Kimim bilmiyorum geldiğim yeri
Saçlarım uzamış, çökmüş yanaklarım
Kokuyor ciğerlerimdeki küf
Hafızamdan taşmış hayat
Kurtlanmış yaralarım
Çürüyen bir et parçasıyım
Bağlanmış paslı zincirlerle
Bilmiyorum kimin için tehlikeliyim
Kapıların kilitli, camların demirle perdelendiği
Bu ortaçağ tımarhanesinde
Uyanıyorum aniden ve
Sigaraya uzanıyorum
Çağırır gibi yardıma
Çocukluğuma ellerimle gömdüğüm birini
Niye bilmiyorum yıllar önce
Fırlayıp gittiğimi evimden
İpini koparan bir köpek gibi
Çılgınca koştum aklımın sınırlarında
Soğuktan morardığım bir geceyarısıydı
Asla incitmemek için hakikati
Yırtıp attım verdikleri haritayı
Doğruydu yollarda kaybolduğum
Yıktım durmadan kurduğumu
Ne zaman azcık umutlansam
Doğruydu kadınlara vurulduğum
Ben işlenmiş bütün suçları
Hep üstüme aldım giderken
Yalanları, arızaları ve yanlış anlamaları
Ve galiba, hep kaldım kuytu bir yerlerde
Hiçbir zaman unutulmayacak
Kötü anılar gibi
Emre Gürdal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder