"Neyimi sevdin benim?" diye sordu, gözlerindeki korkuya 'dargınlık' rolü yaptırarak. Henüz ustalaşmamış. Belli ki telaşlı telaşlı sevmiş hep ve telaşları sevmek bellemiş.
"Dalgalar sahilde can vermeli..." diyebildim. Der demez, kekeleyen dilimin hayata getirdiği bu imgeyi açıklamak gereği duydum. Sonra vazgeçtim...
" 'Beni seviyor musun?' olmasın asıl soru..." dedim, gülümsedim.
Bir dargın, bir barışık "Sen söyle." dedi.
"Seviyorum..."
"Neyimi seviyorsun?" diye sordu.
"Henüz yaşamadığın günleri, saatleri..."
Sustuk. Hatırlı dostlarımız sevgi ve saygı girdi araya, barıştık. Sarıldık ve o, bu konuyu tekrar açana kadar, rafa kaldırdık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder