Zevk almasaydım, acı falan çekmezdim. Başımdan geçen herşey, geçecek olan herşey gibi sadece benimle ilgiliydi. Yinede sızlanmaya hakkım olmalıydı. Hakkım olduğunu düşünmesem sızlanmazdım. "Bunca acının bir karşılığı olmalı..." dedim. Ödül mü bekliyordum? Kesinlikle. Sadece maaşla yetinemezdim, ikramiye de şarttı. Hatta göz doldurmalıydı...
Çektiğim acıyı ölçüp biçecek yeteneğe sahip olmadığımı farz ediyordum. Aslında, sıkça ve alenen beyan ediyordum. Acı hissinin ne tanımı, ne ölçü birimi yoktu hayatımda. Kekeleyerek bunu insanlara anlatmaya çalışıyordum. Böyle olmalıydı. Aksi halde... Aksi halde, acı falan çekmiyorum demekti...
Alacağımdan bir an bile şüphe etmeden ödülümü bekledim... Bekledikçe haksızlığa uğradığımı düşünmeye başladım. Haksızlığa uğradığımı kendi kendime dillendirdikçe, hastalıklı düşüncem yeterince acı çekmediğim sonucuna ulaştırdı beni. Daha fazla acı için çabaladım durdum.
Sonuçta, kolayca farkına varılan bir değişiklik olmadı hayatımda. Bunca acının buncaymış karşılığı... Elden ne gelir?!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder