*HABERimiz oldu,
*HABERiniz olsun.!.
* İZMİR NAZIM KÜLTÜREVİ'NDE 12 EYLÜL SERGİSİ
*ayrıntılı bilgi "haber" sayfasında...
ileti_"saat.kulesi 35" /31 Ekim 2010_22:08
Pages
▼
Sayfalar
▼
31 Ekim 2010 Pazar
30 Ekim 2010 Cumartesi
MAVİ BULUT + KÜRESEL MEVSİM DEĞİŞİKLİĞİ ve 3 Maymunluk Haller+ ÇİZinceLİKLE_
sevdakâr çelik ***İnsanoğlu yaşamı yanlış anlıyor.
Bilgiyi bilgelik adına yanlış kullanıyor.
Kuralları ve tutkusuyla Toprak Ana'ya eziyet ediyor.
Doğanın bir ürünü olduğu halde, çıkarı uğruna yok ediyor onu. Ama doğanın yasaları,
insanoğlundan çok daha güçlü...
Bu zavallı yaratık eğer uyanabilirse, kendi sonunu
sevdakâr çelik ***İnsanoğlu yaşamı yanlış anlıyor.
Bilgiyi bilgelik adına yanlış kullanıyor.
Kuralları ve tutkusuyla Toprak Ana'ya eziyet ediyor.
Doğanın bir ürünü olduğu halde, çıkarı uğruna yok ediyor onu. Ama doğanın yasaları,
insanoğlundan çok daha güçlü...
Bu zavallı yaratık eğer uyanabilirse, kendi sonunu
28 Ekim 2010 Perşembe
pas geçilmeyecek fikir_A_lar...
yorumLUyorum
.... Gazetedeki iş ilanını okuyup, başvuruda bulunan Matematikçi Mehmet, Ekonomist Ahmet ve Muhasebeci Himmet mülakata alınırlar. İlk görüşme Matematikçi Mehmet’le gerçekleştirilir.
Soru şöyledir:
“-İki kere iki kaç eder.?.”
Matematikçi, hiç düşünmeden; “-Dört.!.” diye yanıt verir.
Görüşmeci bir kez daha sorar:
“- Kesin dört mü?”
yorumLUyorum
.... Gazetedeki iş ilanını okuyup, başvuruda bulunan Matematikçi Mehmet, Ekonomist Ahmet ve Muhasebeci Himmet mülakata alınırlar. İlk görüşme Matematikçi Mehmet’le gerçekleştirilir.
Soru şöyledir:
“-İki kere iki kaç eder.?.”
Matematikçi, hiç düşünmeden; “-Dört.!.” diye yanıt verir.
Görüşmeci bir kez daha sorar:
“- Kesin dört mü?”
26 Ekim 2010 Salı
“ne güzeldir insanın insana yanması.”
ORHAN KEMAL'i anlatıyor:
Orhan Kemal'i tanıyordum ama, öylesine. Dünya gazetesinde çalışmaya başlayınca daha sık görmeye başladım. Hem Fikret Otyam'ın, hem de ağabeyim Şahap’ın çok yakın dostuydu, sık sık birlikte oluyorduk. Ben Dünya'dan ayrıldım, başka gazeteye geçtim, Fikret Ankara'ya yerleşti, ama birlikteliğimiz hep sürdü.
Çok para sıkıntısı çekiyordu. Bir gün gazetedeyken bana telefon
Orhan Kemal'i tanıyordum ama, öylesine. Dünya gazetesinde çalışmaya başlayınca daha sık görmeye başladım. Hem Fikret Otyam'ın, hem de ağabeyim Şahap’ın çok yakın dostuydu, sık sık birlikte oluyorduk. Ben Dünya'dan ayrıldım, başka gazeteye geçtim, Fikret Ankara'ya yerleşti, ama birlikteliğimiz hep sürdü.
Çok para sıkıntısı çekiyordu. Bir gün gazetedeyken bana telefon
Semih BALCIOĞLU ustanın "IŞIK" adlı karikatürünün öyküsü...
I ş ı k !
12 Mart muhtırasından hemen sonra müthiş bir aydın kıyımı başlamıştı. Gün geçmiyordu ki birkaç arkadaşımızın, birkaç dostumuzun işyerlerinden ya da evlerinden palas pandıras alınarak götürüldüklerini duymayalım. Bunun dışında evlerine yapılan baskınlar sonucu kitaplıkları boşaltılarak sözde "zararlı yayın"lara el konup yakıldığı haberleri yayılıyordu...
Aydınlar götürülüyor, ama
Semih BALCIOĞLU
Gabrovo Mizah Evi’nin yaptığı oylama sonucu dünyanın 106 çizerinden birisi kabul edilen Semih Balcıoğlu, 14 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul’da doğdu.
Işık Lisesi ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. 1951’de Akademi’nin Grafik Sanatlar Bölümünü bitirdi.
1954 yılında Emel Hanım (Çamurdan) ile evlendi.
Ömür adında bir kızı oldu.
İlk karikatürü 7 Ocak 1943’te Akbaba
Gabrovo Mizah Evi’nin yaptığı oylama sonucu dünyanın 106 çizerinden birisi kabul edilen Semih Balcıoğlu, 14 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul’da doğdu.
Işık Lisesi ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. 1951’de Akademi’nin Grafik Sanatlar Bölümünü bitirdi.
1954 yılında Emel Hanım (Çamurdan) ile evlendi.
Ömür adında bir kızı oldu.
İlk karikatürü 7 Ocak 1943’te Akbaba
8 Ekim 2010 Cuma
emmi kızından emmi oğluna pulsuz mektuplar .....
Gözümün incisi, göynümün sahabı, her bişeyi gözel, dili datlı, sözü ballı benim gıymatlı mı gıymatlı Sevgili Emmi Oğlu,
Nassın eyi misin? Senin eyi habarlarını aldıkça galbim bi ferahlıyo bi ferahlıyo!
Emmee, habarın gelmeyince ne sen sor ben deyiverem sana!...
Şeker Bayramı’ndan buyana hep gelcen deyi gözüm yollarda galdıydı… bayramda yetim
Gözümün incisi, göynümün sahabı, her bişeyi gözel, dili datlı, sözü ballı benim gıymatlı mı gıymatlı Sevgili Emmi Oğlu,
Nassın eyi misin? Senin eyi habarlarını aldıkça galbim bi ferahlıyo bi ferahlıyo!
Emmee, habarın gelmeyince ne sen sor ben deyiverem sana!...
Şeker Bayramı’ndan buyana hep gelcen deyi gözüm yollarda galdıydı… bayramda yetim