Ne zaman konuşmaya başlasam; özenle seçtiğim kelimeler için bile sözlüğe bakmaya gereksinim duyuyor buradaki çocuklar. Oysa ben neredeyse çözdüm onların dillerini. Yanlışlıkla Türkçe konuşsalar, yabancı bir dil gibi geliyor bana. Beni sevip sevmemeleri umrumda değil de, severlerse fena. Peşime takılırlarsa, hayat çok acımasız davranabilir onlara. Onlarsa, çok temizler henüz, ağızları ne kadar bozuk olsa da...
Kasaba kurnazı da olsalar, büyük şehrin ufacık tozları da olsalar; rüyalarını daha kundaktayken becermeye çalışır benim sırtımdan inmeyen dünya.