürekli kendinizi geliştirmeniz ve yeni ürünler vermeniz gerekir. Tembellik şiirin özüdür, çünkü ancak tembel insan zamanın aslında ne kadar yavaş aktığını görebilir.
28 Şubat 2011 Pazartesi
Ş i i r v e Ö y k ü
Etiketler:
Denemeler
27 Şubat 2011 Pazar
YENİ AKREP,97.sayısıyla (Şubat 2011) yayında...*
*HABERimiz oldu,
*HABERiniz olsun.!.
*
ULUSLARARASI
KARİKATÜR VE MİZAH DERGİSİ
YENİ AKREP,
97.sayısıyla (Şubat 2011) yayında...
http://www.yeniakrep.org/
ADRES: ... .. Hüseyin ÇAKMAK
Kıbrıs Türk Karikatürcüler Derneği
Posta Kutusu: 87
Lefkoşa-Kuzey Kıbrıs
*HABERimiz oldu,
*HABERiniz olsun.!.
*
ULUSLARARASI
KARİKATÜR VE MİZAH DERGİSİ
YENİ AKREP,
97.sayısıyla (Şubat 2011) yayında...
http://www.yeniakrep.org/
ADRES: ... .. Hüseyin ÇAKMAK
Kıbrıs Türk Karikatürcüler Derneği
Posta Kutusu: 87
Lefkoşa-Kuzey Kıbrıs
Etiketler:
HABERimiz oldu*haberİNİZ olsun...
Karikatür duayenimiz Cemal Nadir'i ölümünün 64. yılında mezarı başında andık. Anma toplantısına Cemal Nadir hocamızın kızı Gönül Tunaman, torunu Ahmet bey, karikatürist Kamil Yavuz, karikatürist Raşit Yakalı ve Ulusal kanal muhabiri Seza Özdemir ve kameraman arkadaşı katıldı. Raşit Yakalı 27 Şubat 2011 _14:30
Etiketler:
HABERimiz oldu*haberİNİZ olsun...
sezer odabaşıoğlu çizgisiyle_cemal nadir
Etiketler:
ÇİZinceLİKLE*R
26 Şubat 2011 Cumartesi
Tahta Kalp... M. Tanrıverdi
**Tahtadan Bir Kalbi Olmalı Dedi Adam ve Usulca Fısıldadı...
Ne Aşk Ne Sevi Yalnız Bir Damla Su Kabartır Yüreğini;
Birde Tahtakurusu Kemirirdi Şüphe Niyetine En Hassas Yerini...
M.Tanrıverdi -21.02.2011
** Tahta Nedir? :
(Odun veya tahta, ağaçların gövdelerini ve dallarını meydana getiren sert bir maddedir. İnşaat malzemesi, kâğıt ve yakıt yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca tahta yalıtkan bir maddedir. Tahtanın biraz ıslatılmış hali ise iletken olur. Böylelikle elektrik çarpmaları gibi durumlarda kuru tahtadan yararlanılabilir.)
Kaynak Wikipedia
Benim Aşk...
Sen sen diye yazdıklarım sen değilsin yanlış anlama...
Ağlamalarım sana değil sen üstüne alınma...
Ben seni yazmakla seni yazıyor değilim senmişsin gibi algılama...
Sen demelerim lafın gelişi sen sen olmaktan çıktın çoktan ..
Ben'im bu aşk artık anla...
Benim Aşkım..
24 Şubat 2011 Perşembe
sevdakâr çelik 'in çizgisiyle kaddafi _23.02.2011
KRALLAR SEVMEZ HALKINI
...krallar, şahlar,padişahlar,sultanlar, diktatörler, imparatorlar ve heveslileri; oturdukları tahttan inmemek için, bu gücün kendilerine bir tanrı vergisi olduğu yalanıyla avutmuşlardır halklarını... halklar ki, inanmış ve alkışlamışlardır şahlarını, sultanlarını... dahası, hayatlarını feda etmişlerdir onlar için...
Etiketler:
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE,
sevdakâr çelik _YAZILAR
emmi kızından emmi oğluna pulsuz mektuplar ....
.…Benim Gıymatlı Emmim Oğlu,
Nassın, eyi misin?
Bilesin ki senin eyi habarlarını aldıkça ırahatlıyom, hafifleyom, galıyom guş gibi…
Duttuğun altın olsun da geliversin elceğizine he mi? Niye ki dirsen niyesi yok işte!. Ö’le işte!..
içimden gelivedi bi an ö’le dimek!..
Düneğin noldu biliyon mu?
Anamla ocak başında süt bişirirkene bizim goca evin
.…Benim Gıymatlı Emmim Oğlu,
Nassın, eyi misin?
Bilesin ki senin eyi habarlarını aldıkça ırahatlıyom, hafifleyom, galıyom guş gibi…
Duttuğun altın olsun da geliversin elceğizine he mi? Niye ki dirsen niyesi yok işte!. Ö’le işte!..
içimden gelivedi bi an ö’le dimek!..
Düneğin noldu biliyon mu?
Anamla ocak başında süt bişirirkene bizim goca evin
Etiketler:
emmi kızından emmi oğluna pulsuz mektuplar
Gurbet... Ahmet Hamdi Tanpınar
Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet bir adın kalmalı geriye
Birde o kahreden gurbet
Sen say ki ben hiç ağlamadım
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi
Geceleri koynuma almadım ihaneti
Hele nihavend hele buse hiç geçmedi aklımdan
Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden
Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet isyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam
Dağlar sonra oynadı yerinden
Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam
Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
Yine de
Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken
sevmek için çok geç
Ahmet Hamdi Tanpınar
22 Şubat 2011 Salı
sevdakâr çelik selahattin duman yazısı:eşini kaybedebilirsin ama sen sen ol müşteri kaybetme devam >
*paylaşımın için...tesekkürler meli.. _ 21.o1. 2o11_21:48
*paylaşımın için...tesekkürler meli.. _ 21.o1. 2o11_21:48
Ne Gereği Yoktu...Şems Tebrizi
Hiç gereği yokken hayata giren insanlar..
Hiç gereği yokken karşına çıkarlar..
Hiç gereği yokken gününü, haftanı, ayını, belki de yıllarını alırlar..
Hiç gereği yokken gece gündüz aklından geçen her düşünceye bulaşırlar..
Hiç gereği yokken seni istemediğin kadar mutlu ederler..
Hiç gereği yokken hayatını değiştirirler, belki eski hayatını unutturacak kadar..
Sonra hiç gereği yokken hayatından çıkıp giderler...
Şems..
Yagmur... Ceyhun Yılmaz
"Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını;
Herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi"..
Ceyhun. Yılmaz ..
21 Şubat 2011 Pazartesi
sevgili dostlar,...hatırı sayılır bir süreden beri / iki arada bir derede güncelledik mizah ve şiir’i... işaret etmeye çalıştığımız bu süre zarfında / bize özel bir uğraşa yoğunlaşmanın güçlüğünü yaşasak da, blog'a yeni kayıtlar yapmaya azami çaba gösterdik... ve aslında böylesi bir yolla siz değerli izleyicilerimizi selamlamış olduk.
bir iki dostun dışında, kimsenin haberi
sevgili dostlar,...hatırı sayılır bir süreden beri / iki arada bir derede güncelledik mizah ve şiir’i... işaret etmeye çalıştığımız bu süre zarfında / bize özel bir uğraşa yoğunlaşmanın güçlüğünü yaşasak da, blog'a yeni kayıtlar yapmaya azami çaba gösterdik... ve aslında böylesi bir yolla siz değerli izleyicilerimizi selamlamış olduk.
bir iki dostun dışında, kimsenin haberi
Etiketler:
bize bir mektup var,
sevdakâr çelik _YAZILAR
20 Şubat 2011 Pazar
Sır...
Su kendine sırdaş arıyordu
Önce buluta verdi sırrını.
Ağır geldi sır buluta.
Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını.
Sonra göle gitti su.
Ona anlattı derdini.
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp,
dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için,
zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu
Sonra nehre verdi su sırrını.
Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti.
Dereye verdi.
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden
oda götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze..
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..
Hepsi kayboluyordu bir anda.
Sonra bir gün su takip etti dereyi.
Dereye, okyanusa kavuşunca farketti su,
bütün sırlarının akarsularla,
çağlayanlarla, ırmaklarla...
okyanusa taşındığını.
Karar verdi su
Sırrını okyanusa verecekti.
Öyle de yaptı zaten.
Tüm sırlarını okyanusa verdi.
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu.
Ne taştı okyanus,
ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu..
Geçen karşılaştık suyla.
Bir bardaktaydı. Suskundu.
Çok uğraştım konuşturamadım.
Ben, tam giderken ''Dur!'' dedi su.
Durdum!
Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!
Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar....'' dedi
Masal... Mevlana
Aşk ile yananlar özler ateşi.
Sevip de yanmaktan korkanların masal anlatmaktır bütün işi...
Hz Mevlana
18 Şubat 2011 Cuma
Teğet.. Yılmaz Odabaşı
herkes kırılamaz
ipince bir dal olmak gerekir
kırılmak için
...ama dünya kütüklerin...
ağlayamaz herkes
ağlayabilecek kadar büyümek gerekir
dünya ise küçüklerin...
sevemez herkes
bir orman olmak gerekir sevmek için
bak ki dünya çöllerin...
ve vakur bir damla olmak
dalga için
katılmak okyanusa aşk için,isyan için...
YILMAZ ODABAŞI
Git Söyle...
Belki yarın söylemek için çok geç oLabilir
Belki Söyleyecek bir yarın bulamazsın
Belki de söyLicek bir '' Yar '' .
Belki birgün ; dersin
Gençlikte hep böyLe zannederiz
Hatalarımızı binLerce kez telafi edebileceğimizi
Bize milyonlarca şans tanınacağını düşünürüz .
Bir sabah uyanırsın 40 küsür yaşında yapayalnız biri olarak
Geri dönüşü yoktur
Gençlikte söyleyemediğin tek bir söz için tüm hayatını mahvedersin
İşte bu yüzden seviyorsan git söyLe
Kaybedicek hiçbirşeyin Yok ...
17 Şubat 2011 Perşembe
Etiketler:
Nazım Ünal Yılmaz
14 Şubat 2011 Pazartesi
Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun..
Seviyor Olmak... Luis Aragon
"İnsan seviyorsa karşılık görmese bile herşeyden vazgeçip onunla uğraşır, Uğraşmıyorsa sevmekten vazgeçmiş demektir."
L. Aragon
Dört Mevsim... Özdemir Asaf
"Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum". [Ö. Asaf]
Sevgili Kime Denir..M.Tanrıverdi
Gece mesajlaşırken konunun en tatlı yerinde sizi ot gibi bırakarak uyuya kalan kişiye " sevgili " denir
Kim Ne Der...Özdemir Asaf
"Dost gerçekleri.. Düşman işine geleni.. Deli ağzına geleni.. Aşık içinden geçeni söylermiş." Ö.Asaf
Yalnızım...Cezmi Ersöz
Seviyorum...Can Yücel
"İnsana en çok ne koyar bilir misin ? Yanyana oturduğun halde ona hiçbir zaman 'seni seviyorum' diyemeyeceğini bilmek." [Can Yücel]
Acı... Can Dündar
Her seferinde canını acıtsa bile, Hiç kimse ’o’ olamuyorsa, Ve canının yanacağını bildiğin halde yine de seviyorsan,aşk bu işte [Can Dündar]
12 Şubat 2011 Cumartesi
sevdakâr çelik'in çizgisiyle nâzım_
sevdakâr çelik'in çizgisiyle nâzım_
Etiketler:
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE
10 Şubat 2011 Perşembe
*HABERimiz oldu,
*HABERiniz olsun.!.
SEYAHAT HALİNDE GÜLDÜREN MİZAH DERGİSİ: KAMBÜS
*ayrıntılı bilgi "haber" sayfasında...
iletiileti_kültürhaber / 09 Şubat 2011_ 11:32*
*YEREL MİZAH DERGİLERİ KONUŞULDU
*ayrıntılı bilgi "haber" sayfasında...
iletiileti_karder izmir karderizmir@windowslive.com / 07 Şubat 2011_ 15:34
*HABERiniz olsun.!.
SEYAHAT HALİNDE GÜLDÜREN MİZAH DERGİSİ: KAMBÜS
*ayrıntılı bilgi "haber" sayfasında...
iletiileti_kültürhaber / 09 Şubat 2011_ 11:32*
*YEREL MİZAH DERGİLERİ KONUŞULDU
*ayrıntılı bilgi "haber" sayfasında...
iletiileti_karder izmir karderizmir@windowslive.com / 07 Şubat 2011_ 15:34
Etiketler:
HABERimiz oldu*haberİNİZ olsun...
7 Şubat 2011 Pazartesi
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE _kral düşleri ve krallık keyfiyetleri _04.01.2011
Etiketler:
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE
Birşey Eksik... Yılmaz Erdoğan
Bu ilişkide bir şey eksik diyordun yα.. Evet hαklıydın, bir şey eksikti. Sen hiç yoktun mesela.
Yılmaz Erdoğan
Dostum.. Halil Cibran
Dostum..
Göründüğüm gibi değilim.
Görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. Senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise.benim içimdeki 'ben', dostum, sessizlik içinde oturur, sonsuzluğa dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez..
...Halil Cibran
Hoşgittin... Tayfun Talipoğlu
Deniz tuzunu saklıyor
Çizdiğim beyazlarda
Karlar çürüdü
Suyumuz ekşi,
Gönlümüz kırık.
Sevip de kaçanların hiç biri, yüzyıllardır yakalanamadı.
Firarinin umudu tükenmiyor,
Yaşamadan bitmiyor kör olası...
Ama yine de hoş geldin eskimeyen yüzümün yeni gülümseyişi
Hoş geldin!...
Tayfun Talipoğlu
İşte Ben...Ümit Yaşar Oğuzcan
Ben alışılmamış bir insanım biliyorum
Bir karanlıktır ben de pırıl pırıl zamanlar
Mağrur kalbim her yerde asi ve yalnız
Neyleyim umduğum gibi çıkmadı insanlar.
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Dağıttım kaç yıl sevgilerimi cömertcesine
Gözlerim bir vefa arar, arar da bulamaz
Nicedir hasret kulaklarım bir dost sesine
Bilirim, çoğu gün hüzünlüdür bakışlarım
İçimde biri ağlar güldüğüm zaman bile
Gömerken kalbime bütün arzularımı
Yanarım yaşanmamış anıların özlemiyle
Sevdiğim mahzun şarkılardır, hüzünlü resimler
Garip akşamlarda yaşadığımı anlarım
Çevremde kim varsa konuşur durmadan
Ben hep bir heykel asaletiyle susarım.
Gecenin bir yerinde teselliler biter de
Dağıtır saçlarımı onun güzel elleri
Kokusu rengi kalır ellerinin gecelerde
Doğan gün uzaklardan getirir sevdiğimi.
Her İnsan Öldürür Gene De Sevdigini...Oscar Wilde
Her insan öldürür gene de sevdigini
Bu böyle bilinsin herkes tarafindan,
Kiminin ters bakisindan gelir ölüm,
Kiminin iltifatindan,
Korkagin öpücügünden,
Cesurun kilicindan!
Kimisi askini gençlikte öldürür,
Yasini basini almisken kimi;
Biri sehvet'in elleriyle bogazlar,
Birinin altindir elleri,
Yumusak kalpli biçak kullanir
Çünkü ceset sogur hemen.
Kimi pek az sever, kimi derinden,
Biri müsteridir, digeri satici;
Kimi vardir, gözyaslariyla bitirir isi,
Kiminden ne bir ah, ne bir figan:
Çünkü her insan öldürür sevdigini,
Gene de ölmez insan.
Oscar Wilde
Rüyalar... Aziz Nesin
Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
AZİZ NESİN
Mutsuzluk..Dostoyevski
Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler..
Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak ..
Yoksa hangi balık boğmuş kendini;
Hangi serçe atlamış damdan...
...
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Bu Olsa Gerek.. Mr Can Akın
Kendi kendime oynanan bir oyunu sahnelemek gibi..
Bir oyunun içinde yok olmak bu olsa gerek!
Aşk yalanları içinde aşktan kaçmak..
Aşk ile yaşarken aşksız kalmak..
Kalbinin kapılarına çifter çifter kilit vurup..
Anahtarını denizin en derinlerine savurup..
Aşkı unutmak için başka uğraşlara dalmak...
Aşk içinde aşksız yaşamak bu olsa gerek!
Aldanma korkusuna yenik yaşamak..
Acıları perde arkasına saklamak..
Sahnelenen oyunun bir parçası olmak..
Aşktan korktuğunu anlatamamak bu olsa gerek!
Yüzündeki maskeyi çıkarmaktan ölesiye korkmak..
Yüreğini mengenelerle sıkıştırmak..
Sessiz çığlıklarla yüreğinde fırtınalar yaratmak bu olsa gerek!
.........bu olsa gerek sessiz kalmak!
Mr Can Akın
5 Şubat 2011 Cumartesi
sevdakâr çelik
_mübarek ya da körlemesine yönetimlerde akibet_05.02.2011
_mübarek ya da körlemesine yönetimlerde akibet_05.02.2011
Etiketler:
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE
2 Şubat 2011 Çarşamba
sevdakâr çelik _ h.mübarek yönetimine mısır halkının tepkisi sürüyor_ 02.02.2011
sevdakâr çelik _ h.mübarek yönetimine mısır halkının tepkisi sürüyor_ 02.02.2011
Etiketler:
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE
1 Şubat 2011 Salı
sevdakâr çelik
_ mısır'da yönetime karşı halk direnişi*
...yoksulluk, işsizlik, baskı ve yolsuzluktan gına getiren iki milyon mısırlı,
-30 yıllık birikimin öfkesiyle-
tahrir(özgürlük) meydanı’nda bir araya geldi ve
“sağır sultan”a çığlığını duyurdu.(01.02.2011)
sevdakâr çelik
_ mısır'da yönetime karşı halk direnişi*
...yoksulluk, işsizlik, baskı ve yolsuzluktan gına getiren iki milyon mısırlı,
-30 yıllık birikimin öfkesiyle-
tahrir(özgürlük) meydanı’nda bir araya geldi ve
“sağır sultan”a çığlığını duyurdu.(01.02.2011)
Etiketler:
sevdakâr çelik _ÇİZinceLİKLE
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)